Cessur Demirali Gürsu
Dışarıda fakat fikir Suçlusu
|
Savaş, Barış (12)
Saygın okurlarım,
30 Eylül 2013
tarihinde saat 11 de gizlenen ileri
demokrasi paketi açıklanıyormuş güler misin, ağlar mısın?
Demokrasi tek bir
kişinin dediği ve o faşizan tavırları
ile halkı din, mezhep, ırk, dil ayrımına sürükleyen bunları yaparken bolca
yalan söyleyen, bu olguları körükleyen bir
kişilik sahibi olmayan yabacı uşaklığına soyunan bir kişinin ağzından
açıklanıyor…
Halife çıplak, diye bağırıyorum, gören, işiten var mı?
Halktan bu sözde demokrasi paketi yapım aşamasında gizleniyor,
sebebini bilerek dürüst ve korkmadan yazan var mı?
Sözde demokrasi için yapılan işlemler fark edilmesin diye
bir sürü yan senaryolar geçmişte medyaya verilerek yapısal planlı yasa uygulamaları yapılıyor, sorgulayan kaç kişi var?
Zavallı medya bunlara kanarak gösterilen
senaryoya ortak olarak halka gösteriyor, tüm halk (aptal olmuş) uyuyor da bu oluşum olmuşta benim haberimi yok?
Tüm siyasi ortamdaki
sözde milletvekilleri kendine pay
çıkararak siyasi söylemler yaparak çıkar sağlanmaya çalışılıyor, olgusunu
tek ben mi görüyorum?
Mantıksızca bunu adı “Demokrasi” oluyor, bu mantıklı diyen var mı?…
Ben bu paketin demokratik bir paket olduğuna inanmıyorum,
inana inan bilir saygı duyarım, yalnız bu demokratik paketin oluşumuna geniş
açı ile bakıldığında dayattırma paketi
olduğunu veya ilerde olacağını görebilirsiniz, desem inan olur mu?
Günle günleri
kovalarken 27 ve 28 Eylül 2013; Cuma ve Cumartesi günleri sizleri bilme fakat en
azıdan benim içi çok zor geçti İki Cumhuriyetçi, iki vatanseveri bu millet sonsuzluğa
uğurladı…
Ben ne kadar üzüldüysem
de, timsah gözyaşları dökenler de üzüldüklerine
eminim. Bu timsah gözyaşı dökenler; hem Cumhuriyetçi hocamız Turgut Özakman hem
de bir gün önce bu pis dünyadan uğurladığımız
devrimci Tuncel Kurtiz hakkında
yapılacak Planları ve yasal uygulamaları suya düştüğünden üzüldüler…
Hikâyemizde belirtilen
1978 – 1980 arasını ve daha önceleri kendilerinden ödün vermeden,
özünden bu hikayeni içinde bir yerlerde olan, bu kişilik sahibi
üstatlara
sonsuzlukta rahat uyumalarını dilerim, yakınlarına sabır ve onları unutmamalarını
temenni ederim…
Hikâyemizde o
yıllarda dış güçler şimdiki oluşumda olduğu gibi; düşünüp plan ve projeler kurarken bir taraftan silahlar dağıtılıyordu. Potansiyel güç olan gençleri birbirlerini öldürmek için. Fikirsiz, düşüncesiz tek olarak öldürme
üzerine yoğunlaştırılmış yapısal fikirlerle, planlar, kuramları, kurmaları
için gizli ve bilini örgütler çalışıyordu ve bir ders gibi ülkemizde taraf yaptıkları geçlere aynı yerden emir alarak,
sözde ayrı ideolojik bilgiler toplumu karıştırmak için sanki olumlu bir
düşünce yapısı gibi, aynı düzeyde bu
desin verilmesi sağlanıyordu…
Diğer yandan koalisyon ortağı olan ve daha sonra ülkenin
başına gelecek felaketleri hazırlamak için din odaklı partiye olağan üstü
yardım ve destek gizli kapılar ardında veriliyordu…
Asıl vurucu güç olarak bu din odaklı potansiyel
güç gizlice hazırlandığı hikayemizde yer alıyordu. Bu hazırlıklar büyük bir
gizlik içinde yapıldığı yine
hikayemizde vurgulanıyordu, bu geleceğe yönelik operasyon sürerken,
bunu yanında o yıllarda silahlı terör
örgütünü destekleme planları da gündemdeydi…
Çünkü bu iki plan bir gün gelecek kesişecek ve
bundan rant sağlayacak devletler hikayenin sonunda Türkiye’yi rahatça parçalayabilecekti…
Bu olgu uzun vadeli ve kesin çözüm olarak
dikkatli ve devamlı olarak güncel senaryolarla desteklenen yapıda yapılması istihbarat
olanakları ile desteklendi vurgusu da hikayemizde ön planda bulunuyor.
Evet,
Hikâyenin sonunda
bu şerefsiz oluşum altında olan bu olgu başarılı olur ise sonunda Türkiye diye bir şey kalmayacaktı…
Hikâyemizde zaman
böyle ilerlerlerken tek çocuğu olan bir aile vardı. Baba 23, anne 22, yaşında üniversitede
okurken çocukları doğmuştu…
Bu iki sevgili üniversite
çağlarında birbirlerini sevmişlerdi, üniversitede ve daha sonra belli ideolojik
kavganın içinde hayatlarını sürdürüyorlardı…
Bu gençler, kendi varlıkları olan bu çocuğu büyütmek,
korumak ve kollamak için yaşam savaşı veriyorlardı…
Zaten doğan çocuklarını adı SAVAŞ koymalarının
nedeni de buydu…
Bölüm Sonu…
Rogg & Nok
Genel yayın Yönetmeni…
Cessur Demirali
GÜRSU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder