Cessur Demirali Gürsu
Dışarıda fakat fikir Suçlusu
|
Savaş, Barış (5)
Saygın
okurlarım,
Size bir iki
gündür olgular Genel yayın Yönetmenliği yaptığım kurumu ve okuyucularımın görüş
ve düşüncelerin gözetmeksizin kendi görüşüm doğrultusunda olgulara bakışımı
yazıyorum, beğen veya beğenmeyen
olabilir, saygı duyarım…
Haberleri mümkün
olduğunca gülük haber olarak vermemeye
de çalışıyorum, fakat ben bu ülkede yaşadığıma göre birde belli bir ölçüde
medya içinde olduğumu düşünürseniz, bu bir yere kadar mümkün olacağını da takdir
edersiniz sanırım…
Bilgi kirliği içinde bırakılan bu sanal bir ortamdayız…
Çünkü
yandaş, bağımsız yazar ve gördüklerini, duyduklarını özgürce, özgür oldukları sürece bildiren meslektaşlarım
size yeterince haber ve yorum bildiriyorlar…
Haberlerin
çokluğu insanın düşünce ve ruh yapısını etkiliyor, bu etkileme oluyor diye
susanlar bile oluyor, bunun doğrulu veya yanlışlığı tartışılır, bilgi vermek ne
yere kadar olabilir, nerede bilgi vermek gerekir?
Fakat bazı haberler var ki kendinizi susturamıyorsunuz, Türkiye’de yaşan
toplumdaki düşünen insanı veya insanları
üzüyor.
Niye bizler böyleyiz, hep suskun kalarak üzülecek miyiz?
Olaylara karşın tepkisiz ve duyarsız kalmak bizleri kaderimi, yoksa bu
kaderimizi bize başkaları mı yazıyor ve adapte ediyor?
Bu adaptasyonun sonucun neler olabileceğinin farkında mıyız, bu farkı
fark etme olgunluğunda olan bir millet miyiz?
Bu üzülen kişi
ve topluluklar çoğu zaman suskunluğunu
saygı biçiminde ele alarak susuyorlar, maksat bu susan kesimi artık konuşmaya ve olaylara olgulara sokmak gerekiyor…
Bu gereksimi yaparken çok dikkatli olmamızda başka
bir olgudur. Çünkü bunu yaparken siyasi olarak yapsak bile şimdiki oluşum bunu isyan diye yayabilir…
Bu çerçevede siyasi olgu gözetmeksizin, ulusumuzun
içinde yaşayan her kesime sanal olarak
değil, bire bir giderek oluşumu yine siyasi
olarak değil olduğu gibi anlatmak gerekir…
Kuruluşlarını
topladığı kişiler belli ölçülerde güç ve
denetim sahibi olabilirler…
Güç ve denetim kontrol edilmezse ve de ulus
için özgürce, bağımsızlık ilkesine uyularak birlik ve beraber olmaz isek gücün
hiçbir anlamı kalmaz…
Şimdiki dış ve içimizde bulunan dış güçlere hizmet için oluşumu sağlayana bazı
istihbarat olguları gücü bir olgu oldukların
ispat etmeye arada çalışarak ve kendilerini
gizleyerek sanal senaryoları gündem
de tutmamaya yönelik güncel ek
projeler içinde, ana senaryoyu
gündeme getirmek için hedef saptırma
olgularına yer Verdiyi de unutulmalıdır…
Bu hedef
saptırmak için yaratılan sanal planlı yasal uygulamalar çerçevesinde, ne olursa
olsun, ifade özgürlüğüne karşı yapılan Planlı Yasal Uygulamalar ülkemizde psikolojik yönden uygulanıyor,
bu uygulamaları son görülen madalyonun görünen yüzü veya madalyonun görünmeyen
yüzünde bulunan hedef saptırmak için gösterilen fotoğraf çerçevesinde düşüncesi
ne olursa olsun bir meslektaşımız Merdan Yanardağ 13.09.2013 akşam saatlerinde tutuklandı...
Her yazımda aşa yukarı belirtiğim olgu ne olursa olsun
susturmak için bu tür uygulamalar somut uluslararası etik ve yasal sisteminde
uygun olmayacağı somut olarak biliniyor…
Bunun yanında Sanal olarak da yaratılan yasa ve deliler
ışığında devleti yıkmak, bu çerçevede devlete karşı darbe girişimi ve adam toplama…
Bu sanal yapısal yasal olgunun henüz lideri
başını bulunmadığı Planlı Yasal uygulamalar çerçevesinde olaylara geniş açıdan
bakılırsa; genel yapay, sana, planlı
uygulamaların delisiz delilleri ışığında olduğu çok rahatlıkla görülür, bu
görüntüde yine planlı olarak gündeme getirilen, bu savaş kokuları yayılan memleketimizde, meslektaşımız
Tuncay Özkan başta olmak üzere birçok fikir ve düşünce bakımından, sanal
deliller ışığında tutuklanan sanıklara ek cezalar verileceği haberleri geldi…
Soyut ve delilsiz olgular insanı insanlık tarihi boyunca
korkutmuştur…
Din soyut kavramlar ile soyut fikir verir, bunun yanında bilim somut deliler ışığında somut fikir
verir ve bunları insanlık için veya daha önceki yazımda anlattığım din
olgusunda olduğu biçimde çıkar için somut olarak yansıtır…
Aslında bu soyut ve somut fikirler bir çelişki halinde
insanlık tarihinden bu yana süre gelen düşüme ve fikir yönünden çelişki
gösterir, somut olarak bilim bu
çelişkileri zaman içinde çözer, fakat soyut
fikirler belli kurallar içinde kalır…
İşte bu
kuralları kendi çıkarları için kullan kişi ve uluslararası istihbarat
teşkilatları mevcuttur ve bu kurum
kuruluşlar insanları psikolojik yönden kendilerine bağlı yapabilir…
Bu bağımlılık sonucu günümüzde gördüğümüz senaryolardaki aktörleri
kullanarak din için savaş çıkara bilecek teknolojik yapıya sahip olanları geniş
açı ile baktığımızda somut olarak görmemiz gerek, çünkü somut olarak olaylar
yıllardır soyut kavramlar temel alınarak senaryolar yapılıyor…
Devamı gelecek
yazımda…
Saygılar…
Bölüm Sonu…
Rogg & Nok
Genel yayın Yönetmeni
Cessur Demirali
GÜRSU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder