Perşembe, Ağustos 01, 2013

Yabancı istihbarattan gelen Adalet

Yabancı istihbarattan gelen Adalet
Cessur Demirali GÜRSU   




Saygın okurlarım,
Bugün bayram hazırlıkları yapılırken sabah bir haber gözüme ilişti, derle ya deliye her gün bayram…

Delik açılmış bir ülkenin istihbarat teşkilatı ve onun organize etiği bayrama bu gün bir göz atalım…
Gördüğüm habere göre adaleti olmayan Türkiye’nin sözde “Adalet  Bakanlığına bomba atan  bombacısı da yakalandı” diye övünerek yazılan haber başlığı gördüm…

Ayrıntılar gerçeği saklar, öyle ki; her zaman gibi mekan öyle güzel kurulur, halifenin Türkiye’de olmadığı zaman halifeye, siyasi ortamına destek için sözde Terörist eylemler yapıldığını ve bunu sağlayan örgüt, kurumları halkı aldattıkları bilinmesine rağmen, yine bu bayram gününde işte böyle haber verildi…

Eskiden PKK terör örgütüne yardım ve yataklık eden Yunanistan’ın Sakız Adası açıklarındaki şişme botta yakalananlar arasında yukarıda da belirtiğim üzere sözde adalet dağıtmayan ama görünüş itibarı ile adı Adalet Bakanlığı ve siyasi olgu içinde dış istihbaratları kurduğu, siyasi ortamın senaristlerini, ve baş aktörlerinin olduğu AK Parti Senarist Genel Merkezi’ne yapılan saldırıları Türk emniyet ve istihbaratlarından gizlice sözde organize eden Hasan Biber de var, diye gelen haberde, MİT, Biber’in hedefinin ABD Büyükelçiliği olduğunu belirleyince işte sevgili dostumuz ve her zaman bizi arkamızdan vuran MOSSAD küçük kardeş ve destekleyen Ağabeyi ABD istihbaratı devreye girdi, sözde elde edilen bilgiler bize karşı örgütlenen tüm geçmişte ve de gelecekte olan Narko-Terör örgütlerine gizliden destek veren Yunanistan polisine aktarıldı ve sözde ABD için düğmeye basıldı.


Hadi bular doru olduğunu kabul edelim, beyin fırtınası yaparken şunu düşünmemiz gerekmez mi? 
Bir ülkede sevsek de sevmesek de iktidar sahibi olan bir partinin genel merkezine, eş zamanlı olarak Adalet Bakanlığına saldırı oluyor…

Bunun yanında yine bu ülkenin istihbaratı bu terörist eylem olasılığını atlıyor…

Bir başka ülkenin o ülkede olası olacak bir terör eylemine yine o ülkenin kendi hükümetini koruyamayan istihbarat teşkilatı başka ülkeye büyükelçiliğine saldırı olasılığını bildiren istihbara olasılığını o ülkeye veriyor…

Bu yabancı ülkenin istihbarat teşkilatı sayesinde bu işi organize eden kişi yakalanıyor ve bu bir bayram günü haber olarak manşetten veriliyor…

Bakınız derler ki istihbaratta “Bir kişinin bildiği sır iki kişinin bildiği haberdir” derler ve bu haberin nasıl verildiği bir psikolojik istihbaratın amacına yönelik olur, daha çok yandaş ve baskı altıdaki medyada bu haberler olumlu bir şekilde verilir…

Biraza daha ayrıntılara bakalım, ayrıntı yukarıda belirtiğim üzere gerçekleri saklayan haberdir, bu gerçekleri görmek için haber verilmez, haber psikolojik yönden halka verilir…

Ayrıntılar şöyle; Yasadışı DHKP-C üyesi Biber ve ekibinin, bota yüklenen 100 kilo patlayıcıyla İstanbul ve Ankara’daki hedeflere saldırmayı planladıkları öne sürülmüş.
Bu kadar bir yoğunluktaki patlayıcının istihbarat teşkilatlarının gözünden kaçar o bota nasıl yüklediği ayrıntısı haberin başında verilmiyor…

Haberin devamında ise; Yunanistan’ın Sakız Adası açıklarında silah ve patlayıcılarla yakalandığı belirtilen 4 kişi olduğu ve bu  4 kişiden biri, halifenin ülkede olmadığı bir zamanda Ankara’da Adalet Bakanlığı ve Ak Parti Genel Merkezi’ne yapılan saldırıları organize eden Hasan Biber çıktı. Bilgisi haberde yayınlanıyor…

Biber ve diğer şüphelilerin, saçmalık bu ya şişme bota yüklenen 100 kilo patlayıcıyı İzmir’den deniz yolu üzerinden İstanbul’a sevk etmeyi, ardından da İstanbul ve Ankara’daki hedeflere saldırmayı planladıkları bir başarı öyküsü olarak haber olarak verildi…

Gerçekten saçma ve kuru sıkı atılan bir haber bu bayram gününde yayınlandı şişme bot ile 100 kiloluk patlayıcı Sakız adasından İzmir’e getirilecek ve oradan terör yapılacak bölgelere gönderilecekmiş denizde seyahat eden kişiler bunu olanaksız veya intihar girişimi olduğunu bilirler, buna rağmen bu haber olarak verildi… 

Haberin Ara başlığında “BOMBAYI ATTI VE KAÇTI” deniyor…

Bu başlığın altında ki haber şöyle gelişiyor; 19 Mart tarihinde Muharrem Karataş AK Parti Genel Merkezi’ne law silahıyla, Hasan Biber de Adalet Bakanlığı’na eş zamanlı saatlerde el bombası atarak saldırı düzenlemiş ve kayıplara karışmıştı.

Bilgisi veriliyor, Türk istihbaratı önceden haber alamadığı bu terörist eylemde kendi ülkesinde yani kendi çöplüğünde bulunan tilkiyi kaçırmış, aylar sonra sakız adasında yakalandığı haberi veriliyor, kendi çöplüğünde ötemeyen bir horozun haline bakın… 

Haberin devamında; Terör ve istihbarat ekipleri, Karataş ve Biber’in Suriye üzerinden Yunanistan’a geçtiklerini haber olsun diye yazdırdıkları artık belli olmuştur…

5 Haziran 2013 tarihinde DHKP-C’li Bulut Yayla’nın eylem için Türkiye’ye giriş yaparken Edirne’de yakalanması, örgütün eylem planını da deşifre ettiği bilindiği de bilinen bir haber olarak veriliyor...

Diğer yandan Örgütün Ankara ve İstanbul’da Hasan Biber ve Mehmet Yayla’yla bombalı eylem yapacakları bilgisine ulaşıldığı bu haberde, bu zaman diliminde veriliyor.
Aylar sonra Bombacıların Yunanistan üzerinden Türkiye’ye gireceği anlaşılmış, desenize çok hızlı istihbaratımız varmış…

Bilgiler dost sandığımız ellerine geçsek bir kaşık biz boğacak Yunanistan’a iletilmiş ancak Yunanistan istihbarat paylaşımına yanaşmadı bilgisi de bu haberde verildi.

Bir baka ara başlık şöyle ; “ABD ELÇİLİĞİ’NDE ÖNLEM

Çok bilmiş psikolojik savaş İstihbarat uzmanlarına dayanarak haber devam ediyor, şöyle ki; Hasan Biber’in hedefinin Ankara’da şubatta intihar bombacısı saldırısına uğrayan ABD Büyükelçiliği olduğunu belirledi...

Bu elçilik kenedi Caddesinin bitiminde ve bilindiği üzere Gezi Protesto eylemlerinde bu cadde büyük ilgi görmüştü, şimdi tabi ki ilgi azaldı eskisi gibi yoğun eylemler olmuyor ve bu haberden daha önceleri bu eylemler Dikmene taşındı, her olgunun bir yansıması oluyor…

Türkiye cennet bir ülke olarak biliniyordu dostlarım fakat şimdi istihbarat cenneti diye biliniyor, evet, olgular birbirine girerek Türkiye deneme tahtası olarak görülüyor bu tahtada satranç oynar gibi oyunlar uygulanıyor, piyon olanlar öne sürülüyor ve oyun başlıyor… 

Haberi devamında Büyükelçilik önündeki Paris Caddesi araç trafiğine kapatılırken, önlemler de artırıldı bilgisi veriliyor...

Dostumuz fakat düşmanlığı her zaman belli olan ABD istihbaratı devreye girdi, sözde elde  edilen bilgiler yıllardır bizi arkadan vuran memleket Yunanistan polisine aktarıldı. Yunan Sahil Güvenlik ekipleri de alınan istihbarat doğrultusunda Sakız Adası yakınlarında, içinde silah ve patlayıcı olan botta Hasan Biber ve Mehmet Yayla ile birlikte Yunanlı 2 kişiyi yakalandı bilgisi övünçle haberde verildi...

Şüphelilerin yakalanmasının ardından Atina’da konuşlandırılan ve artık yok edilmesi gereken bilinen çok sayıda hücre eve baskın yapıldı bilgisi de Türk halkına psikolojik yönden haber olarak verildi...

İsteyenin bir yüzü, vermenin iki yüzü derler, işte bir başka ara başlık daha sizlere “TÜRKİYE İSTEDİ”

Türk Interpolü, olayın ardından Hasan Biber’le ilgili daha önce hazırlanan dosyayı dost ama düşman ülkenin yani Yunanistan polisiyle paylaştı bilgisi de haberde verildi…

Saldırılara ilişkin soruşturmayı yürüten halifenin Terörle Mücadele Kanunu’nun 10’uncu maddesiyle ilgili yine halifenin Ankara Cumhuriyet Savcılığı da dosya hazırlayarak ilgili bakmayan bakanlıklar üzerinden sözde dost Yunanistan’a iletti bilgisi de bu ara başlık detayında haber olarak  verildi...

Biber’in iadesiyle ilgili işlemler başlatıldığı bu haber kaynağında vurgulandı.              

1991’de sendikacıydı diye bir başka başlık bu haberde atıldı…

1975-1980 arasında doğan genç nesil yaklaşık simdi 38-33 yaşında, 1980-1991-1998 yılında doğanlar ise yine yaklaşık 33-22-15 yaşında ve ben 52 yaşındayım, bunu şunu için yazdım, üç çeşit istihbarat şekli vardır...

Uzun vadeli, orta vadeli, kısa vadeli, istihbarat olasılığı yapılır uzun vadeli 50 yıla dağıtılır, orta vade 30 yıla, kısa vadeli istihbarat olasılığı ise 15 yıla dağıtılır bu arada ülkelerin yönetim kademesi değişe bilir fakat istihbarat teşkilatları uzun ve kısa vadeli istihbarat arasında bağ kurarak bu olguyu götürmekle yükümlüdür…

İşte ülkenin güçlülüğü bu istihbarat olasılıkları içinde yıkılmaz bir bütün olarak kullana ülkeler dış istihbaratlara göre başarılı olurlar, teknolojiyi ve insan düşünce yapısını tanıyan istihbarat teşkilatları devamlı başarılı olmuşlardır…

Bir ülkenin yönetimi bu istihbarat teşkilatlarına dışarıdan müdahale ettiği taktirde dış istihbarat teşkilatlarının iç istihbarat teşkilatlarının içine sızma olasılığı yükselir ve böylelikle dışarıya bağımlı bir istihbarat teşkilatı oluşur, buda ülkenin çöküşü demektir…

Hangi zim den olursa olsun kendi iç ve dış istihbarat teşkilatlarını rahat bırakmayan ve müdahale eden kişi ve kurumlar ihanet etmiş sayılırlar…

1990-2013 arası bu ihanetleri defalarca gördük, ve bu arda dış istihbarat teşkilatları psikolojik asimetrik operasyonlarla ülkenin her tarafına sızdı, konumuzdaki HASAN Biber, 1991 yılından 1998’e kadar Liman-İş Sendikası Genel Başkanlığı yaptığı bu haberde geçiyor...

Biber’in, görevinden ayrıldıktan sonra yukarıda belirtiğim olgular çerçevesinde DHKP-C içinde eylemlere katıldığı, yine bu haberde vurgulanıyor…

Bir başka vurgu ise Mersin’deki eylemlerde ön saflarda olduğu ve Suriye’de eğitim aldığı öne sürülüyor…

Adaleti olmayan kişiler tarafından yönetilen Adalet Bakanlığı ve dış istihbaratlar tarafından kurulan parti, AK Parti Genel Merkezi’ne eş zamanlı saldırıyı düzenledikleri gerekçesiyle sözde aranan ama zamanı gelmeden bulunmayan Hasan Biber ve arkadaşı Muharrem Karataş hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkarılmıştı bilgisi de bu haberde verildi...

Biber ve Karataş’ın dosyası Adalet Bakanlığı aracılığıyla Interpol Genel Merkezi’ne gönderilmişti vurgusu da haberde verildi...

Son ara başlığa bakalım bu başlıkta “Savcılığa sevk edildiler”

Dost değimi ama yerinde ve zamanında olanak bulsa düşmanlık yapan YUNAN Polisi, önce gün Sakız adası açıklarında mühimmat yüklü ‘Emma’ adlı sürat teknesinde yakalanan 4, ardından da adada yakalanan 2 kişi olmak üzere toplam 6 kişinin (3’ü Yunan, 3’ü Türk) savcılığa sevk edildiklerini açıkladı haberi de verildi. Habere göre açıklamada, yakalanan 6 kişinin “ağır suç karakteristliğinde ve terör eylemi ile bağlantılı patlayıcı madde ve bomba imal etmek, temin etmek, bulundurmak ve nakletmek ile savaş malzemesi bulundurmak ve nakletmek” ile suçlandıkları belirtildi...

Atina, Selanik ve Korint şehirlerinde önceden belirli olan bazı ev ve mekanlarda yapılan aramalarda çok sayıda cep telefonu, Sim kartı, bilgisayar, bellek aygıtı, harici harddisk ve CD ile yazılı notlar ve kitaplar bulunduğu da ifade edilen açıklamada, Atina’da 11, Selanik’te 3 olmak üzere 14 kişinin ifade için karakola sevk edildiği ve bunlardan 2’sinin sahte kimlik kullandıkları ve kimlik bilgilerini gizledikleri için gözaltına alındıkları kaydedildi. Yunan polisi yakalananların isimlerini açıklamadı bilgisi bu ara balık detayında verildi…

Bu bilgileri haber olarak yazan Yorgo KIRBAKİ / ATİNA’dan bu haberi baskı altındaki Hürriyet Gazetesine bu gün yolladığı haberi Hürriyet manşetten verdi…

Saygılar…

ROGG & NOK Genel yayın Yönetmeni


Cessur Demirali GÜRSU   

Hiç yorum yok: