Pazartesi, Ekim 19, 2015

İçi bozuk olanları derdi de aynı olur mu, bu olguda dış içine çıkar mı acaba?

Biri terörist mühendisti bir yasal terörist dostu ve vatan haini ikisi bir araya gelince ne olur sizce?
Nasıl bir ucube bir terörist politikası çıkar biri dişi biri erkek bozuntusu siz düşünün o ucube çocuğu kime benzer?
İşte bunu cevabını terör mühendisleri tarafından sorgulamaya başladı, sonunda ufak politik o çoğun karakteristik yüzünün cevaplar bu gün değişik ortamlarda yayınlanıyor.
“Erdoğan’ın da, Merkel’in de derdi iç politika” deniyor…
Bu belli bir karakteristik tahlil olarak bu haberde göreceksiniz.
Terör mühendislerinin laboratuvarı olan merkezlerin toplandığı ve de yapılan mühendistik çerçevesinde önce besleyip büyüten ve terörist olarak yetiştirip daha sonra bunları belli bir politik oyunla ihraç eden Avrupa’ya yine onları katkıları ve insan tacirlerinin yardımı ile Suriyeli modern köle olarak seçilip transfer edilen insanların akınını durdurmak için İstanbul’u ziyaret eden terör mühendislerinden biri olan ve önceden yaptıkları Fizibilite raporları yanlış çıkmasından rahatsız…
Bu raporlardan çıkan sonuç şimdi teröristlere karşı oluşturdukları birliğin dış kökenli olarak yaptıkları politika çerçevesinde, bumerang tipi olarak oynadıkları terör oyununda terör bizim memlekette oynana oyun gibi kendilerini vuracağını bu raporlarda geçiyor…
Ülkemize bakarak bir çoğu zaman siyasi yönden bizleri kobay olarak kullandıkları ve kullanacakları açıktır.
Bir ölçüde kendilerine yönelik korkularından bu terör olgusu çerçevesinde politik ataklar yapıyorlar…
Bu atakları bizde denemezlerse neler olacağını başka kobay elerinde olmadığı için son aylarda iyi kötü polisi oynayan yine bu birliktir…
Siyasi yönden rüşvet vermeye kadar her türlü pis oyunu denemeye hazır olan bu birlik ülkemizde önceden kurdukları ve büyüttükleri terörizm odaklı hücre evlerini Ankara’da oluşturdukları katliam gibi yapacakları biliniyor, ve bu kişi ve kişiler siyi yönden ülkemiz tehdit etmek için geldiklerini biliyoruz…
Bu olguda oluşturdukları terör bağlantılı din sömürücü hükümetin onlar olan bölünmez bağlılıklarını da bu aşamada kullanıyorlar…
Bunu yanında gelecekte bu olgular onları vuracaklarından korkuyorlar çünkü tüm terör bağlantılarını sağlayan batı ve doğu komite, savaş komisyonunun üstleri AB’de olduğu biliniyor…
Kendi toplumlularını bu yanlış politikalar sonucu çıkmaza soktuklarını da biliyorlar kendi insanlar için bu terörist mühendisliğini yıllardı öncülünü yapan Almanya Başbakanı Merkel, teröristlerle yatıp kalkan biri ile işbirliği karşılığında bu ortamda siyasi rüşvet vermeyi ve tehdit ederek nabız tutmak amacı ile Türkiye’ye geldiği bilinirken göstermelik olarak vize muafiyeti ve mali yardıma yeşil ışık yaktı. Haberleri verildi…
Davulu sesi uzaktan hoş geldiğin söyleyen Uzmanlar ziyareti biraz davulu yakından dileyenler dâhil olarak tartışmaya açıp değerlendirdiler.
Ama bize bu değerlendirmeleri değerlendirmek zorundayız, aklınız kullanıp yukarıdaki bilgiler doğrultusunda sizlerde düşünün size bu değerlendirmeler nasıl geliyor.
Bu haberde bunu cevabını sizlere bırakıyoruz…
Dün bu olgular olup yorumlanırken bir taraftan bu gün Sloven – Hırvat sınırında binlerce kölelik yapmak için bekleyen kişiye kapılar aralandı algılama haberi de geldi, önceki yazımızda belirtiğimiz gibi bu terör olgusunda bilinçsiz bir devlette terörü olgusu içinde Şerefsizler ile satranç oynamak ne kadar zor olduğunu ve de yine bu yazımızda da belirtelim yalnız bizler satranç oyunu bitmeden masayı terk etmeyiz, yine bir önceki mesajımız gibi yine bu olguda dikkatli olunmaz isek unutmayın oyun biden bire değişime uğruyor…
Taşları yer yer değiştirildiğini dikkatli olmaz iseniz görmeniz mümkün olmuyor…
Sanki bir yanılsama yani el çabukluğu ile taşların yerleri değiştiriliyor, hile ile savaş oyunu teröre bağlanıp oynanıyor…
İstanbul ziyaretinde hem Başbakan Ahmet Davutoğlu hem de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la görüşen Angela Merkel’in ana gündemini Suriye’de savaştan kaçan sığınmacıların Türkiye’de nasıl tutulabileceği sorusu oluşturdu. Sığınmacı sorununu ‘kontrolsüz bir kriz’ olarak niteleyen Merkel, Türkiye'nin AB üyelik sürecinin canlandırılması gerektiğine de vurgu yaptı. Merkel, Türkiye’yle üyelik müzakerelerinde yeni fasılların açılabileceği, Türk vatandaşlarına vizesiz seyahat hakkı tanınabileceği mesajını verdi.
“Bilerek İstanbul’u ziyaret etti”
ı
Son dört yıldır donmuş olan Türkiye-AB ilişkilerinde yeni bir ivme yaşanacak mı? Suriyeli sığınmacı sorununa gerçek bir çözüm bulunabilir mi? Merkel’in ziyareti neyi değişterecek? ODTÜ Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Hüseyin Bağcı, sorulan soruları yanıtlarken, Merkel'in ziyaretinin “her iki tarafın da birbirine olağanüstü ihtiyacının olduğu bir dönemde gerçekleştiğini” söyledi. “Merkel çok dikkatli hareket etti ve Ankara’ya gelmek yerine İstanbul’u ziyaret etti. Ankara’ya gelseydi; daha kapsamlı bir ziyaret olacaktı ama bilerek İstanbul’u tercih ederek Erdoğan ve Davutoğlu’na –benim acele işim var. Sığınmacı sorunu için geldim. Türkiye’nin iç politikasının ayrıntılarına girmek istemiyorum. Saray tartışmalarından uzak durmak istiyorum- mesajı verdi” diyen Bağcı’ya göre Merkel, bu mesajıyla hem Alman kamuoyunu hem de Türk kamuoyunu rahatlatmaya çalıştı. Merkel’in Almanya’da 2017’de yapılacak seçimleri kaybetme riskinin bile olduğunu ve bu riskin de Suriyeli sığınmacı sorunundan kaynaklandığını anlatan Bağcı, “Merkel; kendi kamuoyuna –bakın çalışıyorum-, Türk kamuoyuna da –sizin iç siyasetinize şimdi girecek vaktim yok- demeye çalıştı ve bunda da başarılı oldu. Ziyaret; Almanya’da çok tartışılacaktır ama Merkel bu ziyareti –Göçmen krizini çözmeye çalışıyorum ve uğraşıyorum. Türklerle de bu yüzden anlaşıyorum- diye satacaktır” diye konuştu.
Hüseyin Bağcı, AB’nin Türkiye’ye sığınmacılar konusunda yapacağı mali yardı paketinin nasıl kullanılacağı ve sonuç getirip getirmeyeceğinin zaman içinde anlaşılacağını anlatırken; “Erdoğan’ın da, Davutoğlu’nun da derdi tıpkı Merkel gibi iç politika. İki hafta sonra yapılacak seçim öncesi Türk hükümeti de Merkel ziyaretini kamuoyuna –Almanya’nın desteğini aldık-diye satacaktır. Erdoğan çok şanslı bir siyasetçi. Hem Merkel vize muafiyeti ve üyelik müzakereleri için yeni fasıllar açma sözü de verdi ki, Türk hükümeti bu sözleri seçim yolunda kullanmaktan kaçınmayacaktır” diye konuştu. Bağcı’ya göre, Türkiye-AB ilişkilerinin yeni bir ivme kazanması da kuvvetle muhtemel. “Karşılıklı ziyaretlerle taraflar birbirine yaklaşacaktır ama bu yakınlaşmayı çıkara dönüştürmek için de gayret gerekiyor. Türkiye’nin garip Suriye politikasından uzaklaşması şart” diyen Bağcı, 1 Kasım seçimlerinin Türkiye ve AB ilişkilerinin geleceği için dönüm noktası olacağını da düşünüyor. Çünkü seçim sonrasında oluşacak hükümetin tarzı; Merkel’le varılan anlaşmanın hayata geçmesinde temel rol oynayacak.
“Kazan-kazan politikası”
Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Nail Alkan da Merkel'in ziyaretini değerlendirirken “Hem Merkel hem de Erdoğan bu ziyaretten kazançlı çıkacak. Taraflar ziyareti –kazan kazan- politikası üzerine oturttular ve iç politikadaki sorunlarını çözmek için kendilerine yol açtılar” diye konuştu. “Ancak, özellikle sığınmacılar konusunda geçici bir çözümün değerlendirildiği görülüyor. Sorunun büyüme ihtimali çok yüksek ve bütün dünyayı ilgilendiren bir Suriye meselesi var. Merkel’in; AB içinde bu meselesi uzun uzadıya konuşması gerekecek ki, işte o zaman bu ziyaretten elde ettiklerini yine bir gözden geçirmesi gerekebilir” diyen Alkan, Türkiye içindeki sığınmacı krizinin de daha trajik boyutlara ulaşabileceği riskine dikkat çekti. Alkan'a göre, zaman içinde BM, Avrupa ve Türkiye’nin sığınmacı konusunu daha etraflıca konuşması hem Suriyeli sığınmacılar hem de tüm dünya için öncelikli gündem maddesi olmalı. Almanya’da son dönemin en temel konusunun sığınmacılar olduğuna dikkat çeken Alkan, “Merkel; sığınmacıları Türkiye’de tutmak istiyor ancak biliyor ki, sığınmacılar da Avrupa’yı Türkiye’den daha cazip buluyor. Erdoğan’ın da, Merkel de şimdi iç politikadaki dertlerini sonlandırmaya çalışıyorlar ama bu kısa süreli çözümler kurtarıcı olamaz. Uzun süreli çözüme her ikisinin de, sığınmacıların da ihtiyacı var” diye konuştu.
Merkel’in ziyaretinin ardından Türkiye-AB ilişkilerinde ‘bir hareketlenme’ görülebileceğini, özellikle Türkiye’nin bu hareketlenmeyi iyi değerlendirmesi gerektiğine işaret eden Nail Alkan, “Vize serbestliğinde de, üyelik müzakerelerinde yeni başlıkların açılabileceğinde de nasıl ilerleneceği bilinmez ama Türkiye Almanya’nın açtığı bu yolu iyi kullanırsa kazançlarını en iyi noktaya taşıyabilir” değerlendirmesini yaptı.
“Niyet var, plan yok”
Merkel'in ziyaretiyle son 4 yıldır dünya gündeminden hiç düşmeyen Suriyeli sığınmacılar sorununda yeni bir adım mı atılıyor? Bu soruyu da İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi Başkanı Metin Çorabatır değerlendirdi. Çorabatır, “Ortada bir çözüm niyeti var ama durum çok karışık” derken bu karışıklığı şöyle özetledi:
“Türkiye'ye verilecek olan 3 milyar euro nasıl ve kimler tarafından kullanılacak? Belki de bu paranın bir kısmı, Ege’de polisiye tedbirleri artırmak için kullanılacak. Türk ve Alman bürokrasisi, sığınmacı sorununda aynı dili mi konuşuyor bilmiyoruz. Türkiye; sığınmacılara mülteci hakkı tanımadığı sürece, onlar da Avrupa’ya kaçmaktan vazgeçmeyecekler. Almanya’yla anlaşmak yetmiyor. BM başta olmak üzere tüm AB’nin, sığınmacı konusunda artık ortak bir plan oluşturması gerekiyor. Yoksa, Merkel'in Türkiye'ye sunduğu paket geçici çözüm olmaktan öteye geçemez. Çok zor ve kritik bir dönemece girildi, sorunun çözümü için. Türkiye’deki sığınmacıların sorunları da artıyor. Sadece Almanya’yla diyalogu artırmak yetmiyor.”
Bu türde bir çok uzaman görüşü değişik ortamlarda yayınlanırken bu gün yazımızın başlığında belirttiğimiz gibi olgulara değişik açılardan bakmayıp at gözlüğü takarak bakarsak ve de dikkatli olmaz iseniz olguları görmeniz mümkün olmuyor, sanki bir yanılsama yani el çabukluğu ile taşların yerleri değiştiriliyor, hile ile savaş oyunu teröre bağlanıp oynanıyor…
İşte öyle bir olgu haberi algılama yöntemi ile verildi; özel olarak terör mühendislerinin çalıştığı ve özel planlar kullanılarak senaryo çerçevesinde, Avrupa’ya Afganistan, Irak ve özellikle de Suriye’den Batı ve doğu komitesinin savaş komiyonu denetimi altıda yapılan senaryo gereği insanları yer değiştirmesi sağlanıyor, bu olguda transfer edilen insanların kontrol edilmeden yapılan bu operasyonların sonucu akını sürüyor. Haberleri yumuşatılarak veriliyor halbuki yanlış uygulama sonucu oluşan bu politikanın sonuçları yine Türkiye üzerinde kurulan oyunlar çerçevesinde oynanacağını ve bunun sorumluluk olarak sonuçta ülkemize patlayacağını bilmemiz gerekir…
Senaryo gereği oluşturulmuş savaş ortamındaki çatışmalardan kaçarak modern kölelik olgusu içinde yoluna düşürülen ve de insan tacirleri yardımı ile transfer edilen kişilerin büyük çoğunluğun hedefi Almanya ve Avusturya’ya ulaşmak. Bu çerçevede hayatta kalan kişiler arasından seçilerek köle olarak kullanılmaları planlanıyor, organ mafyası fazla zarar görmeyen vücutları kullanma planları da bu aşamada yer alıyor. Fakat bunlar dış ve iç medyada fazla yayınlamıyor, ve gösterilen mağduriyetler olarak yayınlanıyor, perde arkası saklanıyor… Bunun için yolda ölmeden balkan ülkelerinden köle veya terörist kamlara alınacak kişilerin güzergahlarında buluna yollardan geçenlerin binlercesi Hırvatistan Slovenya sınırında geleceklerini bekleyerek takılmıştı. Slovenya hükümeti geçici olarak kapının açılacağını duyurdu haberi de bugün verilen haberler arasında yer alıyor.
Sloven yetkililer nihai kararlarının geçtiğimiz gün nabız yoklaması ve siyasi rüşvet vermek için ülkemize gelen terörist mühendisti ve onun çalışması sonucunda oluşan olguda bulunan Almanya ve komşusu Avusturya’nın bu transfer edilen modern köle olacak inşaları yapılacak olan politik ataklarda bu köleleri kabullerine paralel olacağını ifade ediyor. Sloven-Hırvat sınırından bu aşamada günde 2 bin köle olacak kişinin geçişine izin verilecek. Haberleri alt manşetlerde algılama olarak verilmeye devam ediliyor…
Slovenya’nın girişleri kısıtlaması sonrası halen Hırvat hükümeti de Sırbistan sınırında önlem almış durumda. Akın sırasında öldürecekleri kişilerin politik açıdan nasıl sıyrılacakları konusunda çalışmaları olduğu gelen haberler arasında veriliyor, bunu yanında bize komşu Yunanistan’dan Makedonya’ya ise günde yaklaşık 500 göçmen geçiyor. Bilgileri son olarak veriliyor…
İşte buda olgular dâhilinde grubumuzun seçtiği ham haber:


[ Bu habere Cessur Demirali Gürsu katkıda bulunmuştur…]
Rogg & Nok ANTİ-TERRORİSM Araştırma Grubu

Rogg&Nok HaberNarko-Terör Ve Bağlantıları Ölümler yine geldi, Rüşvet verildi ama İki çıkar iki fark;Bozuk saat yılda bir kere doğruyu gösterir

Saygın okurlarımız,
Bu yazımı yine sabaha karşı gün ağrımadan yine yazıyorum, önümüzdeki hafta son derece kritik geçecek. Tüm halkımız son derece dikkat etmesi gerek her olguda her gördüğü veya görmediği şeylerden şüphe duyduğunda en yakın emniyet küvetlerine haber vermesi gereken olan bir haftayı yaşayacağız. Korkmayın siz korkutmak isteyen kişilerden bilhassa siyasetçilere güvenmeyin. Fakat kendinizi ve aileniz için son derece teyakkuzda olun Doğu illerimiz dahil tüm il ve ilçelerimiz oluşacak terör tehdidi ve tehlikesin altıda güveninizi öncelikle sizlerin sağlaması gerek. Bu şerefsiz hükümete güvenmeyin size ve ailenize yalan söylüyorlar, hatta bize bile güvenmeyin siz kendinizi kendiniz korumak mecburiyetindesiniz...
Şerefsizler ile satranç oynamak ne kadar zor olduğunu burada göreceksiniz…
Bu öyle bir satranç oyunu ki; her hamle birbirini takip ederken hileler ile oyun kuruluyor...
Dikkatli olunmaz ise oyun biden bire değişime uğruyor taşlar yer değiştirildiğini dikkatli olmaz iseniz görmeniz mümkün olmuyor, sanki bir yanılsama yani el çabukluğu ile taşların yerleri değiştiriliyor, hile ile savaş oyunu teröre bağlanıp oynanıyor…
Olacak olayları ve olguları tek biz mi tahmin ediyoruz?
Yoksa bu din sömürücü hükümet her kanalı susturuldu mu?
Kimsenin ön görüsü silahlı kuvvetlerimiz dahil kalmadı mı?
Dün gece sabaha karşı size bir yazı yazmıştım o yazımda “Diyorum ya yarını dünden gördün ve bugün sabaha karşı yazıyorum, daha gün ağarmadı ama biliyorum hissediyorum dini terör ve ırkçı narko-terör sabah için planlar yapıyorlar…
İşte bu tecrübenin ve terör örgütlerini yapısını bilmekle örtüşüyor, keşke yanılmış olsaydım ve mahcup olarak sizlerin karşısında olsaydım, ama yine haklı çıktım mı acaba?
18 Ekim 2015 saat 11.00 sularında Tunceli-Pülümür karayolunda yol kontrolü yapan askerlerimize saldırı yapıldı.
Ve de bundan sonra karar sizlerin diyerek haberlerimize devam ediyoruz…
Evet,
Bir grup çalışması yapıyoruz, siyaset yapmıyoruz…
Haberleri alıp irdeliyoruz sahada çalışan arkadaşlarımız ile diyalog kurarak teyit edip haberleri sizlere ulaştırıyoruz…
Hülya Topcu Almanya kısmında bildiriyor bu haberi aşağıda verceğim: Rüşvet verildi ama İki çıkar iki fark; 'Türkiye ve Almanya'nın beklentileri farklı 'HafenCity Üniversitesi'nden Türkiye uzmanı Dr. Yaşar Aydın'a göre Almanya Başbakanı, ziyaretiyle Erdoğan'ın konumunu güçlendirdi, algılama haberi verdi…
Bunu yanında muhalefetle görüşmeyerek demokratik müeyyideleri ulusal çıkarlara feda etti.
Haberi de bu haberimin içinde okumanızı arzu ediyorum çünkü benim ön gördüğüm şeylerin belirtisi satır aralarında olarak gizli mesaj olarak veriliyor…
Dün Sabah karşı bunları olacağını bildirmiştim bir ön görü olarak bunu yazmıştım; ve de saat 11:00 oldu bu ön görüm geçekleşti keşke yanılsaydım...
TSK saat 15:00: BASIN AÇIKLAMASI
TARİH: 18 Ekim 2015
SAAT: 15:00
NO: BA-83 / 15

Ne demiştim "daha gün ağarmadı ama biliyorum hissediyorum dini terör ve ırkçı narko-terör sabah için planlar yapıyorlar…"
Tunceli/Merkez Alacık bölgesinde yürütülen operasyonda; 18 Ekim 2015 saat 11.00 sularında Tunceli-Pülümür karayolunda yol kontrolü yapan unsurlarımızın geçişi esnasında, Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristlerce önceden yola döşenen el yapımı patlayıcının patlatılması sonucunda iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, iki kahraman silah arkadaşımız ise yaralanmıştır. Yaralılar derhal helikopter ile hastaneye tahliye edilerek tedavilerine başlanmıştır.
Bizleri derin bir üzüntüye boğan bu menfur ve alçakça gerçekleştirilen saldırıda hayatlarını kaybeden kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet, değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza ve Yüce Milletimize başsağlığı ve sabır, saldırıda yaralanan kahraman personelimize acil şifalar temenni ediyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Saat 08:28 TSK açıklama yaptı... Biz bunu saldırıyı duyduktan sonra yaklaşık 45 dakika sonra ilk açıklamayı vererek olayı takip etmeye başladık ama hiçbir açıklama 15: 00 kadar gelmedi. Bu arda yine dünkü yazımda belirttiğim gibi ” Kapılardan Sızan ışıklardan size yani Türk halkına bazı haberleri vermeye bazı medya grupları uğraşıyor…
ayrıntıya burada girmeyeceğiz fakat Ankara katliamı ile ilgili hedef saptırmak amacı ile bazı tutuklamalar oldu bazılar serbest bırakıldı yine ben dün sabaha karşı yazdığım yazıda şunlar dikkat çekmiştim;
Almanya gibi diğer ülkelerin ve bizim ele geçirildiğinden emin olduğumu MİT gibi istihbarat elemanları niye Ankara katliamından önce ve 3 hafta ve sonrasında tam bir teyakkuz durumunda bulundurulan büyükelçilikleri yolu ile bu katliamın olacağını biliyorlar mıydı?


Müttefik ülkeler niye bu katliamın sorumluluğunu almıyor?


Bu katliam bizim iç sorunumuz mu?
Bu olgular olurken biz ise 13:44 " Modern kölelerin köle olmak için insan tacirleri tarafından önerilen yeni adresi Slovenya..." bu yazıyı arkadaşlarımız yazdı ve beklemeye başladık yazıyı yazmadan önce terör mühendislerinden bir misafir İstanbul’a saldır olayının olduğu saatlerde geldi tüm medya ona yoğunlaştı henüz resmi bir açıklama yoktu bu terör mühendisti alandan karşılandı ve yalaka ile görüşmeye gitti, tüm medya onun peşinde gidiyordu yolda kaza oldu haberi geldi, biraz konvoy durdu, kazanın oluş zamanı ile bağlantılı bir süreç başladı, bu arada haber yalakaya ulaştırıldı...
Saatler saaatleri kovalıyordu, Terörist mühendislerinin bolca bulunduğu Avrupa’dan gelerek Çalışma ziyareti kapsamında Türkiye’ye gelen sabaha karşı yorum yaptığım terör mühendislerinden bir Almanya Başbakanı Angela Merkel, Dolmabahçe’deki baş yalakalık ofisindeki Baş yalaka Ahmet Davuloğlu ile AB tarafından siyasi rüşvet vermek için bir araya geldi. Haberleri gündeme düştü…
Suriye’de süren savaş ve bunun sonucunda yaşanan AB kolunun desteği ile Batı ve doğu komite savaş komisyonunun yaptığı senaryo neticesinde insan tüccarlarının yardımı ile modern köle yapılacak insanların Terör mühendislerin AB kolunu yanlış Fizibilite çalışmaları neticesi kendilerinin yarattığı krizi Merkel’in gündeminde ilk sırada bulunuyordu.
Kendi partisi tarafından da ateş altında tutulan bu terör mühendisti olanlardan biri olan Merkel bu göstermelik ziyaretle Avrupa Birliği ile Türkiye arasında sözde müzakereleri süren köle krizi ile ilgili anlaşmayı tamamlamak istiyor gibi görünüyordu.
Merkel il sözde ana gündem maddesini Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ve kendilerini yarattığı yaşanan modern kölei krizi oluştururken, düzenlenen göstermelik ortak basın toplantısında Davuloğlu Alman Şansölye ile çok kapsamlı konuları ele aldıklarını söyledi. Haberleri algılam oarak verildi…
Ama kendisi ilk defa Dolmabahçe sarayına geldiği biliniyordu ve bu bilgisizliğini şu soru ile perçinledi. Bir yere turist olarak gidilse bile önceden bu gidilecek yer hakkında araştırma yapılır, bilgisiz terör mühendisti ise “Atatürk’ün son günlerinin geçtiği yer mi?” diye bir soru sorduğu belirtildi. Bizim yalaka ise “Burası eskiden Hizmetçilerin kullandığı alan” dediği söylendi, aslında doğruyu söyledi çünkü ancak Atatürk’ün yanında Hizmetçi olabileceğini aktarmış oluyor, derler ya “bozuk saat yılda bir kere doğruyu gösterir” iki hizmetçi bir arada Dolmabahçe sarayına konuştu…
Baş yalaka Ahmet Davuloğlu, “Geri Kabul Anlaşması, göçün yasal ve düzenli olması için bir çerçeve çizer ancak Geri Kabul Anlaşmasının olabilmesi için aynı zamanda da Türk vatandaşlarına Schengen uygulamasının başlaması lazım. 2017 için planladığımız bu konuyu 2016 içinde gerçekleştirmek için tabii tek başına Almanya değil, AB ile birlikte, ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Ümit ederiz ki 2016 Temmuzu itibarıyla hem Geri Kabul Anlaşması hem de Schengen vize uygulaması aynı anda devreye girer.” Siyasi rüşvet almak için sözde bu şeklinde konuştu. Algılama haberleri de verildi. Fakat kapalı kapılar ardında konuşulanlar ilerde dikkatli davranırsak meydan çıkacaktır, niye Ankara değil de İstanbul’a geldi sabaha karşı yazdığım yazıda “Misafirimiz kendilerinin kendi istihbarat güçlerini kullanarak organize ettikleri narko-terör PKK örgütü ve yukardaki söz ettiğimiz laboratuvar ortamında hazırladıkları dini sömüren terör örgütü İŞID ile gizli veya açık bağlatılanlarından ne kadarı Almanya üzerinden organize edildi bunlardan haberi var mı bizim misafirimizin?” diye soru sormuştum, şu soruyu da sormuştum “Almanya gibi diğer ülkelerin ve bizim ele geçirildiğinden emin olduğumu MİT gibi istihbarat elemanları niye Ankara katliamından önce ve 3 hafta ve sonrasında tam bir teyakkuz durumunda bulundurulan büyükelçilikleri yolu ile bu katliamın olacağını biliyorlar mıydı? ” acaba bu sorularla ilişki kurla bilir mi diye de soruyorum?
Bu terör mühendislerinden bir ve bu gün misafir olan bayan Başbakan Angela Merkel ise Türkiye-AB ilişkileri dahil pek çok konuyu göstermelik olarak arka kapılarda verilen ve alına rüşvetlerin belirlenmemesi için bu ilişkilerin göstermelik olarak ele aldıklarını söyleyerek, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde 17. fasıl olan ekonomik ve parasal politikaların müzakerelere açılmasını istediklerini kaydetti.
Merkel toplantı sonrası Asıl baş hain olan reis ile Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkünde bir araya geldi.
İşte o ham haber…

İste bunun detayını yine Almanya’dan Hülya Topcu Alman politikası olgusu ve algılama haberi olarak şöyle verdi; Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye'yi ziyaret ederek önce Başbakan Ahmet Davutoğlu, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la biraraya geldi. Merkel'in ziyaretinde, mülteci krizi, Türkiye-AB ilişkileri, Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanması ve Ortadoğu'daki gelişmeler ön plana çıktı. Almanya'da Sol Parti ve Yeşiller, Merkel'in ziyaretini 1 Kasım seçimlerinin hemen öncesine denk gelmesi nedeniyle eleştirdi. Hamburg HafenCity Üniversitesi'nden siyaset bilimci, Türkiye ve göç uzmanı Dr. Yaşar Aydın, Merkel'in Türkiye ziyaretiyle ilgili olarak sorularını yanıtladı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Türkiye Başbakanı Davutoğlu'nun verdiği mesajları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Dr. Yaşar Aydın: Bence farklı beklentiler söz konusu. Merkel'in hedefi, Almanya'ya mülteci akınını durdurmak. Bunun için de Türkiye ile işbirliğine ihtiyacı var. Bu bağlamda mültecilerin Türkiye'ye girişlerinin zorlaştırmasını istiyor. Çünkü Türkiye hala açık sınır siyaseti uygulamaya devam ediyor. Suriye vatandaşlarına, birçok Arap ülkesine vize uygulamıyor. Şimdi Merkel'in beklentisi, Türkiye'nin girişleri ve çıkışları sınırlandırması. Türkiye'nin ise beklentisi çok farklı. Türkiye mülteciler konusunda külfetin azaltılmasını istiyor. Türkiye'de 2 milyondan fazla Suriyeli var ve ‘Bu külfet sadece benim omuzlarımda, paylaşmamız gerekir' diyor. Bir de Türkiye bu konuyu bir fırsat olarak değerlendirip, AB konusunda kendisine bir perspektif sunulması, AB zirvelerine katılmayı ve yeni fasılların açılmasını istiyor. Yani Türk hükümeti seçimlerden önce vatandaşlara şu mesajı vermek istiyor: AB ile ilişkiler düzelecek. Bölgeye de Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin düzeleceği mesajını vermek istiyor. Çünkü Türkiye Avrupa Birliği'ne girme perspektifi olan bir Türkiye'nin, o bölgede çok farklı olanaklara sahip olacağını biliyor. Türkiye son yıllarda zarar gören prestijini düzeltmeye çalışıyor. Merkel ve Davutoğlu'nun amaçları çok farklı. Hükümet iç politikada sıkışmış durumda. Kürt meselesinde çözüm, sonuç vermedi. Dış politikada çok ciddi problemler var, başarısızlık söz konusu. Türk hükümeti Merkel'le bir anlaşmaya vararak, bu durumu telafi etmeyi istiyor.”
Merkel, Türkiye'nin AB ile mülteci planı konusunda uzlaşma sağlamasının hemen ardından Türkiye'yi ziyaret etti. Alman medyasında, ‘Merkel Türkiye'nin verdiği sözlerin ne kadar güvenilir olduğunu yerinde öğrenmek istedi' şeklinde yorumlar yapıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu yorumları?
- Dr. Yaşar Aydın: Almanya ve Türkiye arasında yıllardır süren bir güven krizi var. Polemikler oldu. Bu, Gezi süreciyle su yüzüne çıktı. Siyasi konularda anlaşmazlıklar var. Almanya'da 3 milyona yakın Türkiyelinin olması ve bu insanların Alman hükümetinden farklı beklentilerinin olması, Türk-Alman ilişkilerini zorlaştırıyor. Örneğin Yeşiller Partisi'ne oy veren Türkiyeliler, antidemokratik uygulamalar olduğunda Alman hükümetinin Türkiye'ye daha sert eleştiriler yöneltmesini bekliyor. Diğer taraftan muhafazakar bir seçmen grubu var. Onların beklentileri farklı. Yani Merkel'in Türkiye'ye yönelik politikası sadece dış politika değil, aynı zamada içe dönük de bir politika. İçeride belirli gruplara da mesajlar vermek zorunda. Bu da Türkiye-Almanya ilişkilerini daha da çetrefilli bir hale getiriyor.
Merkel Türkiye'de seçimlere kısa bir süre kala ziyaretini gerçekleştirdi. Almanya'da özellikle Sol Parti ve Yeşiller Merkel'in ziyaretini eleştirdi. Yeşiller eş Başkanı Cem Özdemir, ziyareti “Erdoğan'a seçim yardımı” şeklinde nitelendirdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu eleştirileri?
- Dr. Yaşar Aydın: Seçim yardımı olmasa da ziyaret, Erdoğan'ın pozisyonunu güçlendirmiş oldu. Sonuçta seçim öncesi Erdoğan'la görüşüyorsunuz ve Cumhurbaşkanı tartışmaların odak noktasında. Türkiye'de "Yürütmenin başı kim? Erdoğan'ın yetkileri ne?" tartışmaları var. Çünkü yetkilerini aşan bir Cumhurbaşkanı söz konusu. Ve böyle bir Cumhurbaşkanını ziyaret ediyorsunuz. Şunu biliyoruz ki, dış ziyaretler her zaman prestij sağlar. Bu nedenle Merkel'e yöneltilen eleştirilerde biraz haklılık payı var.
Muhalefet partilerinden CHP ve HDP, Merkel'in kendileriyle görüşmemesini eleştirdi. Haklı mı bu eleştiriler?
- Dr. Yaşar Aydın: Evet eleştirilecek bir nokta bu. Bu durum Merkel'in ziyaretinin, hedefini elde etmeye yönelik olduğunu gösteriyor. Merkel Davutoğlu ve Erdoğan'la görüşmelerinin iyi geçmesi için muhalefetle görüşmeyerek bir taviz vermiş oldu. Bu durum Alman dış politikası açısından bir sorun teşkil ediyor. Çünkü Almanya Türkiye'deki antidemokratikleşmeyi epey eleştirdi. Şimdi kendi çıkarları söz konusu olunca bundan geri adım atmasını, Erdoğan'la görüşmesini, bir hayli problemli buluyorum. Muhalefetle de görüşmesi gerekirdi. En azından ana muhalefetle görüşmesi gerekirdi. Çünkü Türkiye parlamenter bir sisteme sahip ve bu sistemde ana muhalefetin özel, kurumsal bir yeri de var. Muhalefetle görüşmesinde 'seçimlerin adil bir ortamda yapılmasını ve seçim sonuçlarının kabul edilmesini bekliyoruz' deseydi, daha inandırıcı olurdu. Demokratik müeyyideleri, ulusal çıkarlara feda etmiş bir politikacı haline geldi. Bundan sonra Türkiye'ye yapacağı eleştiriler yara aldı. Türkiye'yi eleştirirse biri çıkıp, ‘Siz kendi çıkarlarınız söz konusu olunca bütün bunları bir kenara ittiniz ve sadece Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüştünüz' diyebilir. Merkel Başbakan, partisi hükümette olmasaydı, CDU Genel Başkanı olarak çıkıp, örneğin ‘AKP'yi destekliyoruz' diyebilirdi. Ancak hükümetteyken gerçekleştirdi bu ziyareti.”
Derleme ve haber analisti: Cessur Demirali Gürsu
Rogg & Nok ANTİ-TERRORİSM Araştırma Grubu

Pazar, Ekim 11, 2015

Ölümlerin ardından; Sol duygulu olalım…



Evet, niye “sağduyu” değil, diyeceksiniz aşağıda söylüyoruz, niye sabırlı olmadığımızı da yazımızda göreceksiniz ve fikir jimnastiği yapanlara açık olduğumuzu da göreceksiniz, kanalımız bu hafta sonu haber olarak akışımızı özellikle durdurduk çünkü hedef saptırmak istemedik bilhassa siz gençler sabırlı olmayın.

Fikirlerde ve düşüncelerde sabır olmaz siz bizim geleceğimizsiniz.

Biz bu olgular daha önce yaşadık ve yaşıyoruz şimdi teknoloji çağındayız sabırlı olmayın ve pişman olmadan sorgulayın.

Kim, niçin, neden sorularını sormaz iseniz, bizlerin yaptığı hataları sizlerde yaparsınız. Hatalardan ders almayı biz geç öğrendik.

Sizler yapmayı sağduyulu davranmak demek duygu ve düşünceleriniz bastırmak demek olmadığını bilin sorgulayarak hangi düşünce içindeyseniz önce o düşünceyi sorgulayın…

Fikirlerinizi açık anlaşılır şekilde yazıya dökün, unutmayın her yazı bir gün okunur. Ve de okuyan kişi birbirlerine bu yazıları bu teknoloji çağında birbirine bir şekilde ulaştırır yazı ve dokümanlarınız silinse bile bir yerler muhakkak kopyaları olur ve sonunda fikir ve düşünceler uygun olduğu sürece kazanır. Kırmak dökmek, ölüm, öldürmek sonuç getirmez.

Hayatınızda hiçbir zaman “Ölüme ve öldürenlere” ortak olmayın.

Biz gurup medya grubu olarak öncelikle sizlere güveniyoruz.

Düşünmeyi ve fikir alışverişini hangi koşullarda olursa olsun yapın. Ağabey, abla, amca, hala, dayı, teyze gibi büyüklerinize saygı gösterdiğiniz kadar onları önerdiği sağduyu çağrılarına bakmayın, onlar sizler için korkuyorlar. Onlara ve bizlere sizler akıl verin akıl almayı.

Bizlerde sizin çağlarınızı yaşadık, biz sustuk, onları diledik üzerine fikir koymadan davrandığımız çok olmuştur.

Siz susmayın ama öldürmekten ölüme fikir sizce gönderilmekten kendiniz koruyun, sizi sizler ancak korursunuz birlik olun beraber olun, iyi şanlar hepinize ve hepimize…

Özgür düşünceye ve bağımsız fikirlere saygımız var isterseniz yazını devamını okumaz ve bu yazıyı pas geçersiniz yukarıda belirtiğimiz gibi yazılar bu teknoloji çağında yok olmaz kaybolmaz, bir gün gelir bu yazılarda okunur…

Devamı

Salı, Ekim 06, 2015

İnanın Yanılmayı umuyorduk ama yine bizim analizlerimiz doğru çıkıyor...

Bir medya kurumunda çalışan odacısından günlük temizlik yapan kişiye kadar analizlerini tecrübesi yolu ile yapması beklenmelidir, çünkü o birimde çalışan herkes öncelikle bu ülkenin birer vatandaşı birer ferdi olduğu unutulmamalıdır. 

Bu olguda yazı yazan muhabir köşe yazarı olsun hatta o şirketin sahibi olsun sezgileri ile çalışan her kesimin soru ve cevaplarını aynı ölçüde değerlendirmesi gerekir. Rogg & Nok grubu bir bütün olarak çalışmaktadır ve tüm sezgilerimiz doğru çıktığında inanın gülemiyoruz, çünkü bizim gibi ve bizden üstün çalışan medya grupları eskiden olduğu gibi çoğu sezgileri ile hareket etmiyorlar… 

Bizler bazen sert, bazen alaycı olarak bazı haberlerimiz verirken sezgilerimiz ön plana koyuyoruz ve de koyacağız… 

Çünkü bu zamana kadar hiç yanılmadığımızı görüp üzülüyoruz… bakın 7 haziran seçimlerinden önce nasıl bir yazı yazmıştık. 

Bizler toplu olarak 25 senedir 3-4 saat uyuduğunuzu söylemekten aile yaşantımızın kalmadığını belirtmek isteriz… 

Çeyrek yüz yıl olmuş arkamıza baktığımızda gördüklerimize biz inanamıyoruz ama geçek olgular gerçektir. 

26.05.2015 01:14 “ Biz genciz anlayamadık, sahada nasıl oyunlar oynanıyor, hangi takım iyi hangisi kötü… “ 

Bunu üzerinden giderek bu güne bir bakalım, gizli çalışan Fuat Avni’mi olayları görmüş bizler mi görüp uyarmışız, birkaç gün önce bu düşmanımızın düşmanı olan fakat bir düşmandan dost olmayacağını bildiğimiz bir grup doğru ve anlamlı mesajlar atmıştı bizler susmadık daha önceden bu olası olayları bildirdik, fakat çok erken bu bilgileri bildirdiğimiz için kimse bunu önemsemeyenler şimdi önemsiyor, buda büyük bir olgu olmasına rağmen yeterli olmadığını bildirmemiz gerek daha önümüzde çok olaylara bu millet gebe. 

Çıkacak çocuk mutasyona uğramış bir çocuk mu olacak yoksa bu devleti bağımsız özgür kılacak bir çocuk mu yaratılacak?…

Devamı

Pazartesi, Ekim 05, 2015

İster et ister altına etme olan oldu; 'Türk hava sahasının ihlali kabul edilmez'

Yıllarca "Batı ve doğu komite savaş komisyonu” desteği ile (DTMÜ) tarafından sanal ve yapısal olarak Laboratuvar ortamlarında yapılan daha önceleri bir sürü denem ve yanılma yöntemi kullanılan, en iyi sonuç ırk ayrımı ve din savaşları olarak görülen bu Dünya Terör Mühendislerini planladığı ve organizasyonlarının gizli ve açık olarak destek sağlayan NATO ve onun Genel Sekreteri Jens Stoltenberg yapılan politik oyunlara öce dur demediği için altına ediyor, Rus savaş uçaklarının haftasonu Türk hava sahasını ihlal etmesini görüşmek üzere ittifak ülkelerini acil toplantıya çağırdı. Rusya'dan Türkiye'nin notasına cevap, bir çok yazımızda belirttiğimiz üzere Dünya Terör Mühendislik Üniversitesi (DTMÜ) akademisyenlerin bulduğu dekan ve rektörünü ise ABD de buluna CIA Genel Merkezi de bu ülkeyi ve de diğer ülke yönetimlerini organize ettiklerini söylemiştik. Bunu yanında küresel olarak "Langley" CIA bulunan McLean bölgesinde ofislerinde olduğunu ve böyle olguları ve senaryoların oluştuğunu, bu olguyu yapmakla görevlendirilen vede küresel terör elemanlarından oluştuğu görülen ABD'den cevap geldi. Kremlin Basın Sözcüsü Dmitri Peskov, Türk hava sahasının ihlali ve Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’ne nota verilmesi ile ilgili açıklama yaptı. Peskov, Rus jetinin Türk hava sahasını ihlali ile ilgili verileri inceleyeceklerini söyledi. ABD Savuma Bakanı ise yaptığı açıklamada, "Hava sahası ihlallerine ilişkin Türkiye ile temas halindeyiz" dedi. daha önce bizim bolca tokmak yiyen Davuloğlu'ndan Rusya'ya "Uçan kuş" yanıtı tatbiki davulun sesi uzaktan hoş geldi gibi göründü, baş yalaka Davuloğlu, Türk ve Rus jetlerinin karşı karşıya gelmesiyle ilgili olarak oda altına etti. Bu aralar bizim Cafer’in çok yoğun olduğu biliniyor, “sıçtı Canver bez getir” dedi ve konuşmak için konuştu. Bu olgular olurken ciddi yazı yazmak güçleşiyor, bizi çok çok ama çok güldürüyor, son gülen biz oluyoruz, çok acı ama buda gerçek. Bizde isteriz dürüst yoldan bu devleti yöneten ve yönetmeye aday olanların haberini yapmayı fakat olmuyor dostlar olmuyor...
Devamı için tıklayın 

Cumartesi, Ekim 03, 2015

Bu o bölgenin görülen yüzü, ya görülmeyen yüz, bunu sorgulamalıyız, Rahip eşcinsel olduğunu açıkladı

Evet, bu medyaya yanıyan madalyonun bir yüzü ya görülmeyen öbür yüzü, asıl bunu sorgulamalıyız, Vatikan’da görevli üst düzey bir din adamı aile konusunun görüşüleceği Piskoposlar Meclisi’nin toplanmasından bir gün önce eşcinsel olduğunu açıkladı. Açıklama sonrası görevine son verildi.
Devam

Aydın Doğan: 'Böyle bir baskıyı ilk defa gördüm'

Saldırıya uğrayan Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ı evinde ziyaret eden Aydın Doğan, gazetecilere bu dönemde yapılan baskıyı hiçbir dönemde görmediğini söyledi.
Devamı

Perşembe, Ekim 01, 2015

İç siyasete yönelik dış siyaset yapan Türkiye,Serbest bırakılan işçiler Türkiye’ye döndü algı haberi

Baş vatan haini korkudan ölüyor, o nedenle 7 haziran öncesi kadim dostları ile yapılan anlaşma ve kapalı kapılar ardında verilen tavizler sonucunda iç siyaseti güçlendirmek adına din sömürüsü yapan silahlı dostları ile uzun taviz listesi verilerek (DTMÜ) akademisyenlerinin denetimi altında Irak’ta siyasi geleceği için planlan ve bu proje ve algılama operasyonlarının göstergesi olarak 28 gün göstermelik olarak alıkonulduktan sonra bu vatanı satan hainin ve bu projede senaristin piyon olarak kullanılan kişiler serbest bırakıldı Irak’ta iç siyaseti güçlendirmek ve yerinde senaryo gereği kulanın 16 Türk işçisi, özel uçak “ANA” ile Ankara’ya geldi algılama haberi verildi.

devamı için tıklayın

Meksika ‘Barbi’yi ABD’ye iade etti

Dünya çapında uyuşturucu ve silah kaçaklığı bunu yanında kara para aklama olgusu küreselleşmiş terör olgu oynayan kişilerin bulunduğu dünyada birbirlerini tetikleyen olgulardır ve bu olguları belli bir prosedürden senaryolaştıran oluşum olarak bilinen "Batı ve doğu komite savaş komisyonu” narko-terör oluşumunda suçlu kişileri kullanma prosedür çerçevesinde oluşan olgulara bir örnek daha olabilir çünkü suçluları kullanmak suç işlemek gibi görünmeyen bir ülkede bu istihbarat olarak kullan bir olgu olarak biliniyor.

Devamı için tıklayın

Richard Glossip son anda idamdan döndü


Oklahoma’da idam mahkumu Richard Glossip’in cezasının infazı son anda durduruldu.
Glossip’in kiralık katil tutarak çalıştığı otelin sahibini öldürtmek suçlamasıyla aldığı idam cezası bir ay ertelendi. Oklahoma Valisi Mary Fallin’in, infaz için kullanılacak enjeksiyonların mahkeme prosedürlerine uygunluğundan emin olmak için böyle bir karar aldığı bildirildi.
Konuyla ilgili konuşan Cezaevi Müdürü Robert Patton, detayları basınla paylaştı: “Savcılık bürosu ve Valilik arasında yapılan itinalı telefon görüşmeleri sonrasında, Sayın Vali tarafımıza Richard Eugene Glossip’in idamının gelecek aya kadar ertelenmesi yönündeki kararını bildirdi. Bu bize mevcut ilaç protokolünü yeniden gözden geçirme ve buna ilişkin yönelebilecek soruları yanıtlama zamanı tanıyacak.”
1997’de 19 yaşındayken cinayeti işleyen Justin Sneed’in ifadesi üzerine Richard Glossip yargılanarak suçlu bulunmuştu. İtirafı nedeniyle idamdan kurtulan Sneed’in cezası ise ömür boyu hapse çevrilmişti.

Çarşamba, Eylül 30, 2015

Rogg&Nok Haber Narko-Terör Ve Bağlantıları (DTMÜ) Müteahhitlerinden Modern köleler için ek yardım sözü varmış ne dersiniz...

(DTMÜ) Mühendislerin plan ve projeleri yapıyor daha sonra aynı yerde yetiştirilmiş Müteahhitlerinden Modern köleler için ek yardım sözü veriyor, açılımı şu; bilmeyenle için tekrar yazalım Dünya Terör Mühendislik Üniversitesi (DTMÜ) akademisyenlerin bulduğu dekan ve rektörünü ise ABD de buluna CIA Genel Merkezi de, bu algılama projelerini ve planlarını yapmayı öğretiyorlar daha sonra ülkelere yerleşip bu senaryoları yamaları için elemanları gönderiyorlar, bu gönderim çok gizli oluyor, kimse kimseyi tanımıyor, bu ülkeleri ve de diğer ülke yönetimlerini bu kişi ve yan kurumları organize ettiklerini söylemiştik işte tüm her türlü yapay ve sanal senaryoları yapan daha çok çıkarları doğrultusunda ekonomi ve silah ticaretini yürüten "Batı ve doğu komite savaş komisyonu” ’na bağlı olarak hareket eden emperyalist ülkelerin topluluğu olan G7 ve Körfez ülkelerinin algılama haberi bu. Saygın okurlarımız, nasıl algılarsanız öyle algılayın, bizler görüneni değil görünmeyeni size bildiriyoruz çünkü hiçbir kurum ve kuruluştan yardım ve destek almıyoruz işte derin sularda yüzmenin sonucu bu belki gücümüz tükenir o zaman bu söylediklerimizin üzerine yapılacak inşaat terör inşaatı olmayacağını umut ediyoruz, çünkü bir kişiyi bir ulusu yok etmek çok kolaydır, fakat o ulusu kurmak, kurulmuş bir ulusu kendi değer yapısında korumak ve kollamak en zor iştir, özgür ve bağımsız bir ülkeyi yeni baştan inşa etmek veya üzerin kat çıkmak temel salam inşaatlarda mümkündür, temeli sağlam olmayan inşaatlar ne kadar gösterişli olursa olsun yıkılmaya mahkumdurlar, bizlerde önce temelleri güçlendirmeye çalışıyoruz çünkü temel inilmez ise şimdiki tahtakuruları gibi temel içeriden yenerek yıkılacaktır önce tahtakuruları bir şekilde yok etmemiz gerekir. İşte derin sular da yüzerken nefesiniz yettiği kadar derinler inmeniz gerekir, bu gerek olan havayı bu sularda arkanızdaki halk verecektir, işte halk desteğin arkasına almayan hiçbir kurum kuruluş başarıya ulaşamaz, ulaştığını zannettiği anda içindeki tahtakuruları onu yemeye başlar, buda sonun başlangıcı demektir…G7 ve Körfez ülkeleri sığınmacı krizi ile mücadele kapsamında 1 milyar 600 milyon euro ek yardım sözü verdi. Bu yardım ile aralarında Türkiye'nin de olduğu Suriye'nin komşu ülkeleri de desteklenecek.

devamı için tıklayn

Salı, Eylül 29, 2015

Dinar'a şehit ateşi düştü

Onur BAYRAM bildiryor; HAKKARİ Şemdinli’de PKK’lı teröristlerin saldırısı sonucu şehit olan 39 yaşındaki Jandarma Uzman Çavuş İzzet Alper Taşbaş’ın, Afyonkarahisar’ın Dinar İlçesi’ndeki baba ocağına acı haber ulaştı.



Hakkari Yüksekova- Şemdinli yolu üzerinde PKK’lı teröristlerin köprüye yerleştirdiği patlayıcıyı zırhlı aracın geçişi sırasında patlatması sonucu şehit olan 2 askerden Jandarma Uzman Çavuş İzzet Alper Taşbaş’ın Dinar’a bağlı Akçaköy’deki baba ocağına şahadet haberi geldi. 15 yıllık uzman çavuş olan İzzet Alper Taşbaş’ın evli ve 2 çocuk babası olduğu belirtildi.


Bismil'deki terör saldırıları nedeniyle tren seferleri yapılamıyor

Ahmet ÜN bildiriyor; Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde devam eden olaylar nedeniyle, kaymakamlık tarafından ilçede bugün saat 11.00’den itibaren ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Terörist saldırılar nedeniyle son 3 günde Diyarbakır'dan Batman ve Kurtalan'a 8'i yolcu, 3'ü de yük olmak üzere 11 tren seferi gerçekleştirilemedi. Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nin bazı mahallerinde de yollara hendek kazıp, barikat kurarak kapatan PKK yandaşları, güvenlik güçlerine ateş açtı.

Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’nde mahallelerde hendek kazıp, yol kapatan ve durdukları araçtakilere kimlik kontrolü yapan PKK’lı teröristleri etkisiz hale getirmek için operasyonlar sürüyor. Bismil Kaymakamlığı’na vekaleten bakan Çınar İlçesi Kaymakamı İsmail Şanlı, ilçede bugün saat 11.00’den itibaren ikinci bir emre kadar sokağa çıkma yasağı ilan edildiğini açıkladı.
 
Bismil’de önceki gün akşam çıkan olaylar sırasında PKK’lı teröristlerin attığı roketin evlerine isabet etmesi sonucu 9 yaşındaki Elif Şimşek ile çıkan olaylarda 22 yaşındaki Agit Yıldız yaşamını yitirdi.
İlçede dün gece yol kesen teröristler ile güvenlik güçleri arasındaki olaylarda 19 yaşındaki Halil Kurtdiş, bu sabah saatlerinde de 16 yaşındaki Berat Güzel yaşamını yitirdi. Halil Kurtdiş’in cenazesi dün akşam Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna götürüldü. Sabah saatlerinde buradan alınan Kurtdiş’in cenazesi, Bismil İlçe merkezindeki Şentepe Mezarlığı’nda öğlen saatlerinde toprağa verildi.
 
Öte yandan önceki gün hayatını kaybeden Agit Yıldız’ın cenazesi, dün akşam saatlerinde güvenlik nedeniyle ilçe dışındaki Kooperatif Mahallesi’ndeki mezarlıkta defnedildi. Evli olan Agit Yıldız’ın babası Şaban Yıldız ile birlikte Dicle Nehri’nde balıkçılık yaptığı ve 21 gün önce bir erkek çocuğunun dünyaya geldiği belirtildi.
TREN SEFERLERİ YAPILAMIYOR
Diyarbakır'ın Bismil ilçesindeki terörist saldırılar nedeniyle 3 gündür Diyarbakır'dan, Batman ve Siirt'in Kurtalan'a ilçesine tren seferleri gerçekleştirilemiyor. Son 3 günde Diyarbakır'dan Batman ve Kurtalan'a 8'i yolcu, 3'ü de yük olmak üzere 11 tren seferi gerçekleştirilemedi.


Bugün Batman seferini yapmak üzere Diyarbakır'dan hareket eden yolcu treni, Bismil'deki terörist saldırılar nedeniyle Diyarbakır'a geri dönmek zorunda kaldı. Trenle Ankara, Sivas ve Malatya'dan Diyarbakır'a gelen yolcular, TCDD'nin kiraladığı otobüslere bindirilerek, Batman ve Kurtalan'a ulaştırılıyor.


Dün Bismil ilçesinde teröristlerin tren yol bakım aracını ateşe verdiği belirtildi.
 
Silvan'da yol kapatan PKK'lılar polisle ateş açtı
Terör örgütü PKK'nın gençlik yapılanması olan Yurtsever Devrimci Gençlik Hareketi (YDG-H) üyeleri ilçenin Eski Bitlis Caddesi üzerinde yolu hendek ve barikatlarla kapatınca, güvenlik güçleri müdahale etti.
 
YDG-H'lilerin ateş açması üzerine güvenlik güçleri karşılık verirken, ilçenin çeşitli semtlerinde olaylar aralıklarla gün boyu devam etti.
 
Bu arada 9 Eylül günü meydana gelen olaylar sırasında ve tedavi gördüğü Batman'da dün gece ölen 16 yaşındaki Bilal Meygil, bugün Silvan'a getirilerek toprağa verildi.
 
HDP ve DBP'li yöneticilerin de hazır bulunduğu törende, cenaze toprağa verilirken yüzleri kapalı PKK'lıların havaya ateş açması dikkati çekti.

Katalonya Başkanı Artur Mas’a yargı takibi


Ne demiştik  Web sitemiz kapanmadan önceki gün yani pazar günü; Bu haber dünyada özerk olan bir bölgede yapıldı Türkiye’de de özerlik isteniyor, ama kimlerin istediği malum...

Sonunda ne olacağı biliniyor. 

Burası Türkiye orası medeni olmuş bir yer, işte seçtiğimiz haberimiz...

Türkiye'mizde bu önümüzdeki seçimlerde bu kadar medeni olasılık zayıf fakat "medeniyet dediğin dişi canavar" deniyor ülkemizde bu canavar dediğimiz şeyi bile kontrol edecek kapasiteye sahip bir ülke değiliz, işte bizim memleketimiz.

İşte yarın bayram tatili bitiyor memleketimizde siyaset başlıyor. 

Medeni ülkelere bakınca imrenmemek ede değil, oy vermek ne demek diyen kişilere sonuç ne olursa olsun bu soranların örnek cevapları, örneğin burada din sömürüsü ile siyaset yapılmadı ırk ayrımı ile siyaset yapılmadı, bağımsızlık için siyaset yapıldı, siyaset için kimse öldürülmedi, kısaca, alınan haberlere göre oy verme sırasında kimsenin burnu bile kanamadı, silah ve bomba yoktu oy kullanırken yalnız sonuç ne olursa olsun fikir ve düşünce vardı, bu fikir ve düşüncelerin sonucu oy sandığında bitti, oynanan top patlamadan siyasetçilere verildi hakem olan halk oyunu seyretmeye başladı...

Seçimlere rekor katılım, sonuç ne olursa olsun medeni olarak sandıkta oy kullandılar...

Demiştik daha sonra, bu haberi vermiştik ve sağ yandaki resim ile haberi beslemiştik İşte bizim baş haini yaptıkları ve dostlarının yaptıkları ilerde köpek ölüleri bile bulunur ama bu hayvanların hiç bir uzuvlu bulunmayacak işte şerefsiz bir kudurmuş saldır... Ham haber DHA; DİYARBAKIR Emniyet Müdürlüğü, Bismil İlçesinde PKK'lıların polise yönelik düzenlediği roketatarlı saldırıda 9 yaşındaki bir kız çocuğunun hayatını kaybettiğini, 5 kişinin ise yaralandığını açıkladı.

Daha sonra ne olduğu meçhul olarak Web sitemiz arızalandı  ve kapandı fakat biz hala buradayız haber sekteye uğrasa da devam eder çünkü "söz uçar yazı kalır", İşte öyle bir şey tüm yazılar sanal olarak yok edilebilinir fakat fiziksel olarak yok edilemez, bir yerlerde bir kopyaları muhakkak bulunur, ilerde bu yazılar gün ışığına sanal olarak yanan başta ampuller sönecek ve daha mutlu ve özgür bir yaşama başlayacağız medeni olarak yargı çalışacak ve yargılana medeni bir şekilde yargılanacak sonuçları ağır olsa bile bir gün bu şerefsizler de yargılanacak, bu yazılar ortaya çıkınca kimin usta kimin çırak olduğu anlaşılır... 


Şimdi ise geçtiğimiz pazar günü yapılan bir ülkede seçim sonuçlarına bakalım; İspanya’nın doğusundaki Katalonya özerk bölgesinde, bağımsızlık isteyen partilerin kazandığı seçimlerin ardından İspanya’da sular durulmuyor.
İspanya yargısı Katalonya Başkanı Artur Mas hakkında “sivil itaatsizlik” suçu işlediği iddiasıyla mahmeye çağırıldı.

Katalonya Adalet Yüksek Mahkemesi, seçimlerden sadece iki gün sonra Katalonya Başkanı Artur Mas hakkında, Kasım 2014’te düzenlediği “bağımsızlık referandumu” nedeniyle soruşturma açtı.
Referandumun Anayasa Mahkemesi tarafından yasaklanmasına rağmen referandum yapılmış, katılım düşük olsa da (yüzde 37) çoğunluk bağımsızlıktan yana görüş belirtmişti.

Soruşturma, “kamu mallarını zimmete geçirme” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından yargılanan Mas’ın iki yardımcısını da kapsıyor.

Artur Mas, 15 Ekim günü mahkemeye çıkarak ifade verecek. Mahkeme Mas’ın ifadesini dinledikten sonra dava açılıp açılmayacağına karar verecek.

Rogg & Nok  Dünyadaki gelişim  ve olayları Araştırma Grubu

Sayan sayıyor Sayıları yarım milyonu geçti, batı komite olasılığı için verdiğimiz sıralarda ”(DTMÜ) Mühendislerinden biri

Günah çıkaran Birleşmiş Milletler, bu yılın başından beri Akdeniz üzerinden Avrupa’ya kaçan modern köle sayısının yarım milyonu aştığını bildirdi.

 Yılın başından beri Akdeniz üzerinden Avrupa'ya kaçan modern kölelerin sayısının 500 bini aştığı bildirildi. BM Kölelik Yüksek Komiserliği (UNHCR), 1 Ocak'tan bu yana deniz yoluyla Avrupa'ya ulaşan modern köle sayısını 515 bin olarak açıkladı.

Libya açıklarındaki kurtarma operasyonlarında sadece pazartesi günü toplam bin 100 modern köle kurtarılmıştı.

Akdeniz üzerinden Avrupa'ya ulaşmaya çalışanlardan 383 bininin Yunanistan üzerinden giriş yaptığı, İtalya'nın 129 bin kişiyle ikinci sırada yer aldığı bildirildi. UNHCR, yıl başından  bu yana batı savaş komite olgusu çerçevesinde  Avrupa yolunda denizde ölenlerin sayısını ise 2 bin 980 olarak açıkladı.

Avrupa'ya  batı savaş komitesinin olasılığı içinde oluşan modern kölelik sisteminde transfer yapılan insanların  akınında son haftalarda yoğunlaşma gözlemleniyor. Günah çıkaran BM verilerine göre Avrupa'ya Akdeniz üzerinden kaçanların yüzde 54'ünü Suriyeliler oluşturuyor. Yunanistan'da karaya çıkanların ise yüzde 71'inin Suriyeli olduğu bildirildi.

Rogg & Nok  ANTİ-TERRORİSM Araştırma Grubu

AB Komisyonu Başkan Yardımcısı: ‘Ben de Avrupa’ya giderdim’


Rus Savaş gemileri Türk boğazlarında

AB-D'nin Kendilerinin çıkarı için senaryo gereği Rusya'ya karşı hazırladıkları Taliban'ın zaferindeki üçlü mesaj

Florian Weigand'a göre, Kunduz'u ele geçiren Taliban, Afgan hükümetine, IŞİD'e katılan eski üyelerine ve Avrupa'ya olmak üzere üç farklı odağa mesaj gönderiyor.



 Alman Federal Ordusu'nun Kunduz'u Afgan güvenlik güçlerine teslim etmesinin üzerinden daha iki yıl bile geçmedi. Ne var ki şu anda kentte Taliban bayrağı dalgalanıyor. Sembolik gücü azımsanamayacak ölçüde büyük olan bu görüntü Batı'nın Hindikuş'taki hezimetini gözler önüne seriyor. Zira askerlerin koruması altındaki Kunduz, Alman kalkınma yardımlarının örnek projesiydi. Şimdi Kunduz'da Taliban zaferini kutluyor.

Taliban Afgan hükümetine mesaj gönderiyor. 11 Eylül terör saldırılarının sonucu olarak Taliban rejiminin devrilmesinden bu yana ilk kez Taliban bir eyalet başkentini ele geçirmeyi başardı. Aynı zamanda bu, Pakistan sınırında IŞİD bayrağı altında savaşan eski Taliban üyelerine verilen açık bir mesaj: "Bakın, biz daha buradayız ve IŞİD konserinde ikinci keman biziz; yükselen IŞİD taraftarlığına karşın."

Oysa üçlü anlam taşıyan bu sembolik mesaj yanlış bir hesabın ürünü. Taliban kentin kontrolünü uzun bir süre elinde bulunduracağını beklememeli. Kunduz ekonomik açıdan çok önemli. Ülkeyi Orta Asya ve Pakistan'daki limanlarla bağlayan ve tırların geçişine elverişli tek yol bu kentten geçiyor. Kabil, Kunduz’un kontrolünü yeniden ele geçirmek için her şeyi yapacaktır. Batı'nın buna nasıl katkı sağlayabileceği ise şimdilik meçhul.
Florian Weigand Florian Weigand

Avrupa'ya ihtiyaç var

Arzulanan etki başka bir yöne gidiyor. Taliban'ın yeni lideri Molla Aktar Mansur, selefi efsanevi Molla Ömer'in izinden gideceğini göstermek zorunda. Aksi takdirde inandırıcılığını kaybeder. Aynı zamanda Kabil'e karşı da onun da barış müzakerelerinde ciddiye alınması gereken bir ortak olduğunu ispatlaması gerekiyor.

Taliban'ın dâhil olduğu bir gelecek, Batı’nın çabalarıyla 13 yıldır göreli de olsa barış içinde yaşayan ve böyle bir ortamda sosyal ilişkilerini kuran Afgan halkı için ne anlama geliyor peki? Bu sorunun yanıtını, Avrupa sınırında kapıların açılması umuduyla bekleyen Afgan mültecilerin sayısındaki artışta bulmak mümkün mü? Kunduz'daki Taliban bayrağı görüntüsü Taliban’ın hesaba katmadığı sembolik bir güce sahip. Bu görüntü, Avrupa hükümetlerini Afganlara da Iraklı ve Suriyelilere tanınan statüyü tanıma zorunluluğu ile baş başa bırakıyor. Afganların gelmek için yanıp tutuştuğu bir ülke olan Almanya için bu başa çıkması oldukça zor bir durum.

Rogg & Nok  Dünyadaki gelişim  ve olayları Araştırma Grubu

Yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal misali Veba mı, kolera mı?

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 10 yıldan bu yana ilk kez BM'de konuştu.  Ingo Mannteufel yorumunda, Putin'in tutumunun Batı'yı zor bir tercihle karşı karşıya bıraktığı görüşünde.


"Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşmasında Suriye krizine ilişkin bir uzlaşma önerisi sunacağını ve en azından retorik olarak Esad'a mesafe koyacağını düşünenler hüsrana uğramış olmalı. Rusya Devlet Başkanı konuşmasında, Moskova tarafından IŞİD'e karşı Birleşmiş Milletler'de desteklenen bir koalisyonun ancak Esad rejimi ile birlikte hareket edildiğinde mümkün olacağını açıkça dile getirdi.
Sadece Esad'la
Ve hayır, Putin Esad'ın düşmesine izin vermeyecek, ne şimdi ne de gelecekte... İlkesel olarak yapmayacak bunu. Zira Putin, kendisi böyle söylüyor, bir devletin iç işlerine yapılacak her tür müdahaleye karşı. Bunun arkasında sadece Rusya'nın Ortadoğu'daki partneri Esad'ı kaybetme kaygısı yatmıyor, aynı zamanda Putin, Rusya'da kurduğu tartışmalı iktidar sistemine Batı'dan gelecek her tür eleştiriyi de engellemeye çalışıyor.
Sadece protokollere geçmesi için: Putin, dışarıdan gelebilecek her tür müdahaleyi açık bir şekilde kınamakla tabii ki Kırım'ın Rusya tarafından ilhakını ve Ukrayna'nın doğusundaki Rusya yanlısı ayrılıkçıların desteklenmesini ifade etmiyor.
DW Avrupa ve Rusça Yayınlar Sorumlusu Ingo Mannteufel  Avrupa ve Rusça Yayınlar Sorumlusu Ingo Mannteufel
Zorlu tercih
Putin bu tutumuyla Batı'yı veba ile kolera arasında bir seçim yapmaya zorluyor: Ya ABD ve Avrupa, Esad'ı IŞİD'e karşı mücadelede ortak olarak kabul eder ve böylelikle sadece Esad rejimi değil Rusya'nın dünya politikasında küresel oyuncu olarak rolü de güçlenmiş olur. Aynı zamanda Batı'nın, Rusya'nın Ukrayna'nın içişlerine karışmasına karşı yaptırım olarak uyguladığı Rusya'nın tecrit edilmesi politikası da kırılmış olur.
Veya Putin'le uzlaşmaya varılmaz ve Suriye'deki durum şimdiye kadar olduğu gibi devam eder. Ortadoğu'daki ölümcül savaş, milyonlarca insanın yurdunu terk etmesine neden oluyor, özellikle de Orta Avrupa'ya doğru. Üçüncü seçenek olan Batılı kara birliklerinin BM kararı olmadan riskli bir operasyonla Suriye'ye müdahale etmesi ise hiçbir Avrupa başkentinde yüksek sesle dile getirilmek istenmiyor.
Zafiyetini ve acziyetini kabullenmek istemeyen Batı için hiç de kolay olmayan bir tercih. Obama'nın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki konuşmasının da gösterdiği gibi, ABD'nin Ortadoğu'da tek başına hareket edebildiği dönemler geride kaldı."

Rogg & Nok  Dünyadaki gelişim  ve olayları Araştırma Grubu

Çıkarlar için tabii ki Görüşmeler "yapıcı ve faydalı" olarak aktarılacak...

Suriye krizi Obama ile Putin’in yaklaşık iki yıl sonra yeniden bir araya gelmesine vesile oldu. IŞİD'e karşı mücadelede hemfikir olan liderler, "Batı ve doğu komite savaş komisyonu”'nun biçtiği Esad'ın senaryo içindeki rolü konusunda anlaşamadılar algılama haberi veriliyor.

Bu algılama haberi na göre; ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya devlet Başkanı Viladimir Putin ile New York'daki BM Genel Kurulu'nda önce ardı ardına konuşma yaptı. Daha sonra da ikili bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme yaklaşık 90 dadika sürdü. Beklenenden yarım saat daha uzun olduğu belirtiliyor.
Görüşmeler "yapıcı ve faydalı"
İkili görüşmenin ardından açıklama yapan Putin, görüşmeyi "Açık, çok yapıcı ve çok faydalı" olarak niteledi. Ana gündem maddesinin IŞİD'e karşı mücadele olduğunu kaydeden Putin, Rusya'nın IŞİD'e karşı düzenlenen hava harekatına katılabileceğini ihtimal dışı bırakmadı. Ancak Putin, Suriye bir kara harekatına kesinlikle karşı olduğunu vurguladı. Putin, Suudi Arabistan, Türkiye, Ürdün'ün de olduğu bir "Terörle Mücadele Birliği" kurulması çağrısında bulundu.
Esad'ın rolü tartışma konusu
Her ne kadar iki lider de BM Genel Kururlu'nda yaptığı konuşmalarda Suriye'deki iç savaşın son bulması için acilen politik çözümlerin gerekli olduğunu dile getirse de, ikili görüşmelerde Beşar Esad'ın sorunun çözümündeki rolü konusunda anlaşma sağlanamadı. Putin, Esad'ın geleceğine ABD başkanı Obama ya da Fransa Cumhurbaşkanı Hollande'ın değil Suriye halkının karar vermesi gerektiğini kaydetti. Putin, hâlihazırda Suriye rejimini ve Kürt isyancıları, IŞİD'le mücadele konusunda desteklemek için neler yapılabileceği üzerinde çalıştığını kaydetti.
ABD Başkanı Barack Obama ise BM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ı ‘çocuk öldüren bir tiran‘ olarak nitelendirerek Esad gibi liderlere destek verenleri kınadığını söyledi. IŞİD’e karşı mücadele çabalarının Esad’ı güçlendirmesine izin verilmemesi gerektiğini belirten Obama, “Dökülen bunca kandan sonra savaş öncesindeki statükoya dönülemeyeceğini kabul etmemiz gerek“ diye konuştu.
Ukrayna krizi
ABD hükümet yetkilieri ise her iki lider arasındaki görüşmeleri "nesnel" olarak niteledi. Görüşmelerde Ukrayna krizinin de ele alındığı belirtildi. Bu bağlamda Obama, Minsk anlaşmasının hayata geçirilmesindeki tereddütlere ilişkin kaygılarını dile getirdiği kaydedildi.
Putin, ABD'nin de Ukrayna krizinin çözümü çabalarında rol alacağını söyledi.

Rogg & Nok  ANTİ-TERRORİSM Araştırma Grubu

Olanları farkındayız, fakat ne olursa olsun iyi niyetimizi koruyoruz...


Saygın okurlarımız,

Olanları farkındayız, fakat ne olursa olsun iyi niyetimizi koruyoruz...

O veya şu nedenle http://www.bagimsizozgurmedya.com/ adresinde sorun oluşmuştur..
Bu nedenle O veya şu nedeni çözene kadar bu adresten grup haberlerimizi yayımlamaya kaldığımız yerden devam edeceğiz, bildiğiniz üzer Teknolojiye o veya şu nedenle dur denmez...

28-09-2015 tarihinden itibaren bir müddet kesintiye uğramamız bizim sustuğumuz anlamına gelmez, ne olursa olsun sizlere haber vermeye Rogg & Nok gurubu çalışanları buradan veya kurumlarında çalıştıkları birimlerde bağısız ve özgür olarak haberlerini vermeye devam edeceklerdir...

O veya bu nenen ile yayınlarımız kesintiye uğradığı için o veya bu nedenle oluşan haber boşluğundan özür dileriz...

O veya bu nedeni çözdüğümüz zaman yeniden  http://www.bagimsizozgurmedya.com/ adresinden yayınlarımız devam edecektir....

Anlayışınız için teşekkürler...

Saygılar....

Bağımsız Özgür Medya Yönetim Kurulu....