Pazartesi, Ağustos 22, 2016

Milli Eğitim Bakanlığı, ülkelerini terk etmek zorunda kalan ve Türkiye'ye göç eden Suriyeli çocukların eğitimlerinin sağlıklı bir şekilde devam etmesi amacıyla yeni bir yol haritası izleyecek.

MEB yetkililerinden edinilen bilgiye göre, Bakanlık, 2016-2017 eğitim öğretim yılında, temel eğitim çağındaki (geçici koruma altındaki Suriyeliler, uluslararası koruma altında olanlar ve son dönemde vatandaşlık hakkı almış Türkçe dil becerisi yeterli olmayan) Suriyeli öğrencilerin bakanlığa bağlı resmi ve özel okullara kayıtları konusunda daha kapsamlı çalışmalar yapılmasını planlayarak, MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü'ne bağlı okullarda valiliklerce alınacak tedbirlere rehberlik etmek üzere yol haritasını 81 il valiliğine gönderdi.
Çalışmalar kapsamında, Bakanlık, göçmenlik statüsüne bakılmaksızın Türkiye'de yaşayan tüm çocukların nitelikli eğitime erişimi için gerekli tedbirlerin alınmasını planlıyor.
SURİYELİ ÇOCUKLAR İÇİN MEB'DE YENİ BAŞKANLIK
4 yıldır Suriyeli çocuklar için yürütülen çalışmaların devamı olarak MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğünce ‘Göç ve Acil Durum Eğitim Daire Başkanlığı' oluşturuldu.
Ülkelerinde savaş ve ekonomik şartlardan dolayı fiziksel veya psikolojik travma yaşamış, eğitimlerine ara vermiş veya hiç başlayamamış Suriyeli çocukların okullara kayıtlarının yapılması ve eğitim ortamlarına uyumlarının sağlanmasında suçlama, dışlama ve ayrıma maruz kalmamaları için öğretmenler, okul yöneticileri ve diğer personelin farkındalığının artırılması amacıyla hizmet içi eğitim verilecek ve bunun için okul rehberlik ve psikolojik danışma servislerinin desteği sağlanacak.
Fiziki imkanları yeterli geçici eğitim merkezlerinde yeni ilkokullar açılacak. Yeterli olmayan geçici eğitim merkezlerinde ise en yakın ilkokul ile ilişkilendirilmiş sınıflar oluşturularak, ana sınıfları ve ilkokul birinci sınıflarda MEB müfredatına geçilecek.
Talep olması ve valiliklerce uygun görülmesi durumunda ise geçici eğitim merkezlerinde ortaokul açılması veya en yakın ortaokul ile ilişkilendirilmiş sınıflar oluşturulması amacıyla MEB müfredatına geçilebilecek. Ara sınıflarda da Türk eğitim sistemine uyumu hızlandırmak amacıyla MEB'e bağlı okullara geçiş teşvik edilecek, geçici eğitim merkezlerinde kendi dillerinde eğitimlerini sürdüren öğrencilerin ileriki yıllarda geçiş ve uyumlarını kolaylaştırmak için yoğunlaştırılmış Türkçe dil öğretimine devam etmeleri sağlanacak.
Okullarda öğrenimlerine devam eden Suriyeli öğrencilerin isteğe bağlı olarak kendi dillerini ve kültürlerini yaşatmaları amacıyla ders saatleri dışında kendi dillerinde eğitim programları uygulanabilecek. Bu kapsamda çalışmalar, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde yürütülecek.
Öte yandan, okullarda öğrenci artışına göre norm kadrolar güncellenerek, yeterli öğretmen ataması veya görevlendirmesi eğitim öğretim yılı başlamadan yapılacak.
BİRİNCİ SINIFLARA ‘İLK OKUMA YAZMA' MÜFREDATI
MEB, birinci sınıflarda Suriyeli çocuklara yönelik ilk okuma yazma müfredatı uygulayacak. Diğer sınıf düzeylerinde Türkçe dil becerileri zayıf olan öğrencilere yönelik ise Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü'nce Halk Eğitim Merkezleri aracılığıyla Türkçe dil kursları düzenlenecek.
İlkokul veya ortaokul çağında uzun süre eğitimden uzak kaldıkları için akademik beceriler yönünden bulundukları sınıf seviyesine göre yetersiz olan öğrencilerin sınıf seviyelerine uyumlarını sağlamak amacıyla okul ve çevre şartları da dikkate alınarak, MEB Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin ilgili maddeleri uyarınca günlük çalışma saatleri dışındaki zamanlarda, hafta sonu, yarıyıl ve yaz tatilinde Türkçe başta olmak üzere ihtiyaç duyulan derslerde yetiştirme kursu ve programları açılabilecek.
Söz konusu çalışmalarda görev alan öğretmenlerin ek ders ücretleri, MEB yönetici ve öğretmenlerinin ders ve ek ders saatlerine ilişkin kararın 8. maddesinde yer alan hükümlerine göre değerlendirilecek.
SURİYELİ ÇOCUKLAR TÜRKÇEYİ İYİ ÖĞRENECEK
Öğrencilerin Türkçeyi yaşayarak öğrenmeleri için Türkçe dil becerisi zayıf olan öğrencilerin sınıflara dengeli dağıtılmasına özen gösterilerek, diğer akranlarıyla kaynaşmaları sağlanacak.
Suriyeli öğrencilerin okullaşma oranlarının artırılması için yatılı bölge ortaokullarındaki boş kapasitenin kullanılması hususunda valiliklerin yerel imkanları değerlendirmeleriyle, il ve ilçe yatılılık komisyonlarınca bu öğrenciler pansiyonlara dengeli bir şekilde yerleştirilebilecek.
Suriyeli çocukların yatılı yerleştirileceği yatılı bölge okullarının, çocukların ailelerinin bulundukları şehirde olmasına dikkat edilecek ve gerekli sosyal ve kültürel uyum süreci de göz önünde bulundurularak, çocukların kaynaştırılmasına özen gösterilecek.


Haber durmaz durdurulamaz o nedenle; Bir sure buradan devam edeceğiz,  

Saygılar…    

Özgür Bağımsız Gazeteciler…

Askeri lise öğrencileri rütbelerini Atatürk'ün mozolesine bıraktı

Askeri lise öğrencileri haklarının geri verilmesi için Atatürk'ün mozolesine şapka ve rütbelerini bıraktı.

15 Temmuz gecesi meydana gelen darbe girişimi sonucu ilan edilen OHAL kapsamında alınan tedbirler sonucu mağdur olduklarını ifade eden harp okulu öğrencileri ve darbe girişimi gecesi gözaltına alınan öğrencilerin aileleri Anıtkabir'de bir araya geldi. Gözaltında tutulanların serbest bırakılması ve şu an sivil okullarda öğrenime devam etmek durumunda kalan öğrenciler haklarının geri verilmesi için Atatürk'ün mozolesine şapka ve rütbelerini bıraktı.
‘BİZ ASKERİ ÖĞRENCİLER OLARAK HAYALLERİMİZE HİÇBİR ZAMAN İHANET ETMEDİK'
Türk bayrakları ile yürüyüşe başlayan harp okulu öğrencileri, Anıtkabir'e ulaşınca bir dakikalık saygı duruşunda bulunarak ardından İstiklal Marşı'nı okudu. Öğrenciler adına yapılan yazılı basın açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
"15 Temmuz darbe girişiminin ardından, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu'nun olağanüstü hal kapsamında bazı tedbirlerinin alınması ve Milli Savunma Üniversitesi kurulması ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Resmi Gazete'de 31/07/2016 tarihinde yayımlanan kanun hükmünde kararname olan KHK/669 kapsamında ilgili KHK'nın 5. maddesi ile Milli Savunma Üniversitesi'nin kurulduğu tebliğ edilmiş, 104. maddesi ile Harp Okulları, Kuleli Asker Lisesi, Maltepe Askeri Lisesi, Deniz Lisesi, Işıklar Askeri Lisesi'nden oluşan askeri liseler ve kara-deniz-hava astsubay hazırlama okullarının kapatılmasına 105. maddesi ile mezun olacaklar dahil olmak üzere bütün askeri okullarda okuyan askeri öğrencilerin okulları ile ilişkilerinin kesilmesine ve sivil öğretim kurumlarına naklen kayıtlarının yapılmasına karar verilmiştir. Hayalimiz şerefli subaylar ve astsubaylar olmaktı. Şerefimize hiçbir zaman halel getirmedik. Çünkü taşıdığımız üniforma bizim değil. Milletimizin namusunun ve tarihinin çelikleşmiş bir sembolüdür. Biz askeri öğrenciler olarak hayallerimize hiçbir zaman ihanet etmedik. Biz mağdur ve masum askeri öğrenciler olarak bu Cumhuriyete, bu millete, Cumhuriyetin temel değerlerinden demokrasiye her zaman öncelikle ulu önderimizi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün rotası olarak, tek millet, tek devlet, tek vatan ve tek bayrak ülkeleri doğrultusunda hizmet etmiş ve hizmet etmeye çalışmış kocaman bir aileyiz. Bununla birlikte bizi yarı yolda bırakanı hakkımızı savunmayan, bize destek olmayan komutanlarımıza, büyüklerimize, kırgınlıklarımızı da, huzurlarınızda ve Ata'mızın huzurlarında arz ediyoruz."
Askeri okulların eğitim-öğretim çalışmalarına yeniden başlamasını talep eden harp okulu öğrencileri, masum askeri öğrencilerin hakları gözetilerek yeniden bir güvenlik soruşturmasının gerçekleştirilmesi ile dönen öğrenciler arasında FETÖ üyeliği olanların kurumlardan tasfiyelerinin sağlanması ve KHK/669 kapsamında, okulları kapatılmamış fakat ilişkileri kesilme sürecine girmiş, askeri öğrencilerin arasında ilişkileri kesilme işlemi tamamlananlarının haklarının iade edilmesi ve okullarında eğitim öğretimlerine devam etmelerin zeminin oluşturulması, mezuniyete hak kazanmış ve görevlerine nasblarını bekleyen öğrencilerin görevlerine nasbedilmeleri ve ilişkileri kesilmemiş öğrencilerin ise okullarına dönerek eğitim-öğretim hayatlarına devam etmelerinin sağlanmasını talep ettiklerini belirtti.
ÇOCUĞU GÖZALTINDA OLAN ANNE DEVLET ERKÂNINA SESLENDİ
Hava Harp okulunda öğrenim gören ve darbe girişiminin ardından gözaltına alınan Furkan Demirci'nin annesi Zühre Demirci, kendisinin ‘şehit torunu' olduğunu belirterek, "Ben çocuklarımı milli duygular çerçevesinde yetiştirdim. Ben çocuklarıma ezan sesiyle birlikte adını koyarken Allah'ım devlete millete anaya babaya hayırlı evlatlar olsun dedim. Ben çocuğumu Allah'tan sonra gökyüzünün kartalı yeryüzünün sultanı diye gönderdim. Ben milli duygular çerçevesinde olan bir kadınım. Çocuğumun suçsuz olduğuna inanıyorum. Devlet büyüklerimin büyük bir badire atlattığını biliyorum. Bu badireyi atlatırken suçlu ve suçsuzu ayırarak, kurunun yanında yaşında yanmasını istemiyorum" dedi.
‘ÇOCUKLARIMIZI ATEŞİN İÇİNE ATTILAR'
Darbe girişimi gecesi, tatbikat var denilerek otobüslere bindirilen ve Tuzla'ya, oradan da Sultanbeyli'ye götürülen hava harp okulu öğrencilerinden Yusuf Emin Uyanık'ın annesi Emine Uyanık da Anıtkabir'e düzenlenen yürüyüşe katıldı. Çocuğunun şu an Silivri'de olduğunu belirten Uyanık, "Çocuklarımız gece 12.30'da kaldırılmış, götürülmüş ve çocuklarımız ateşin içine atılmış. Çocuklara denilmiş ki 'otobüse binin sizi tatbikata götürüyoruz'. Çocuklarımız hava harp okulu öğrencileri. Tuzla'ya geldiklerinde bakmışlar halk kalabalık. Çocuklara demişler ki 'teröristler var halk ayaklandı'. Çocuklar inmişler otobüsten ve halk ile birlikte İstiklal Marşı okumuşlar. Halk bunlara en büyük asker bizim asker diye tezahürat yapmış. Burası sizin için tehlikeli diyerek çocuklarımızı tekrar otobüse bindirmişler. Çocukları Sultanbeyli'nin en kalabalık yerine bırakarak gitmişler. Çocukları ölüme terk etmişler. Çocuklar orada taş yemiş, sopa yemiş, hakaret yemiş, aşağılanmış dövülmüş. Çocuklar diyor ki 'bizim hayatımızı, hayallerimizi, istikbalimizi, umutlarımızı, geleceğimizi çaldılar. En önemlisi bizim vatan sevgimizi çaldılar'. Soruyorum benim çocuğum neden Silivri'de? Yazık değil mi benim çocuğuma? Her geçen gün gidiyorum benim çocuğum biraz daha bitmiş. Benim çocuğum 'Anne ben yeni bir uçak projesi üzerine çalışacağım, yeni bir şeyler yapacağım ben ülkem için çalışacağım' diyordu. Başarılı olmanın sonucu bu mudur? Benim çocuğum tam burslu elektrik-elektronik mühendisliği kazandı. Sonucu bu mu olmalıydı? Benim çocuğum orayı tercih etti diye sonucu bu mu olmalıydı? Benim çocuğum kandırıldı. Bütün çocuklar masum hepsi kandırıldı. Lütfen sesimizi duyun. Cumhurbaşkanım, Başbakanım, yetsin bu zulüm bu ananın bu anaların gözyaşlarını duyun artık" diyerek gözyaşlarını tutamadı.
 
 
Haber durmaz durdurulamaz o nedenle; Bir sure buradan devam edeceğiz,  
Saygılar…   

Özgür Bağımsız Gazeteciler…

Ankara, Washington'u mu yoksa Moskova'yı mı tercih edecek?

Rusya'nın 15 Temmuz darbe girişiminden önce Ankara'yı uyarıp uyarmadığını ve girişimin ardında ABD'nin olup olmadığını bilmediğini belirten ABD'li siyaset uzmanı Paul Craig Roberts, Türkiye'nin yapacağı tercihle ilgili görüşlerini yazdı.

"15 Temmuz'un ardından Türkiye, Washington ile işbirliğine devam mı edecek, yoksa Moskova ile yeniden bir araya mı gelecek?" sorusuna kendi blogunda yayımladığı bir makaleyle yanıt veren Roberts, "Karar, Moskova'nın Ankara'yı önceden bilgilendirip bilgilendirmediğine ve darbe girişiminin ardından Washington'un olup olmadığına bağlı" ifadelerini kullandı.
'ERDOĞAN'IN KARARINI ETKİLEYECEK ÇEŞİTLİ FAKTÖRLER VAR'
"Eğer (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan, bunlara inanıyorsa, o halde Erdoğan Rusya ile bir araya gelecektir. Ancak Erdoğan'ın kararını etkileyecek başka faktörler de var. Örneğin; (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin'in Washington'a karşı koyma konusundaki iradesi" yorumunu yapan Roberts, Moskova'nın Washington'un meydan okumasına karşı koymayacak olması durumunda, Erdoğan'ın Rusya ile aynı eksene girmeyeceğini kaydetti.
'WASHINGTON VE MOSKOVA'NIN SUNACAĞI ANLAŞMALAR ÖNEMLİ'
Öte yandan Roberts, bir diğer hususun Washington veya Moskova'nın Erdoğan'a önereceği anlaşma olduğunun altını çizdi. "Washington, NATO'nun dağılmasını kesinlikle istemiyor. Örneğin; Washington, Erdoğan'a Fettullah Gülen'i iade edebilir ve Erdoğan için bir banka hesabına bir milyar dolar gönderebilir. Bunlar Washington için kolay" diye devam eden Roberts, ancak Moskova için aynı durumun söz konusu olmadığını vurguladı.
Haber durmaz durdurulamaz o nedenle; Bir sure buradan devam edeceğiz,  

Saygılar…    

Özgür Bağımsız Gazeteciler…