Cuma, Ağustos 09, 2013

Onur Öymen: Başbakan dünkü konuşmasında

Onur Öymen

Başbakan dünkü konuşmasında Mısır Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Nobel Barış Ödülü sahibi El Baradey'i eleştirmiş ve "Nobel'e sesleniyorum: ey Nobel sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki, bu kişiler askeri darbe yapanların yanında yer alıyor?" demiş.

Sayın Başbakan " ey Nobel" derken bu ödülü koyan Alfred Nobel'i kastediyorsa O 1896'da öldü. Fizik, kimya, ve ekonomi alanlarındaki Nobel ödülllerinin kimlere verileceğine İsveç Bilimler Akademisi, Edebiyat ödülünü İsveç Akademisi, tıp ödülünü İsveç Karolinska Enstitüsü kararlaştırıyor. Nobel Barış Ödülünün kime verileceğine ise Norveç Parlamentosunun seçtiği beş kişiden oluşan Nobel Komitesi karar veriyor. El Baradey' in Uluslararası Atom Enerji Ajansı ile birlikte 2005 yılında Nobel Barış Ödülüne layık gören de bu Komitedir. Evvelce Arafat'a, Kissinger'e, Obama'ya barış ödülü verilmesini eleştirenler oldu ama El Baradey'e bu ödülün vermesini eleştireni şimdiye kadar duymamıştık.

El Baradey Mısır'ın en ünlü hukukçularından ve diplomatlarından biridir. Mısır'la İsrail arasında imzalanan Camp David antlaşmasına katkıda bulunanlardan biridir. Uluslararası Atom Enerjisi adına Saddam Hüseyin zamanında Irak'ta nükleer silahların bulunup bulunmadığını araştırmış ve Amerikalılar'ın iddiasının aksine İrak'ta böyle silahlar bulunmadığını açıklamıştı. Savaştan sonra Amerikalılar yıllarca araştırmalarına rağmen var olduğunu iddia ettikleri bu silahları bulamadılar.

El Baraday, 2006 yılında da Mısır' en büyük ödülü olan Nil Şaş ödülünü de almıştı.

2011'deki Başkanlık seçimine adil ve demokratik koşullarda yapılmadığı için katılmayı reddeden El Baradey muhalif grupların büyük bölümünün desteğine sahip olduğu için şimdi Cumhurbaşkanı Yardımcılığına getirildi.

Bugün El Baradey'in Mısır'da yaşanan tehlikeli kutuplaşmayı uzlaşmayla sonuçlandırabilecek belki de tek insan olduğuna inananlar çok. Mısır'da uzlaşma isteyen İslamcı çevreler bile onu güvenilir bir muhatap gibi görüyorlar. Müslüman Kardeşleri destekleyen Vasat Partisi yetkilileri El Baradey'le koşulsuz görüşmeye hazır olduklarını El Ahram gazetesine açıkladılar.

El Baradey Lally Weymoutha verdiği ve 2 Ağustos'ta Washington Post'ta yayınlanan mülakatında özetle şunları söylüyor:

-Sertlik kullanarak sonuç alamayız. İstikrara ulaşmanın tek yolu farklı görüşlere saygı göstermektir.
- Müslüman Kardeşler siyasal sürecin bir parçası olmalıdır. Anayasanın yeniden yazılması çalışmalarına onlar da katılmalıdır. Milletvekili ve Başkanlık seçimlerine de katılabilmelidirler.
-Mursi'nin kusuru Müslüman Kardeşlerin üyesi olması değil halkın beklentilerine cevap verememesidir.
-Demokrasilerde 20 milyon kişi sokağa dökülmüşse istifa edeceksiniz. Nursî'yi görevden uzaklaştıran halkın tepkisidir.
- Maalesef halk Orduyu müdahaleye çağırmıştır. Ordu müdahale etmeseydi iç savaşa gidiyorduk.
-Doğrusu Mursi'nin istifa etmesiydi ama etmedi.
-Bu bir askeri darbe değildir. Ordunun halkın tepkisine destek olmasıdır.
-Şimdi ülke Mubarek zamanına göre daha çok bölünmüştür.
- Ordu ülkeyi yönetemeyeceğini biliyor ve halk da yönetmesini istemiyor.
-Ordunun görevi ulusal güvenliği sağlamaktır.
-Şimdi ülkenin demokrasiye doğru gittiğinden halkın emin olması lazım.
-Sivil bir Cumhurbaşkanı , sivil bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve sivil bir hükümet iş başındadır.
-Şimdi toplumun bütün kesimlerinden 50 kişilik bir Kurucu Meclis seçeceğiz. Yeni bir Anayasa yapacağız. Daha sonra
Parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapacağız. Bütün bunlar en geç 9 ayla bir yıl arasındaki bir sürede gerçekleştirilecektir.
- Böylece halk gerçek bir demokrasiye geçtiğimizi görecektir.

El Baradey'in görüşleri bunlar.

Bütün bunlar ortadayken El Baradey'e şimdi askeri müdahaleden sonra Cumhurbaşkan Yardımcılığı görevini kabul ettiği için 8 yıl önce kendisine Nobel Barış ödülü verenleri eleştirmek makul mu? Birisi de size, şimdi kendinize örnek aldığınız Turgut Özal'ın 12 Eylül darbesinden sonra Başbakan Yardımcılığını kabul ettiğini hatırlatsa ne diyeceksiniz?

Hiç yorum yok: