Çarşamba, Eylül 03, 2014

Planlı Yasa Uygulamaları: (Bölüm -10-)



Cessur Demirali Gürsu
Dışarıda fakat fikir Suçlusu
Derin sular (2)

Saygın okurlarım,
Haftanın ikinci gününü bitirmek üzereyiz, hepiniz belli iş düzeninde belli kariyer sahibi kişilersiniz, bu ortamda İnternet'te girip bilgi sahibi olmak isteyenleriniz arasında bilgi veren dost arkadaşlarınız da mevcuttur…
Bunu yanında bu belgeleri ve aranızda yaptığınız yazışmaları dosyalayan süper bilgisayarlar ve onları kontrol eden, belli bir amaç için programlayan, bu programların arka kapılarından giren ve o programları kullana sistem analistleri de bu sonsuz boşlukta belli bir düzen içinde görev yapıyorlar…
Birde düzensiz düzenli çalışanlar bu alanın içinde yer alıyor, bunlar bu sistemleri kırmak bozmak için özel programlar üzerinde çalışan iyi veya kötü amaçlı hecklerde bu sonsuzluğun içinde bulunuyor…
Bu heckler fikirlerin duyulmasını veya duyulması gereken fikir ve belgelerin ortaya çıkarılması veya fikir hırsızlığı veya da kullanılan bilgisayarlara beli bir amaç için habersizce bilgi yüklemek ve kişiler hakkında yasal işlem yapılmasını sağlamak amacı için kendilerini paralıyorlar…
Bu ve buna benzer yasal tim değimiz, yasal olarak hükümetler tarafından finalse edilen kişi ve guruplarda bu sonsuz alanda isteyerek onlarda belli bir düzeyde görev yapıyorlar…
Bu hecklerin haklı oldukları yönde var,  duyulmasını engelleyecek fikir ve düşünceler veya bunu tam tersi olan olgular ve bunlar bağlı belge,  dokümanlar,  bu sonsuz alanda saklanıyor. Bu fikir ve düşünceleri bağlı dokümanları, merak etmek ve bunları belli bir amaç için kullanmak insanın en doğal dürtüsü…
Günümüzde İnternet'in bu kadar geliştiği çağımızda, teknoloji ile siber savaşlar ve siber terör eylemleri de yapanlar bu sonsuz ortamda sanal olarak bir düzende mevcuttur. Hepimiz, hepiniz beli bir amaç için gözlerinizi yoruyor beyninizi zorluyorsunuz, buda emek isteyen bir olgu ve de buna saygı duymak başka bir olgunluktur...
Bu ölçülerde hepinizi bu ucu bucağı görünmeyen yerde bulunduğunuz için ve sanal olarak fikirlere ve düşüncelere katıldığınız için başta tüm bu ortamda yer alan kişileri kutlamak isterim…
Yalnız bu gün sizleri daha fazla yoracağım, bu günkü yazım oldukça uzun, düşünmenizi sağlamak amacıyla özellikle kısa yazmadın ve beğenirseniz arkadaşlarınıza gönderip paylaşmanızı istiyorum…
Laf salatası derseniz de kırılmam, buda bir düşünce tarzıdır…
Okumanız veya okumamanız size kalmış bir olgudur, ben yazımı bir kişi için yazıyorum, bazı yazılarımda şunu yazmıştım:
Şair kalemiyle, katil baltasıyla yatar…
Hiç uyur mu?
Şimdi arkanıza yaslanın ve düşünün; bu özdeyiş size neyi ifade ediyor…
Sonucu kendi yorumunuzu bulunca; fikirlerinizi ve düşüncelerinizi düşünün, daha sonra isterseniz okumaya devam edin, isterseniz okumadan çıkın…
Derin sularda dip akıntıları olur. Bu akıntıları dikkatle takip etmemiz gerekir. Avımızı takip ederken, en başta bu dip akıntılarına kendinizi kaptırmanız gerekir…
Olguları anlatmak bazı olayları ifşa ederek, reyting almak olarak görünmemeli…
Belgeli olarak belgesiz olayları aktarmak inanı zor bir iştir…
Yıllardır belgeler reyting ortamı sanal oluşum sağlandı…
Bu belgeler Medya tarafından  ve kişisel çıkarlar uğruna kullanıldı artık buna yeter demek gerekmez mi?
Dünyanın değişim ortamında, daha güzel ve dürüst bilinçli, bilimsel, insan hak ve özgürlüklerine her ne olursa olsun zarar vermeden reyting alınmaz mı?
Siyasi, sosyo-polilitik yönden insan daha iye güzele kendini adapte edemez mi?   
Belgeleri açıklamak; bu teknoloji çağında yapılması en kolay olgulardan biridir…
Bizler kolay yolu sizlere grup olarak vermeyeceğiz, zor yolu görmenizi öneriyoruz.
Düşünmenizi ve fikir üretmenizi için sizleri zorlayacağı mı  yukarıda yazmıştım…
Zor iş güzel iştir…
Düşünmeden karar vermeyi bize öğreten bu İnternet olgusu içinde belgeler toplanıp beli bir düzeyde iç ve dış istihbarat elemanlarınca siyaset ortamı içinde dürüst olmayan yollardan halka verildiğini artık biliyoruz, buna hayır diyecek bir kişi çıkarsa her ortamda bilimsel tartışmaya hazırım…
Düşünün Ergenekon, Balyoz davaları nasıl çıktı, Kozmik odaya nasıl hangi şartlarda girildi, kozmik odaya giriş emrini kim verdi, o olgu olduğu zaman içindeki Genel Kurmay Başkanı kimdi, yılar sonra bu Genel Kurmay Başkanına ne oldu?
O zamanlarda ABD yardımı ile kurulan hangi gazeteler vardı ve bunlardan birinde, boy boy bu iki davanın propagandasını kim niçin yaptı veya yaptırdı,  hangi olgular bu gazetenin yönetiminde hukuk davası oldu ve genel yayın yönetmeni geçtiğimiz yıl niye apar topar görevinden ayrıldı, hemen arkasından TRT de neler değişti kim kaldı kim gitti?
Daha önceden biz kaç kişiyiz olgusunu başlatan ve olgular çerçevesinde yasal fikirlerini halk ile paylaşan ve TV programlarında ve meydanlarda, özgürlük ve barış insanlık için çağrı yaparak ve bu uğurda hayatlarını ortaya koyarak çalışan ve de birlikte program yapan kişi ve kişiler şu anda hangi durumda ve nerede?
Ortam ve Konular için kendi siyasi görüşünü halk ile konuşan siyasi parti lideri ve bilim adamları şu anda nerede ikametgâh ediyor?
Olgulara karşı duş sergileyen veya öyle görünen kuvvet komutanlarını ve başları olan komutanların şu andaki pozisyonu ne?
Yıllar önce “ Kanlı mı kansız mı? ” diyen vatandaşa ne oldu…
Yine yılar önce Ana yasa kitabını atan vatandaş nerede, ondan sonra gelenler konuşurken niye o vatandaş susuyor…
Belgeden çok düşünmeyi ve fikir üretmeyi düşünmemizin zamanı gelmiştir…
Bir sonraki yazımda av ve avcılıktan söz edeceğim, derin suda avlanmak istihbarat olgusu ile uyuşur, hatta aynı diyebiliriz…
Üretilmiş belgeleri göstermek veya olmuş gibi görmek,  İçyapımızı dış güçlerin istediği biçimde yaptıkları senaryolar dâhilinde hayata sanal olarak koyup bizlerinde onları istediği kozları ellerine vermemizdir.
Bu tezgâhlan veya tezgâhlanmak üzere olan belgeleri açıklamamak, bir korku veya bilgisizlik olarak görülmemesi gerekir. Çünkü bu belgeler senaryo olarak şu andaki İnternet ortamında mevcuttur, isteyen bizim gibi çalışarak bu belgeleri bulabilir…
Asıl görünmesi gereken konu bu belgelerin kimlerin elinde olduğu ve ne zaman açıklanacağı soruları olmalıdır…
Belgelerin doğruluğu veya bu belgelerin yalanlanması süresinde ülkenin içine düşeceği kargaşa ortamı reytinglerden daha önde düşünmemiz gerekir…
Olumlu veya olumsuz olgular; dış istihbarat ve iç istihbarat yönünde dikkatli takip ediliyor, karşı ve anti propaganda çalışmaları yapılırken bunları gören gözler, tutarlı yası yazmaları gerekir,  olayların gelişiminde her iki kesime güvenmemek ön planda tutulmalıdır. İç ve dış istihbarat ve onlarla çalışan kesimlere de koz vermek olumlu bir davranış biçimi olarak görülmelidir…
İstihbarat da şüphe ve düşünce bir arada yürümez, şüphe olarak yapay düşünce üretilir…
Biz grup olarak;  reyting için “ elimizde şu belgeler var, şu yaparız “ demedik, istenirse ve uygun görülürse belgeleri uygun ortamlarda uygun şekilde paylaşırız dedik…
Bunu dememizin nedeni belgelerin araştırma sonucu tahrip edilip başka amaçlar için kullanılmasını engellemek için bu kararı 11 Kasım 1938’de sabah karşı almıştık, yaklaşık aradan 75 yıl geçti. Bu zaman içinde bizler geriye adım atmadık devamlı kendimizi yeniledik ve belgeleri arşivledik. Fakat ana prensibimizden taviz vermedik. O yüzden olaylara bakış açımız diğer kişi ve kurumlara göre değişik bir platformda olayları ve olguları analiz edebiliyoruz…
Çünkü bu ulus hepimizin olduğu kadar geleceğimize de aittir…
Dünyanın gözündeki Türkiye'nin perestişinide bu belgelerin tahrip edilmesi ile birebir eşleştirebileceğinin sinyallerinin bilgisine de sahibiz…
Bazı şeyleri kendi çıkarlarımız için değil milletimiz için, hepimizin düşündüğümüz gibi şimdiki siyasi oluşumdaki parti ve partiler gönül veren Aktörlerinde düşünmesi gerekir...
Bu düşünme tarzı göstermelik günü kurtarmak için olmamalıdır, gerçek ve gecikmeden olmalıdır. Geciktiğimiz her saniye aleyhimize işleyen zaman diliminde yaşıyoruz…
Birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır. Çünkü yakında Türkiye istemeden istemediği olgular içinde olabilir…
Kendi siyasi görüşümüzü ön plana atarak yaptığımız her olumlu veya olumsuz tablo yapılan veya yapılacak senaryolara malzeme olarak kullanıldığını her zaman hatırlamamız ve buna göre davranmamız çabuk düşünüp mantıklı karar mekanizmalarını uyarmamız gerekir…
Ve de şimdiki olan olgularda görülen, Halifenin ve hükümetin davranış biçimi bu senaristlerin yaptığı senaryolarla uyum içinde ilerlediğini göz ardı etmememiz olumlu bir davranış biçimi olarak görülüyor …
Sizlere ben ve grubum yol gösterici olarak bunları yazıyoruz, yazdığımız her olgu istenirse İnternet ortamında bulunabilir, bunun yanında bu bilgileri desteklemek için birazda saha çalışma yapılmanız iyi olacaktır. Sahada yapılıp desteklenmeyen olgular yalnız varsayım olarak görünür buna normal bir düşünce tarzıdır. Nasıl düşüneceğinize gem vurmak yine yapılan politikalarla uyuşur. Bu nedenle hızlı düşünmenizi ve doğru fikir üreten bir toplum olmamızı grubum ve ben en başta istiyoruz…
İnternet başında oturarak belge beklenmemelidir, İnternet araç olarak kullanılmalıdır amaç olarak ise halk ile birebir görüşmeniz gerekir,  inanın şu andaki senaryoları bozacak yegâne kuvvetimiz bu olguyu nasıl başaracağımıza bağlıdır…
Özgürlük ve barış ortamını sağlamak.
Herkese adalet dağıtmak.  
Yanlı olmayan düşünce tarzını yaymak…
Yalnız olmadığınızı düşünerek özgür fikir ve düşünceler üretmek…
Özgürlüğün bedeli ağır olur, bu ağırlığı taşıyacak toplumlar ise özgür olur…
Doğusuyla, batısıyla, güneyi ile kuzeyi hepsi bir bütün olarak düşünmemiz gerek bu millet bizimdir…
Birçok politikalar ve buna bağlı senaristlerin yaptığı senaryolar günümüzde olduğu gibi gelecekte de olacaktır…
Ayrım yapmadan, ırk, mezhep, din sömürüsü ve halkı düşmanca tavırlarla ayırmadan politik çıkar gözetmeksizin yapılacak her olgu bizi sosyal adalete ve özgürlüğe, barışa bizleri götüreceği unutulmamalıdır…
İşte olgular oluşurken yapılacak her davranış bizim millet olarak geleceğimizdir, şu aşama yurdumuz dört bir yandan istihbarat ağları ile örülmüştür. Bu ağlar bizi sıkıp parçalamak için zaman ve mekânı hazırlamakla uğraşıyorlar, bir yandan da kendi aralarında savaş veriyorlar…
İşte Türkiye'nin son durumu bu, sizlerin kararı geleceğimizi belirleyecektir…
Son söz aslında ilk söz olarak görülmeli, buna göre ; genç arkadaşlar düşünmeyi ve fikir üretmeyi bırakmayın, sizlerin fikirleri geleceğimizdir, bunu bizlere bir kere daha göstermenizde yar var, sizlerin dediği gibi “Bu daha başlangıç” olsun ve sonunu sizler belirleyin…
Saygılarımla…
Bölüm son…
Rogg & Nok Genel Yayın Yönetmeni
Cessur Demirali GÜRSU 

.










Hiç yorum yok: