Cessur Demirali Gürsu Dışarıda fakat fikir Suçlusu |
Derin sular (2)
Saygın
okurlarım,
Haftanın ikinci
gününü bitirmek üzereyiz, hepiniz belli iş düzeninde belli kariyer sahibi
kişilersiniz, bu ortamda İnternet'te girip bilgi sahibi olmak isteyenleriniz
arasında bilgi veren dost arkadaşlarınız da mevcuttur…
Bunu yanında bu belgeleri
ve aranızda yaptığınız yazışmaları dosyalayan süper bilgisayarlar ve onları kontrol
eden, belli bir amaç için programlayan, bu programların arka kapılarından giren
ve o programları kullana sistem analistleri de bu sonsuz boşlukta belli bir
düzen içinde görev yapıyorlar…
Birde düzensiz
düzenli çalışanlar bu alanın içinde yer alıyor, bunlar bu sistemleri kırmak
bozmak için özel programlar üzerinde çalışan iyi veya kötü amaçlı hecklerde bu
sonsuzluğun içinde bulunuyor…
Bu heckler fikirlerin
duyulmasını veya duyulması gereken fikir ve belgelerin ortaya çıkarılması veya
fikir hırsızlığı veya da kullanılan bilgisayarlara beli bir amaç için
habersizce bilgi yüklemek ve kişiler hakkında yasal işlem yapılmasını sağlamak
amacı için kendilerini paralıyorlar…
Bu ve buna benzer
yasal tim değimiz, yasal olarak hükümetler tarafından finalse edilen kişi ve
guruplarda bu sonsuz alanda isteyerek onlarda belli bir düzeyde görev
yapıyorlar…
Bu hecklerin haklı
oldukları yönde var, duyulmasını engelleyecek
fikir ve düşünceler veya bunu tam tersi olan olgular ve bunlar bağlı belge, dokümanlar, bu sonsuz alanda saklanıyor. Bu fikir ve
düşünceleri bağlı dokümanları, merak etmek ve bunları belli bir amaç için
kullanmak insanın en doğal dürtüsü…
Günümüzde İnternet'in bu kadar geliştiği çağımızda, teknoloji ile siber savaşlar ve siber terör
eylemleri de yapanlar bu sonsuz ortamda sanal olarak bir düzende mevcuttur. Hepimiz,
hepiniz beli bir amaç için gözlerinizi yoruyor beyninizi zorluyorsunuz, buda
emek isteyen bir olgu ve de buna saygı duymak başka bir olgunluktur...
Bu ölçülerde hepinizi
bu ucu bucağı görünmeyen yerde bulunduğunuz için ve sanal olarak fikirlere ve
düşüncelere katıldığınız için başta tüm bu ortamda yer alan kişileri kutlamak
isterim…
Yalnız bu gün
sizleri daha fazla yoracağım, bu günkü yazım oldukça uzun, düşünmenizi sağlamak
amacıyla özellikle kısa yazmadın ve beğenirseniz arkadaşlarınıza gönderip
paylaşmanızı istiyorum…
Laf salatası
derseniz de kırılmam, buda bir düşünce tarzıdır…
Okumanız veya
okumamanız size kalmış bir olgudur, ben yazımı bir kişi için yazıyorum, bazı
yazılarımda şunu yazmıştım:
Şair kalemiyle, katil
baltasıyla yatar…
Hiç uyur mu?
Sonucu kendi yorumunuzu
bulunca; fikirlerinizi ve düşüncelerinizi düşünün, daha sonra isterseniz okumaya
devam edin, isterseniz okumadan çıkın…
Derin sularda
dip akıntıları olur. Bu akıntıları dikkatle takip etmemiz gerekir. Avımızı takip
ederken, en başta bu dip akıntılarına kendinizi kaptırmanız gerekir…
Olguları
anlatmak bazı olayları ifşa ederek, reyting almak olarak görünmemeli…
Belgeli olarak
belgesiz olayları aktarmak inanı zor bir iştir…
Yıllardır belgeler
reyting ortamı sanal oluşum sağlandı…
Bu belgeler Medya
tarafından ve kişisel çıkarlar uğruna kullanıldı
artık buna yeter demek gerekmez mi?
Dünyanın değişim
ortamında, daha güzel ve dürüst bilinçli, bilimsel, insan hak ve özgürlüklerine
her ne olursa olsun zarar vermeden reyting alınmaz mı?
Siyasi, sosyo-polilitik
yönden insan daha iye güzele kendini adapte edemez mi?
Belgeleri açıklamak;
bu teknoloji çağında yapılması en kolay olgulardan biridir…
Bizler kolay
yolu sizlere grup olarak vermeyeceğiz, zor yolu görmenizi öneriyoruz.
Düşünmenizi ve
fikir üretmenizi için sizleri zorlayacağı mı yukarıda yazmıştım…
Zor iş güzel
iştir…
Düşünmeden karar vermeyi bize öğreten bu İnternet olgusu içinde belgeler toplanıp beli bir
düzeyde iç ve dış istihbarat elemanlarınca siyaset ortamı içinde dürüst olmayan
yollardan halka verildiğini artık biliyoruz, buna hayır diyecek bir kişi
çıkarsa her ortamda bilimsel tartışmaya hazırım…
Düşünün
Ergenekon, Balyoz davaları nasıl çıktı, Kozmik odaya nasıl hangi şartlarda
girildi, kozmik odaya giriş emrini kim verdi, o olgu olduğu zaman içindeki Genel
Kurmay Başkanı kimdi, yılar sonra bu Genel Kurmay Başkanına ne oldu?
O zamanlarda ABD
yardımı ile kurulan hangi gazeteler vardı ve bunlardan birinde, boy boy bu iki
davanın propagandasını kim niçin yaptı veya yaptırdı, hangi olgular bu gazetenin yönetiminde hukuk
davası oldu ve genel yayın yönetmeni geçtiğimiz yıl niye apar topar görevinden
ayrıldı, hemen arkasından TRT de neler değişti kim kaldı kim gitti?
Daha önceden biz
kaç kişiyiz olgusunu başlatan ve olgular çerçevesinde yasal fikirlerini halk
ile paylaşan ve TV programlarında ve meydanlarda, özgürlük ve barış insanlık
için çağrı yaparak ve bu uğurda hayatlarını ortaya koyarak çalışan ve de birlikte
program yapan kişi ve kişiler şu anda hangi durumda ve nerede?
Ortam ve Konular
için kendi siyasi görüşünü halk ile konuşan siyasi parti lideri ve bilim
adamları şu anda nerede ikametgâh ediyor?
Olgulara karşı
duş sergileyen veya öyle görünen kuvvet komutanlarını ve başları olan
komutanların şu andaki pozisyonu ne?
Yıllar önce “
Kanlı mı kansız mı? ” diyen vatandaşa ne oldu…
Yine yılar önce
Ana yasa kitabını atan vatandaş nerede, ondan sonra gelenler konuşurken niye o
vatandaş susuyor…
Belgeden çok düşünmeyi
ve fikir üretmeyi düşünmemizin zamanı gelmiştir…
Bir sonraki
yazımda av ve avcılıktan söz edeceğim, derin suda avlanmak istihbarat olgusu
ile uyuşur, hatta aynı diyebiliriz…
Üretilmiş
belgeleri göstermek veya olmuş gibi görmek,
İçyapımızı dış güçlerin istediği biçimde yaptıkları senaryolar dâhilinde
hayata sanal olarak koyup bizlerinde onları istediği kozları ellerine vermemizdir.
Bu tezgâhlan
veya tezgâhlanmak üzere olan belgeleri açıklamamak, bir korku veya bilgisizlik
olarak görülmemesi gerekir. Çünkü bu belgeler senaryo olarak şu andaki İnternet ortamında mevcuttur, isteyen bizim gibi çalışarak bu belgeleri bulabilir…
Asıl görünmesi
gereken konu bu belgelerin kimlerin elinde olduğu ve ne zaman açıklanacağı soruları
olmalıdır…
Belgelerin
doğruluğu veya bu belgelerin yalanlanması süresinde ülkenin içine düşeceği kargaşa
ortamı reytinglerden daha önde düşünmemiz gerekir…
Olumlu veya
olumsuz olgular; dış istihbarat ve iç istihbarat yönünde dikkatli takip
ediliyor, karşı ve anti propaganda çalışmaları yapılırken bunları gören gözler,
tutarlı yası yazmaları gerekir, olayların gelişiminde her iki kesime güvenmemek
ön planda tutulmalıdır. İç ve dış istihbarat ve onlarla çalışan kesimlere de koz
vermek olumlu bir davranış biçimi olarak görülmelidir…
İstihbarat da
şüphe ve düşünce bir arada yürümez, şüphe olarak yapay düşünce üretilir…
Biz grup
olarak; reyting için “ elimizde şu
belgeler var, şu yaparız “ demedik, istenirse ve uygun görülürse belgeleri
uygun ortamlarda uygun şekilde paylaşırız dedik…
Bunu dememizin
nedeni belgelerin araştırma sonucu tahrip edilip başka amaçlar için
kullanılmasını engellemek için bu kararı 11 Kasım 1938’de sabah karşı almıştık,
yaklaşık aradan 75 yıl geçti. Bu zaman içinde bizler geriye adım atmadık devamlı
kendimizi yeniledik ve belgeleri arşivledik. Fakat ana prensibimizden taviz
vermedik. O yüzden olaylara bakış açımız diğer kişi ve kurumlara göre değişik
bir platformda olayları ve olguları analiz edebiliyoruz…
Çünkü bu ulus
hepimizin olduğu kadar geleceğimize de aittir…
Dünyanın
gözündeki Türkiye'nin perestişinide bu belgelerin tahrip edilmesi ile birebir eşleştirebileceğinin sinyallerinin bilgisine de sahibiz…
Bazı şeyleri
kendi çıkarlarımız için değil milletimiz için, hepimizin düşündüğümüz gibi
şimdiki siyasi oluşumdaki parti ve partiler gönül veren Aktörlerinde düşünmesi
gerekir...
Bu düşünme tarzı
göstermelik günü kurtarmak için olmamalıdır, gerçek ve gecikmeden olmalıdır.
Geciktiğimiz her saniye aleyhimize işleyen zaman diliminde yaşıyoruz…
Birlik ve
beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Çünkü yakında Türkiye
istemeden istemediği olgular içinde olabilir…
Kendi siyasi
görüşümüzü ön plana atarak yaptığımız her olumlu veya olumsuz tablo yapılan
veya yapılacak senaryolara malzeme olarak kullanıldığını her zaman hatırlamamız
ve buna göre davranmamız çabuk düşünüp mantıklı karar mekanizmalarını uyarmamız
gerekir…
Ve de şimdiki
olan olgularda görülen, Halifenin ve hükümetin davranış biçimi bu senaristlerin
yaptığı senaryolarla uyum içinde ilerlediğini göz ardı etmememiz olumlu bir
davranış biçimi olarak görülüyor …
Sizlere ben ve
grubum yol gösterici olarak bunları yazıyoruz, yazdığımız her olgu istenirse İnternet ortamında bulunabilir, bunun yanında bu bilgileri desteklemek için
birazda saha çalışma yapılmanız iyi olacaktır. Sahada yapılıp desteklenmeyen
olgular yalnız varsayım olarak görünür buna normal bir düşünce tarzıdır. Nasıl
düşüneceğinize gem vurmak yine yapılan politikalarla uyuşur. Bu nedenle hızlı düşünmenizi
ve doğru fikir üreten bir toplum olmamızı grubum ve ben en başta istiyoruz…
İnternet başında
oturarak belge beklenmemelidir, İnternet araç olarak kullanılmalıdır amaç
olarak ise halk ile birebir görüşmeniz gerekir, inanın şu andaki senaryoları bozacak yegâne
kuvvetimiz bu olguyu nasıl başaracağımıza bağlıdır…
Özgürlük ve
barış ortamını sağlamak.
Herkese adalet
dağıtmak.
Yanlı olmayan
düşünce tarzını yaymak…
Yalnız olmadığınızı
düşünerek özgür fikir ve düşünceler üretmek…
Özgürlüğün
bedeli ağır olur, bu ağırlığı taşıyacak toplumlar ise özgür olur…
Doğusuyla,
batısıyla, güneyi ile kuzeyi hepsi bir bütün olarak düşünmemiz gerek bu millet
bizimdir…
Birçok
politikalar ve buna bağlı senaristlerin yaptığı senaryolar günümüzde olduğu
gibi gelecekte de olacaktır…
Ayrım yapmadan,
ırk, mezhep, din sömürüsü ve halkı düşmanca tavırlarla ayırmadan politik çıkar
gözetmeksizin yapılacak her olgu bizi sosyal adalete ve özgürlüğe, barışa bizleri
götüreceği unutulmamalıdır…
İşte olgular
oluşurken yapılacak her davranış bizim millet olarak geleceğimizdir, şu aşama
yurdumuz dört bir yandan istihbarat ağları ile örülmüştür. Bu ağlar bizi sıkıp
parçalamak için zaman ve mekânı hazırlamakla uğraşıyorlar, bir yandan da kendi
aralarında savaş veriyorlar…
İşte Türkiye'nin son durumu bu, sizlerin kararı geleceğimizi belirleyecektir…
Son söz aslında
ilk söz olarak görülmeli, buna göre ; genç arkadaşlar düşünmeyi ve fikir üretmeyi bırakmayın, sizlerin fikirleri geleceğimizdir, bunu bizlere bir kere
daha göstermenizde yar var, sizlerin dediği gibi “Bu daha başlangıç” olsun ve
sonunu sizler belirleyin…
Saygılarımla…
Bölüm son…
Rogg & Nok
Genel Yayın Yönetmeni
Cessur Demirali
GÜRSU
.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder