Cessur Demirali Gürsu Dışarıda fakat fikir Suçlusu |
Derin sular (1)
Saygın okurlarım,
Bu gün 01-09-2013 Pazar, yaz tatilinin bitiği günlere yaklaşıyoruz. Artık
tüm öğrenciler eve dönüş hazırlığı içine gidiler.
Geçtiğimiz 8 ay süresince savaş kokusu, bu konun pislikleri etrafa
yayıldı, birde Sanal, yapay, yapısal, planlı yasal uygulamalar gündemimize
girdi. Bizler yine de tatilimizi yaptık, bunu yanında isyan kokuları da hızla
yayıldı, Gezi olayları bunları fişekleyen olgu olarak önümüze çıktı. Medya ve
organlarının iç yüzleri ortay serildi. Biz yaz tatili boyunca yine durmadık. Sizleri
elimizden geldiğince değişik platformlarda uyardık. Bu uyarılarımız İnternet ortamında, yazılı basında, sözlü ve görsel olarak dostlarımızın ve meslektaşlarımızın
yardımı ile halkımıza elimizden geldiğince tarafsız olarak senaryolar karşı uyardık.
Bazılarınız yazdıklarımızı bu tatil rehavetinde okudu. Bazılarınız “ben şu anda
tatildeyim” deyip yazılarımızı es geçip yazdıklarımızı okumadı…
Uyumak ve uyutmak çok güzel bir duygudur esnemek ise içimize temiz
havayı çekmemiz demektir...
Deniz kenarında denize dalmadan önce derin hava çekeriz. Hava yaşam
kaynağıdır. Kötü kokular havda olduğu zaman iyi havayı içimize çekemeyiz,
çektiğimizi zannederiz ama hav bozuktur…
Aranızda suyu sevmeyen var mı?
Şu anda oturdum denizi hayal ettim…
Konular önüme geldikçe ulusça düştüğümüz veya istemeyerek
düşürüldüğümüz bu çirkin senaryoyu durdurtma çareleri üretmek istiyordum. Bir
olguyu eleştirirken çareleri de sunmanız gerekir diye de düşündüm. Çünkü insandım,
düşünmek benim yaradılışımda vardı…
Şimdi soracaksınız Planlı Yasal
uygulamalarla ile bu yazının alakası ne?
İşte beraberce şimdi beyin fırtınası yaratalım; düşünmenizi istiyorum.
Sizlerde bu olguları çözecek ve bulacak olgunluğa sahip kişilersiniz ve ben
öyle düşünüyorum, düşünmekle kalmayıp buna eminim. Nasıl mı? Şöyle; sizler
teknoloji çağında yaşıyorsunuz ve bilgisayar kullanıyorsunuz, iyi, kötüyü çözüp,
düşünüp kendi özgür iradenizle yorum yazıyorsunuz…
Ben ise gördüklerimi duyduklarımı önceden yazdığım ve şimdi yazdığım
yazıdaki gibi buluyorum. Araştırıyorum, hem
bilgisayar başında, hem de sahada araştırıyorum, tabii ki bu araştırma grup çalışmasıdır…
Her olgu birbirine bağlı gelişiyor, Narko-Terör, Ergenekon, Balyoz,
PKK ile iş birliği yapan Halifenin durumunu elimden geldiğince kendi yaşadığım
ülkenin iç sorunlarını dış ülkelere fazla ifşa etmeden yüzeysel olarak yazıyorum.
Dibe indiğimde avcı ve avlana kişileri görüyorum. Bazıları ile tanıştım,
bazıları ile satranç bile oynadım, hepsi ama hepsi bir amaç için bu derin sularda
bulunuyorlardı. Benim tersime hepsi dış ülkelerden talimat alıp ülkemde sözde
bize yardım için buluna kişilerden oluşan balık ve avcılar bunlardan bir kaçı
idi. Şunu biliyorum ki, şarkıdaki gibi “ Türk'e Türk’ten başka yardımcı olacak
kimse yok”…
Tüm halkımız, hepimiz beli bir siyasi görüşe sahibiz. Bu yönde o
karanlık sularda önümüzü bazen göremeden ilerliyoruz, tek gördüğümüz, oda göre
bilirsek önümüzde giden arkadaşımız oluyor. Bazen o arkadaşımıza sesleniyoruz “oradaysan
ses ver “ diyoruz. Çoğu zaman o karanlık sularda bizi tahrik eden balık ve
avcıları sözlerine ve duruşlarına kapılıp birbirimiz kırıyoruz. Bu tahrik olgusu,
aslında hem balık hem de avcıların bir ölçüde işine geliyor...
Yukarıda da belirttiğim gibi son on bir yıldır çoğalarak, yoğunlukla burnumuza
kötü kokular geliyordu ve yangın çıkacak korkusunu içimizden büyüyordu ve
dumanlar tütmeye başladı…
Saygılarımla…
Bölüm son…
Rogg & Nok Genel Yayın Yönetmeni
Cessur Demirali GÜRSU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder