Salı, Şubat 12, 2013

Saygın okurlarım,


Saygın okurlarım,
Geçmiş iki yazı dizimde sizlere halifenin gizli ordusunu bir nebze anlatmaya çalıştım bu hafta bu gizil ordunun yapısal olarak yaptıklarını görünür biçimde anlatmaya çalışacağım…
Bildiğiniz gibi uyuşturucu çok kolay para kazamaya yarayan bir yasa dışı ölüm ticaretidir bunun için arz ve talep çok önemli bir faktör teşkil eder, arzı çoğalmak talebi artırmak için tanınmış kişiler sanatçılar genelde kullanılır, reklamın iyisi kötüsü olmaz çünkü memleketimizde bu yönde eğitim verilmemektedir.
Orta öğretim hatta ilköğretimde henüz uyuşturucu madde eğitimi ve zararlarını öğretecek bir eğitim sistemi yoktur, bu eğitimi veren ülkelerde bile uyuşturucu hızla artmakta iken yurdumuzda hala dini eğitim kisvesi altında bu uyuşturucu olgusu gösterilmiyor, buda halifenin Gizli Ordusuna yarıyor…
Bu nedenle yapılan işlemler arasındaki yapılmayan işlemler yani operasyonlar fazla gösterilmiyor su üzerindeki olaylar medyaya yansıtılıyor…
Bazen olan operasyonlar devlet kurumları tarafından bile gizlenir…
Bizim yetiştirip hayata hazırladığımız gençlerimiz için uyuşturucu büyük felaket getireceğini bilmeniz gerekir, bu bir olgu olduğunu bilmek uyuşturucu savaşını kazanmak demektir, bu olguyu yok saymak ise uyuşturucu savaşı baştan kaybetmek demektir…
İstanbul’da Bir Üniversitesinde olan bir olayı size aktaracağım fakat kişi hak ve özgürlüklerine zara vermemek için adı ve soyadını ve üniversitenin adını yazmayacağım. Çünkü bunu sizleri bilmenize gerek yok, bilmeniz gerek olgular, bu gizli olgunun uyuşturucu ile oluşan ölüm ticareti ve buna bağlı çalışan halifenin ret etmesine veya bunu iyi niyetle düşünürsek bilmemesine  rağmen gizli ordusuna bağlı ölüm tacirleri olduğudur…
Bahsi geçen Üniversite yönetimi bu işi ört pas etmiştir…
AMATEM’de tedavi olan bir genç vardı…
AMATEM’deki tedavi başarılı olduğuna inanıldı…
O genç üniversiteye giderken, üniversitenin yüksek bir bölümünden atlıyor…
AMATEM’den çıktığı ay ile öldüğü ay arasın da 1 aydan az bir süre olduğu halde, adli tıpta yapılan incelemede hiçbir uyuşturucu maddeye vücuda rastlanmadığı iddia edildi…
Bu olayı araştıran ailesine baskı yapıldı, uyuşturucu maddenin en az 6 ay vücutta kalıcı etkisi olduğunu söylese de kimseyi buna inandıramadılar…
Şimdi medyaya bir bakalım korkak medya uyuşturucu konusunda nasıl halkı aydınlatıyor ve halifenin gizli ordusuna nasıl yardım ediyor?
Bu geçtiğimiz hafta Halifenin “Gizli Ordusu -2-“ başlıklı yazımı 22.01.2013 tarihinde yazmıştım, ünlü olmak göreceli bir kavram olmasına rağmen ünlü denilen, halifenin savcısı: Tarkan tedavi edilsin haberini büyük puntolarla yayınladı…
Göreceli kavramda Sanatçı Tarkan'ın uyuşturucu davasında halifenin savcısının mütalaasını açıkladı…

Halifenin Savcısı, Tarkan'ın tedavi görmesini ve denetimli serbest bırakılmasını talep etti…

Göreceli kavramda Ünlü pop şarkıcısı Tarkan Tevetoğlu'nun, Uyuşturucu davasıyla ilgili dikkat çekici bir 23-01-2013 tarihide gelişme yaşandı…

Savcı mütalaasında, Tarkan'ın tedavi görmesi ve denetimli serbest bırakılmasını talep ettiği tüm medya organlarında reyting bakımından yayınladı…

Reyting olan haberde; Uyuşturucu kullanmaktan 2 yıla kadar hapis istemiyle yargılanan göreceli olarak sanatçı sayılan Tarkan, ''Hayatın ve şöhretin zorluklarından dolayı bir dönem esrar kullandığımı kabul ediyorum. Pişmanım'' söylevini yapmıştı haberi büyük puntolarla verildi...

BU GÖRECELİ SANATÇI HALİFENİN YÖNETTİĞİ ÜLKEDE UYUŞTURUCU TEMİN ETMEKLE SUÇLANIYORDU…

2010 yılının Şubat ayında düzenlenen ve medyaya gösterilen operasyonda gözaltına alınan Tarkan, arkadaşlarına uyuşturucu temin etmekle suçlanıyordu...

Uyuşturucu olgusu medyaya gösterilen operasyonu kapsamında gözaltına alınan ve daha sonra serbest bırakılan göreceli şarkıcı Tarkan ve 17 kişi hakkındaki iddianame hazırlanmıştı…

Halifenin Savcısının Tarkan'a yönelik suçlamasının karşılığı 1 ile 2 yıl arasında hapis ya da denetimli serbestlik olacaktı…

Şimdi sorular soruları kovalıyor, kişi hak ve özgürlüklerine saygı duyarak sormak zorunda olduğumuz bazı sorular olacaktır…

Uyuşturucu ile mücadele eden güvenlik güçleri ile yasalar arasında acaba anlaşılmayan yanlışlık var mı?

Yasalarda bir boşluk var mı?

Tutuklanan bir sanık hâkim veya savcı psikolog ve de uyuşturucu konusunda eğitim almış mıdır?

Bu savcı ve hakim bir tutuklu sanığı akademik olarak uyuşturucu kullanımı ve bulundurulması için böyle bir eğitim almadan, nasıl, ne sebepten kimlere danışıp, denetimli olarak serbest bırakabiliyor…

Bu göreceli sanatçı Tarkan hakkında çıkan bu tür haberlere üzüldüğünü bir basın toplantısında bildirdi…

Bunun yanında  halifenin yönetimi altıdaki Türkiye’de 24-01-2013 tarihinde medyaya yine reyting olarak  gösterilen Şafak Operasyonu'nda karar: 22 sanığa hapis aldı haberi verildi…

Halifenin yönettiği Türkiye’de, Kastamonu'da 32 sanığın yargılandığı uyuşturucu madde ticaretine ilişkin gerçekleştirilen ''Şafak Operasyonu'' Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki davasında, 22 sanık 5-16 yıl göstermelik olarak sözde ağır hapis cezasına çarptırılırken,  yine göstermelik olarak sözde 9 sanık ise beraat etmiş…

Göreceli göstermelik haberin detayına bakalım; Halifenin yönetimi altıdaki Türkiye’de, Kastamonu’da Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına, sanıklar ve uyuşturucu sanık avukatları katılırken,  halifenin güvenlik güçleri geniş güvenlik önlemleri alınmıştı…

Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki Duruşmada, uyuşturucu olgusu içinde tanık olarak dinlenen vampir İrfan Ekşi, “kimseden uyuşturucu madde almadığını” iddia ederek, ''Sanıkların çoğu arkadaşım. Sanıklardan Eray, Emrah ve Kamil'le uyuşturucu içtik ama hiçbir şekilde onlardan uyuşturucuyu parayla almadım. Daha öncede ifade vermiştim ama farklı yazılmış'' söylevinde bulundu.

Burada şu söylene bilinir, bizde bir söz vardır, “arkadaşını söyle seni söyleyeyim” denir…

Uyuşturucu olgusu içinde bulunan tanıklardan vampir Samet Boyacı da “kimseden para karşılığında uyuşturucu madde almadığını, daha önceki ifadesinde polislerin kendisine baskı da bulundu” ğunu ileri sürerek, ağzından çıkan kelimelerin aynen yazılmadığını söylevinde bulundu…

Yine Uyuşturucu olgusu içinde olan vampir Orhun Can Yılmaz ise vampir Kamil P'den “uyuşturucu madde almadığını” söylemesi üzerine Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki mahkeme başkanı; ''Daha önceki ifadende Kamil P'den uyuşturucu aldım, temin ettim demiştin. Şimdi neden ifadeni değiştirmek istiyorsun?'' söylevinde bulundu…
Vampir Yılmaz, “polise, baskı altında ifade” verdiği söylemesi üzerine Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki mahkeme başkanı, ''Kim sana baskı yaptı? Allah üzerine yemin ettin. Polisler de mesleğe girmeden önce Allah üzerine yemin ediyorlar, biz de ediyoruz. Siz de burada namus ve şeref üzerine yemin ediyorsunuz. Unutmayın!'' söylevi üzerine vampir Yılmaz, ''Ben bu kadar kişinin içinde konuşmak istemiyorum. Size sadece söyleyeyim'' söylevini yaptı…

Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki Mahkeme başkanının, Vampir Yılmaz'a son kez Vampir Kamil P'den “uyuşturucu madde alıp almadığını” sorması üzerine, ''Fişek diye tabir edilen uyuşturucu maddeyi Kamil P'den aldım'' Söylevinde bulundu…

Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki Mahkeme başkanı uyuşturucu tanıkların dinlenmesi üzerine kısa bir ara verdikten sonra;  uyuşturucu madde ile ilgili olguda sanıklardan İ.C.S, 16 yıl 8 ay, E.İ ve T.Y. 15'er yıl, O.K, E.K, U.Ü, H.S, M.K ve Ü.A ise 10'ar yıl göstermelik olarak hapis cezası verildi…

Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki Diğer uyuşturucu madde için tutuklanan sanıklardan, M.Y, M.A, R.E.Y, K.P, E.K, T.Ş, U.K.S, B.Y, Ö.F.Ö, G.Y, O.Y, M.K. ve M.S de 5'er yıl göstermelik ağırlaştırılmış hapis cezasına çarptırıldı…

Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki uyuşturucu Sanıklardan 8'i beraat ederken, 1 kişinin ise sözde bulunamadığı için yargılanamadı…

Halifenin yönetimi altındaki Türkiye’de bulunan İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü(KOM) ekipleri, İstanbul, Ankara, Kastamonu ve Çankırı illerinde operasyon kararı alındı…

Ekipler, Halifenin cumhuriyet savcılığından alınan izinler doğrultusunda daha önceden belirlenen adreslere eş zamanlı 'şafak operasyonu' yaptı…

Görevlerini yapan Yaklaşık 120'den fazla polisin görev aldığı operasyona özel harekat timleri de destek verdi. Yalnız bunu sonucunu biliyorlardı, onlar yakalasa bile Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzeninde dışarı çıkacaklardı…

Yapılan operasyonlar sonucu 72 kişinin 'uyuşturucu madde satmak, temin etmek, nakletmek, bulundurmak ve kullanmak' suçlarını işledikleri iddiasıyla gözaltına alındı…

Uyuşturucu madde olgusu altında tutuklana vampirlerin İfadelerin alınması ardından gözaltına alınan 21 kişi, tutuklanma talebiyle Halifenin denetimi altıda olan hukuk düzenindeki adliyeye sevk edildi…

Uyuşturucu madde olgusu altında tutuklana vampirler arasındaki Şahıslardan 2'si serbest bırakılırken 19'u tutuklandı…

Uyuşturucu madde olgusu altında yapılan Operasyonlarda, söylediğine göre 221 gram kubar esrar maddesi, 151 gram toz esrar maddesi, 4 kök Hint keneviri, 2 gram kenevir tohumu, 6 çarşaf tabir edilen esrar içiminde kullanılan kağıt, 57 gram Bonzai, 10,6 gram Jameican, 45 uyuşturucu hap ele geçirilmiş…

Uyuşturucu madde olgusu altında tutuklana vampir Şahısların Ankara ve İstanbul'dan temin ettikleri esrar, kimyasal içerikli uyuşturucu madde ve hapları Kastamonu'ya getirerek pazarladıkları kayıtlar geçmiş…

25-01-2013’de Yine bu seferde yukarıda belirtiğim gibi ünlü olmak göreceli bir kavram olmasına rağmen yine ünlü denilen; Ünlü oyunculara şok narkotik operasyonu yapıldı…

25-01-2013’de Narkotik operasyonu kapsamında, aralarında göreceli ünlü oyuncular Cemal Hünal, Çağatay Ulusoy ve şarkıcı Cenk Eren’in de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına aldı.
Bu seferde Halifenin yönettiği ülkede Narkotik operasyonu kapsamında, aralarında ünlü oyuncular Cemal Hünal, Çağatay Ulusoy ve şarkıcı Cenk Eren’in de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına aldı.

Halifenin yönettiği ülkede İstanbul Narkotik Suçlarla Mücadele ekipleri yapılan operasyonda aralarında şarkıcı Cenk Eren, dizi ve sinema oyuncusu Çağatay Ulusoy, Cemal Hünal ve Gizem Karaca'nın da aralarında olduğu 30'dan fazla kişi gözaltına alındı.

Uyuşturucu operasyonu olgusu içinde gözaltına alınanlar arasında bazı tiyatro oyuncularının da olduğu biliniyor…

Okurlarım,

Fazla detaya girmek istemiyorum çünkü yukarıda söylediğim gibi ünlüler ile uyuşturucu bir araya gelince reklam oluyor ve reklamın iyisi kötüsü olmuyor…

Bakınız yılar önce yine böyle olgular oluyordu, şimdiki zamanda yani 13 senede bu olaylar daha çoğaldı çünkü halife iktidara gelmek için bilse de bilmese de bu uyuşturucu olgusuna ihtiyacı vardı, gizli ordusunu ancak böyle besliyordu buda Narko-terör olgusunu olmasına yardımcı olmuştur…

Ülkemizde olduğu gibi Terörizm, dünyada sadece belirli bölgelerde olduğu gibi görülen büyük şehirlerde veya sahil kentlerinde oluşan lokal bir problem olmadığı bilinmelidir…

Bütünüyle dünya coğrafyasında görülmüş ve görülmekte olan bir terör adıyla anılan olgu insanlık problemi olarak kabul edilir…

Böylelikle terörizm sadece sınırları olarak ülkelerin sorunu değil, tüm dünyanın ortak sorunudur. Bu sorundan yararlanmak isteyen, koku ile bazı ülkeleri boyundurukları altına almak isteyen diğer devlet ve kurumlarda şimdiki zaman diliminde bulunmaktadır…

Her zaman Vampir Terör örgütleri, tipik olarak kar amaçlı kurulmuş örgütler değillerdir…

Göreceli olarak  görünüşte ve oluşumunda daha çok siyasi, ideolojik, dini amaçlarlar,   faaliyetlerini sürdüren kişi ve bağlı buldukları kurum ve kuruluşlar şimdiki zamanda istihbarat örgütleri ile iç içe geçmiş girift bir yumak içinde yapılan operasyonlarının, ülkemizde görüldüğü gibi bölmenin ve bölünme için yapılan operasyonların yapısal zincirin halkasıdır…

Bu operasyonlar gerekirse operasyonların başarıya ulaşması için şiddet, korkutma ve yıldırma yöntemlerine başvuran vampir örgütleri kontrol etmek güç olsa da imkânsız değildir, çünkü kontrolsüz güç güç değildir…

Şimdiki zaman diliminde görülmüştür ki; gün geçtikçe vampir terörist faaliyetler ile organize suç faaliyetleri benzerlik göstermeye başlamışlardır. Çünkü birçok olayda, vampir teröristlerin karar merkezli gruplar gibi hareket ettikleri gözlemlenmektedir. Dünyada bunun birçok örneklerine rastlanılmaktadır…

Vampir Terör örgütleri ellerinde bulunan kara paranın aklanmasında uyuşturucu kaçakçılarının yöntemleri ve yeteneklerinden son derecede bilinçli olarak faydalanmaktadır.

Şimdiki zaman diliminde vampir terörist örgütleri finansmanlarını esas olarak başta uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere yurdumuzda ve dünyada illegal faaliyetlerden elde ettikleri bilinmekte olup, üzerine yeterince durulmadığı ve de ülkemizde halifenin yönetimi altındaki güvenlik ordusu tarafından üzerine gidilmemekte olduğu bilinmektedir…

Bu bilinen olgunu gösterilmemesinin nedeni ise halifenin görülen yasal güvenlik ordusu ile gizli ordusu arasında para alışverişi olması bu olguda siyasi işlerinin daha kolay yürümesidir…

Narkotik yani uyuşturucu ile mücadele normalde tek yasal güvenlik kuvvetleri ile olmadığı ve eğitimin; ilk, orta, yüksek, eğitim veren kurumlarda akademik olarak verilmesi gerektiği bilinmektedir...

Buna göre ülkemizin işi daha zordur çünkü ülkemiz normal bir ortamda yönetilmiyor, o nedenle gençlerimize bilinçli olarak biz eğim vermeliyiz, yoksa çok geç kalmış olabiliriz…

Bu eğitim gençlerimize verilmez ise , hiçbir güvenlik kuvvetleri başarılı olamaz, kısaca “havanda su dövmeye” benzer mücadele ortamı göstermelik olarak oluşur, bu eğitimi veren ülkelerde bile bu eğitim akademik yönden verilmesine rağmen yeteli olmadığı biliniyor, çıkar ve siyaset uğruna dünyada ve ülkemizde nice gençlerimiz ölüyor, işte bunları Narko-terör olgusunda iyi düşünmemiz ve bu olgunun yalnız ünlülere ait bir reyting aracı olmadığını magazinsel olmadığını bilmemiz gerekir, bu olgu yaşam ile ölüm arasındaki kısa bir filim sahnesi olmadığını geçek olduğunu, sonunu ölüm olduğunu bilmemiz ve bildirmemiz gerekir…

Bu vampirlerin yaptığı işlev, bizdeki PKK terör örgütünün finansmanını hangi yoldan sağladığını bilinmektedir, örgütün sözde ideolojisine ve kendi çapına göre değişkenlik gösterdiği alanlara bakarak kurduğu sistemi görebiliriz, bu sistemi bakış açımızı genişlettiğimiz ölçüde at gözlüğü takmadan artık net olarak görmemiz mümkündür, ya faktörle bu sistemin yürümesini büyük ölçüde sağlar, bu yan faktörlerden biri ise halifenin gizili ordusudur, bu ordu siyasal yönden halifenin dış ve iç bağlantılarını kontrol eden yegâne unsurdur, illegal yapısal ortama sahip olan bu sistem, bir illegal sistem olarak ülkemizde ve dünyada beli bir yere sahiptir…

BM bakış açısına göre yıllık küresel getirisi yaklaşık 500 milyar doları bulan uyuşturucu kaçakçılığı, her suç organizasyonu için olduğu gibi, vampir terörist organizasyonlar için de çok cazip bir finansman kaynağı olduğu BM tarafından gözlenmektedir.

Bu gözlemler rapor halinde tüm ülkelere geçmişte verildiğini bilerek, davrana BM yine de ülkemizdeki bu illegal yapıya ülkemizde ve yut dışında müsemma gösterilmesi ayrı bir tartışma konusu olarak yıllardır gündemdedir…

“BEERS Rand, The Worldwide Connection Between Drugs and Terror/Washington DC.” Verilen bilgiye göre; Geçtiğimiz yıllarda bazı devletler terör örgütlerini finansal olarak desteklemiş, silah, doküman, eğitim, lojistik yardımında bulunmuş ve söz konusu organizasyonlara topraklarını kullanma izni vermiştir. Ancak özellikle 11 eylül sonrasında terörist organizasyonların finansal kaynaklarının uluslararası alanda yoğun bir inceleme altına alınması ve terörizmi destekleyen ülkelere karşı kınama kampanyası başlatılması neticesinde örgütler kendilerini finanse etmek amacıyla uyuşturucu kaçakçılığı olmak üzere diğer bir çok illegal faaliyetlere yönelmişlerdir.
Yine dikkat çeken bir bilgi ise; Ayrıca terörist organizasyonları destekleyen sivil toplum kuruluşlarının mali yardımlarını kesmesi ve uluslararası alanda terörist organizasyonların mal varlıklarına karşı etkili yasal önlemler alınması da, terör örgütlerinin önümüzdeki dönemlerde uyuşturucu kaçakçılığına daha fazla karışması sonucunu da beraberinde getirecektir.

“TRANSNATIONAL INSTITUTE, Afganistan, Drugs and Terrorism (December 2002 Amsterdam)” on bir yıl önce bu bilgide verilmişti işte o bilgi; Terörist örgüt mensupları ile uyuşturucu kaçakçıları arasında sürekli bir ilişki mevcuttur. Bu ilişkiler, terör örgütleri tarafından, uyuşturucu kaçakçıları için gerekli imkân ve olanakları sağlamadan başlayarak, doğrudan uyuşturucu kaçakçılığıyla iştigal etmeye kadar varmaktadır. Dolayısıyla, bu ilişkiden her iki tarafta yararlanmaktadır. Uyuşturucu kaçakçıları teröristlerin örgütsel yapılanma yöntemleri, silah tedarikleri ve gizli örgütlere giriş imkânlarından yararlanmaktadır. Terörist örgütler ise, uyuşturucuyu bir gelir kaynağı olarak kullanmakta ve elde edilen kara paranın aklanmasında uyuşturucu kaçakçılarının yöntemleri ve yeteneklerinden azami derecede istifade etmektedir. Uyuşturucu kaçakçıları ise terörist organizasyonlar tarafından kontrol edilen büyük alanlarda onlarla işbirliği yapmaları halinde güvenle hareket edebilmektedir.

Fakat ülkemizde halifenin kurduğu parti ve kabine vardı. Henüz daha devlet yönetimini bilmeyen ve herkese saldıran bu kabine ve yönetim alanlarının içine sızmak çok daha kolaydı, çünkü agresif olan hele din duygularını sömüren ve bölmenin ana temasını oluşturun halifenin yönetimi altıdaki hükümeti bu konuda yönetmek çok kolaydı…

Biraz geriye dönüp bilgileri olgumuz içinde irdeleyelim; vampir Terörist örgütler günümüzde olduğu gibi geçmişte, örgütün vampir uyuşturucu kaçakçılığı faaliyetlerini mümkün olduğunca halkımızdan ve toplumundan gizlemekte başarılı olmuşlardır…
Uyuşturucu kaçakçılığı tüm toplumlar tarafından bir insanlık suçu olarak kabul edildiğinden bunları yöneten istihbarat servisleri kurdukları düzendeki hükümeti zora sokmamak için yapılan senaryolarda vampir örgütün imajını zedelemekte ve senaryo icabı propaganda faaliyetlerinin başarısızlıkla sonuçlanması için göstermelik olgular yılladır ülkemizde gösterilmektedir…
Uyuşturucu kaçakçılığı aynı zamanda vampir örgüte destek sağlayan ülkelere de olumsuz bir imaj bırakmakta senaryonun başka bir aşaması idi…
Söz konusu ülkeler ülkemizde olduğu gibi vampir terör örgütlerini desteklerken çekimser davranmakta olması senaryonun başka bir olgusu olmuştur…
Uyuşturucu faaliyetlerine karışan ülkemizde bulunan vampir örgütler uluslararası kamuoyunun bir süre için, kısaca bölünme olgusu oluşmadan desteğini de kaybetmemek için değişik türde oyalıyıcı senaryolar yapmışlardır ve de bu senaryolar sayesinde çok başarılı operasyonlara imza atan dış istihbarat servisleri ülkemizde beli bir orada yer ve imkan sağlamıştır…
Türkiye geçmişte ve günümüzde vampir terör örgütlerinin eylemlerine hedef olurken bunları arasında uyuşturucu ticareti yapan kişiler belirlenmeden ört pas edilmiştir, sebebi bilinmeyen saldırıların ardından bu uyuşturucu operasyonları da bulunmaktadır…
Fakat bunların hepsi terörist saldırı olarak belirlenmiştir ve öyle halkımıza ve dünyaya gösterilmiştir, bazen olgular öyle olmuşturki öldürülen kişiler kahraman olarak lanse bile edilmiştir…
Başarılı sayılmasa bile yukarıda belirttiğim şekilde “havanda su dövmek” gibi yürütülen mücadeleler neticesinde, vampir terör örgütlerinin uyuşturucu madde kaçakçılığının her safhasında (imalat/ taşıma/ aracılık/ satış/ sokak satıcılığı v.b.) yer alarak finansal destek sağladıkları bir ölçüde tespit edilmiştir…
Yukarıda belirtilen tespitler yetirince halkımıza verilmemektedir ancak uyuşturucu görsel olarak; ünlü olmak göreceli bir kavram olmasına rağmen yine ünlü kişiler göz altına alındığı zaman uyuşturucu olgusu görünür hale getiriliyor, buda diğer yapılmış veya yapmamış operasyonları göstermek için ülkemiz şimdiki zamanda ulusal ve yerel medyasında görsel olarak gösterilmektedir…
Vampir PKK-KONGRA-GEL-KADEK vampir terör örgütünün uyuşturucu suçlarına karıştığını uluslararası raporlar bile olduğu halde bunu hâlâ magazin programları içinde magazin olarak medya vermektedir…
Türkiye’de bilinen gerçekleştirilen uyuşturucu madde operasyonlarında yakalanan şahısların ifadeleri, terör örgütleri ile bağlantılı suç kayıtları, örgüte ait sığınak/hücre evlerinde ele geçirilen uyuşturucu maddeler ve dokümanlardaki uyuşturucu alış verişinin para kayıtları açıkça at gözlüğü takmayanlar tarafında görülmüştür…
Halifenin kurduğu partinin iktidarda olduğu zamanlar ve ilesinde; 2002 ve 2006 yılları içerisinde Türkiye’de yapılan ve daha sonra halifenin gizli ordusu tarafından engellenen operasyonlarla da vampir PKK-KONGRA-GEL-KADEK vampir terör örgütünün, uyuşturucu kaçakçılığı yapmaya devam ettiği görülmüştür, ve de bu trafik göstermelik operasyonlar yapılsa bile açıkça devam etmektedir...
Vampir PKK-KONGRA-GEL-KADEK vampir terör örgütünün de uyuşturucu madde kaçakçılığı yaptığı, halifenin sayın dediği ve son olarak hakkında iyi şeyler düşündüğü vampir başı Abdullah ÖCALAN, Şemdin SAKIK gibi örgütün yakalanan eski en üst düzey vampir yöneticileri tarafından bizzat  itiraf edilmiştir.

Halifenin sayın dediği ve son olarak hakkında iyi şeyler düşündüğü vampir başı Abdullah ÖCALAN İmralı adasında yargılanırken Mahkeme Başkanının sorusu üzerine, “örgütün parasının 200 milyon dolar civarında olduğunu” söylemiştir. Vampir Örgütün uyuşturucu ticareti yapıp yapmadığı şeklindeki soruyu yanıtlarken de halifenin sayın dediği ve son olarak hakkında iyi şeyler düşündüğü vampir başı Öcalan, “örgütün uyuşturucu kaçakçısı ailelerden para tahsilatı yapıldığını, sınır bölgelerinde gerçekleşen kaçakçılık olaylarında, komisyon adı altında örgüte para temin” edildiğini ifade etmiştir.
Şimdiki zam diliminde halifenin örgütlendiği TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı ve beraberindeki heyet Diyarbakır Cezaevi’nde mahkûmlarla görüşürken, Şemdin Sakık’la da bir görüşme yapmışlardır. Vampir Sakık, günümüze de ışık tutan şu çarpıcı bilgileri aktarmıştır: “Bizim paramızın kaynağı uyuşturucu kaçakçılığındandı. Türkiye-Orta Doğu eksenindeki uyuşturucu kaçakçılığından PKK ve Apo, hep önemli pay aldı. Bu paralarla da silah satın aldık.” Demişti..
Evet, bu ifadeler şimdiki zamanda unutulmuş olacak ki, halife baş tacı edilmiştir, vampir terörün sonlandırılması için vampir başı ile diyalog kuruluyor, unutmak kolay şey değil mi okurlarım?
Bilinç veya iyi niyetle söylemek gerekirse bilinçsiz olarak bu ölüm tacirlerinin politikalarına destek veren halifemiz, yine iyi niyetimle söylüyorum ki, dilerim düşmanlarımın ve vampir dediğim kişi ve grupların başına böyle bir uyuşturucu kullanım işi gelmesin…
Şimdilerde halife kanser olduğu için beyaz ekmeğe karşı kampanya başlattı, çevresinde biri uyuşturucu yolu ile ölürse, demek ki, o zaman uyuşturucu kullanımına karşı kampanya başlatacak, yazık ve yazık bu millete...
Yapılan operasyonlara ve bina bağlı yapılan tahkikatlar göre ve alınan bilgiler geçmiş yıllarda; vampir PKK-KONGRA-GEL-KADEK vampir terör örgütünden başka ASALA, TKPL/ML ve DHKP/C gibi yine yardımlaşarak ölüm tacirliği yapan ve düşmanım düşmanı beni dostum denilen vampir terör örgütlerinin de faaliyetlerini finanse etmek amacıyla uyuşturucu kaçakçılığına karıştığını gözlenmektedir…
1980’li yıllardan başlayarak günümüze yansımaları gelen, Türk Yurtdışı misyon görevlilerine yönelik saldırıları ile dikkat çeken ASALA vampir terör örgütünün, etnik yakınlık nedeniyle uyuşturucu kaçakçısı olarak kaydı bulunan CANTÜRK organizasyonu tarafından desteklendiği, CANTÜRK’lerin çok sayıda ASALA mensubu ile ilişki içerisinde olduğu geçmişte gözlenmekte idi.
Vampir DHKP/C örgütünün de, faaliyetlerini devam ettirebilmek için yasadışı yollardan gelir temin ettiğinde geçmişte gözlenmekte idi bular biline biline halifenin yaptığı işlemler gizlenmekte ve gizli ordusu bunu hâlâ bu gizli işlemlerini  sürdürmektedir…
Vampir örgütün uyuşturucu ve silah kaçakçılığı yaptığı, örgütsel ilişkileri ve alt yapısını kullanarak bu yolla büyük paralar ve siyasi güç elde ettiği gözlenmektedir.
18.04.1995 tarihinde İstanbul ilinde yurt dışına çıkma hazırlığı içinde bulunan vampir DHKP/C örgüt mensupları haberlere yansıyan 10 kg. eroin ile birlikte yakalanarak göz altına alınmışlardı.
Devam eden operasyonel çalışmalar ve şahısların sorgulanması sonucu uyuşturucunun yurt dışına pazarlanarak örgüte gelir temin edileceği ve bu durumdan vampir örgüt üst düzey kadrosunun da haberdar olduğu gözlenmiştir.
Halifenin dış istihbaratlar ve bağlı o zamanlar bulunduğu parti tarafından İstanbul’da siyaset alanında yetiştirilmedi sırasında, Mersin ilinde 22.09.1998 tarihinde gerçekleştirilen operasyon sonucu 602 kg. 603 gr. kokain maddesi ele geçirilmiş olup olayla ilgili olarak 8 sanık göz altına alınmıştı…
Olayın birinci sanığının vampir THKP/C DEV-YOL örgütünün Adana İl Genel Sorumlusu olduğu, ikinci sanığın, vampir THKP/C DEV-YOL örgütünün üyesi, üçüncüsünün vampir Zaza Kadir kod adıyla vampir THKP/C DEV-YOL örgütü mensubu olduğu, vampir THKP/C DEV-YOL örgütüne ait silahları naklederken tutuklandığı gözlenmişti.
Buna göre siyaset olgusu perdeleme yaparak uyuşturucu tacirliği yapıldığı belirlenmişti, ve bu senaryoyu istihbarat örgütlerinin Türkiye’yi bölme planları arasında olduğu da gözlenmişti…
Ulusal Güvenlik Kuvvetlerince vampir PKK-KONGRA-GEL-KADEK, vampir ASALA, vampir TKP/ML ve vampir DHKP/C terör örgütleriyle bağlantılı olduğu o yılarda belirlenmişti, fakat bunun dış istihbarat teşkilatlarının bir senaryosu olduğu o yılarda göz ardı edilmişti…
1984 yılından yapılan açıklanan günümüze yansıyan toplam yaklaşık 343 uyuşturucu madde kaçakçılığı olayına ilişkin istatistikler aşağıya çıkarılmıştır.
 Açıklanan fakat şimdiki zaman diliminde  bu bilgileri 1000 çarpmak gerekir…
· OLAY  yaklaşık 343
· EROİN yaklaşık 3741 kg
· ESRAR  yaklaşık 21392 kg
· KENEVİR yaklaşık 2.484.003 kök 2127 kg
· BAZMORFİN yaklaşık 4305 kg
· ASETİK ANHİDRİT yaklaşık 26190 kg
· KOKAİN yaklaşık 710 kg
· AFYON SAKIZI yaklaşık 8 kg
· EROİN ARTIĞI yaklaşık 19 kg
· SENTETİK TABLET yaklaşık 297.412 adet
· SODYUM KARBONAT yaklaşık 1080 kg
· İMALATHANE yaklaşık 2 adet
Bize geçmişten günümüze yansıyan bu bilgilere bakarak, terörizmle mücadelenin tek yönlü olarak magazin medyasının sunduğu gibi yapısal ünlü olmak göreceli bir kavram olmasına rağmen ünlü denilen kişileri göstermek ile  yapılamayacağı gibi, uluslar arası uyuşturucu kaçakçılığı da tek taraflı mücadele edilemeyecek kadar terör ile birbiri ile ilişkili hale gelmiştir…
Bu bakımdan ülkelerin, meseleyi sadece bir tarafından ele almaları etkin bir mücadele için yeterli olmadığı artık bilmeliğiz…
Özellikle, Türkiye’nin üzerinde bulunduğu sosyolojiktik coğrafyada bulunan önemli uyuşturucu rotaları kullanılarak, Afgan kaynaklı uyuşturucular Avrupa ülkelerine ve hatta Amerika ve kanada gibi ülkelere kaçırılmaktadır…
Türkiye, bölgesinde gerek mücadele gerekse eğitim alanında iyi bir örnek oluşturmaktadır…
UNODC uyuşturucu raporlarına bakıldığında Türkiye’nin tüm AB üye ülkelerinin toplam yakalama miktarının tamamına yakın eroin yakaladığı gözlenmektedir...
Bunun yanında, UNODC ile işbirliğinde kurulan Uyuşturucu ve Organize Suçlara Karşı Türkiye Uluslar arası Akademisi (TADOC), birçok bölge ülkesi ve Türkiye’nin ikili anlaşması bulunan diğer birçok Dünya ülkesi için olumsuz yönde yapılan işlemler için eğitim sunmaktadır.
İşte burada üzerinde hassasiyetle durulması gereken konu, vampir terör örgütlerinin tüm ülkelerce vampir terör örgütü olarak tanınması, vampir terör faaliyeti gösterdikleri ülkeler dışında kalan ülkelerde değişik dernek, vakıf benzeri yapılanmalarla barınmalarına izin verilmemesi ve bu alanda uluslararası işbirliği gösterilmesi son derece önemlidir…
Uyuşturucu ve vampir terör birbirinden ayrılmaz parçalanmaz yapışık kardeşlerdir, bu kardeşleri birbirlerinden bir operasyon ile ayırırsanız yaşama şansları olmaz, ayırmadan ayrı olgular gibi savaşmakta bu Narko-terör olgusuna zarar veriri… Global bir mücadele için, her iki alanda da yakın işbirliği gerektiği artık bilinmelidir, bu bilinen ve bilinmezlik olgusu halka ayrıntılı bir şekilde akademik olarak aktarılmalı ve bunu yapısal olarak bağlantılarının okullarda ders olarak verilmesi gerekir…
Saygılar…
Genel Yayın Yönetmeni…
Cessur Demirali GÜRSU
Bölüm Sonu

Hiç yorum yok: