Savaş, Barış (11)
Saygın okurlarım,
Benim yazılarımı takip edenler bilirler. Cuma
günlerini ben çok önemserim, çünkü hafta sonunda yapılacak gizli
operasyonları gizlemek için ve medyayı yönlendirmek için geçici
senaryolar Cuma günleri gündeme gelir ve gelecek hafta ortasına kadar
geçen haftanın olayları tartışmaya açılır. Diye çoğu zaman yazmışımdır…
Yazıyorum fakat ben dinlenmiyorum, beni dinleyenler
işlerine geldi mi beni dinliyorlar, buda hiç olmasa da iyi bir olgu
olarak görüyorum...
Siber suçlar ile uğraşanlar,
beni takip etseler belki bir şeyler daha öğrenirler, suçlu
olmak veya olmamak, suçu bulmak veya bulmamak, işte siber
suçlardaki asıl mesele bu !!!
Ben tüm suçluları bilemem. Fakat gördüğümü
olasılık olarak tarif ederim. Bu olasılıklar, kuvvetli olup olması
okuyucuların takdirine bırakırım, birde beni takip eden yasal olguların
takdirine bırakırım. Somut olgulardan yararlanıp yaralanmamak onların sorunu.
Deyip yazarım, çünkü söz uçar, yazı kalır…
24 Eylül 2013 tarihinde yazımın başında “Bazı
olgular vardır ki zaman içine yayılır, bazıları zaman içinde unutulur.
Bazı operasyonlar ise bilinçsiz olarak hedef saptırmak olarak bilinçli
yapılır, buradaki ince çizgiyi bilmeden medya bu psikolojik
operasyonların üzerine gider.
Son olarak 1453 operasyonları bunları işaret ederek örnek teşkil
etmektedir…” yazmıştım 27 Eylül 2013 yılında spor
ile başlayan hedef saptırmak operasyonları başladı, bu
operasyonun doğruluğu tartışılır. Fakat 1453 operasyonundan
sonra yapılması manidar değil mi sizce?
Bunun yanında soyut ve somut kanıtlar doğrultusunda
Planı Yasal olgulardan çoğu zaman bahsettim yine 27 Eylül 2013 tarihinde gezi
olayları ile ilgili olarak gaz maskesi ve deniz gözlüğü gibi kendini savunma
araçları silah olarak kabul edilmeyip tutuklamanın soyut delil olduğu mahkeme
karı ile açıklandı, işte bu somut bir olgudur…
Hikâyemize geri dönelim ve zaman tünelinde biraz daha
ilerleyelim; Hikâyenin aktarıldığı 1978-1980 yıllarında hikâyemizde dikkat
çekici cümleler şunlar: “Fikir için ölmek gerek” olgusu tüm
gençlere genlerine kadar “yavaş yavaş zehirli tutku akımları”. Bunu
destekleyecek operasyonları yapılarak gençlerin akıllarına sokuluyordu.
“fikir fikirle yenilemez” deniyordu. “fikir ve düşüncele silahla bir
arada yürü”, “zamanı gelince, dana sonra silahsız politika
yapılır”, “şu aşamada kesin çözüm silahlı mücadele”
deniyordu…
Bu söylemler ileriye yönelik oluşumlardı. Doğu,
Güneydoğu bölgelerimizde bu olgu değişik yönlerden bilgisiz
halka bilinçlendirme bahanesi ile o yıllarda aktarılıyordu. O yıllarda
sanki Ankara'nın ortasından bir çizgi çizilmiş gibi Doğu
ve Batı için ayrı politikalar üretiliyordu. Pratikte
politik olarak da ayrım o yıllarda başlamıştı. Gerçekte bilinmesi
gerek somut olgu ise unutulmuş veya unutulmaya çalıştırılmıştı.
Bu operasyonda Ulus ve üzerinde yaşana insanlar vatan sevgisinden
uzaklaştırılıyordu.
Bu vatanı oluşturan kişiler, bir bütün olduğu
unutturulmaya çalışıldı ve günümüzde bu operasyonların
meyvelerini toplayan siyasetçilerimiz türetildi...
Hikâye bu ya, oluşum operasyonları o yıllarda
koalisyon hükümetlerince organize edilmesi için bazı siyasi
görünümdeki kişiler yavaş yavaş, T.B.M.M’ ne sokuldu. Daha
sonraları bunların önerileri ile değiş zamanlarda değişik ortamlarda
halkı şimdiki isyana teşvik edecek siyasetçiler dış odaklı
olarak üretildi. Bunların çoğu dış ve iç istihbarat kurumlarının
organize ettiği kişilerden oluştu...
Bilgileri Hikâyemizde veriliyor; bunun yanında
günümüzde bu kişiler hâlâ faaliyette oldukları da
iddialar arasında yer alıyor…
Evet, hikâyenin geçtiği o yıllarda doğuya yatırımlar
ve eğim olanakları tam verilmemesi için bazı ideolojik baskılar şimdiki oluşumu
hazırlamak için yapılıyordu iddialarında hikâyemizde yer buluyor…
O yıllarda halk devletine küskün ve bitkin
durumda. Özellikle şimdiki oluşum için bıraktılar tohumlar,
geride yapılmak istenen senaryoları oluşturup planları yapılıyordu…
İkinci aşamaya gelmek için zaman ve olguların oluşması
bekleniyordu acele etmeden olgular yavaş
yavaş oluşturmaya çalışıldı “Asıl olgu olan senaryosunun hayata
geçirilmesi için istihbarat çalışanlarından gelen uyarı: “Henüz vakit var.”
Uyarısı ve fikri, bunu destekleyecek düşünce yapısı hâkimdi…
Saygılar…
Bölüm Sonu…
Rogg & Nok Genel yayın Yönetmeni
Cessur Demirali GÜRSU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder