Salı, Mart 27, 2012

SCHOOL BUS ARIYORUM

SCHOOL BUS ARIYORUM

27 Mart 2012

Saygın okurlarım,
Olgular o kadar muhtelif ki ben bile bunlara yetişemiyorum, bu gün yazı yazmaya karar vermiştim, Ankara’da Çinçinbağlarında uyuşturucu operasyonu yapıldı…
Bu uyuşturucular Ankara’da satışa sunuluyordu, cumartesi günü hatta bana bile Tunalıhilmiler’de uyuşturucu satmak isteyen birini aksasın dövecektim ama suçlu yine ben olurdum…
Geçmişte Çankaya’da yeşil ışıkta geçmeyen bir sürücüye “Niye geçmiyorsunuz” demiştim sürücünün savunması “Ben yeni kurstan ehliyet aldım benden daha mı iyi kullanıyorsun bu külüstürü” demişti…
Cebimden evimi boyatmak için aldığım renk tablosunu gösterdim, kısaca sürücü renk körü idi…

Dana sonra bu sürücü bana hakaret etmeye başladı, bende azını kapatıp onu kenar aldım, o arada bir resmi polis ekip otosu bizi gördü ve bizi karakola götürdü ve sürücü benden şikayetçi oldu…

37 sene önce ben Amerika Birleşik Devletleri’nde ota okulu okurken bir gün elimize bir uyuşturucu ile ilgili bir broşür verilmişti orada haplar ve uyuşturucu olguları resimli olarak anlatılıyordu, bunları kullananlar için yapılan yaptırımlar polisiye tedbirler, hukukî ve tıbbi olarak açıkça anlatıyor ve sonunda kurtulma yolları ve kurtulmazsak nasıl bir ölüm olacağı açık açık bilimsel bir biçimde yazıyordu…

Günümüzde Türkiye’de din, iman, türban, başörtüsü gibi bilim dışı hurafeler ile ulusumuz uyutuluyor, en kötüsü bu uyuşturucudan gelen para direk veya endirek olarak PKK terör örgütüne gidiyor buna da Narko-Terör deniyor dostlar...

Günümüzde Türkiye’de  Narkotik, Terör olgusu, siyaset ile iç içe yürüyor…

Bu üç olguyu yay yana getiren Narkotik büro susturulmaya çalışılıyor, susmayan amir ve çalışanların yerleri rotasyon bahanesi ile değiştiriliyor, yerlerine gelenler ise rahat hareket etme kabiliyetleri zayıflatılıyor…

Bir yandan uluslar arası arenada sayın denilen Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan terör örgütünün siyasi uzantıları ile müzakere yapıldığını belirtiyor…

Öte yandan 4+4+4 eğitim sistemi adapte ettirilmeye çalışılırken yine bu olguyu unutturmak ve hedef saptırmak amacıyla sayın denilen Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan dershanelerin kapatılacağını söylüyor, bu uygulamayı yaparsa benim taktirimi kazanır çükü  28-02-2012 tarihinde Türkçe ve İngilizce olarak “  The my country Understand English better than Turkish Giants “ adlı bir yazı yazdım demek ki onu okuyan olmuş buna da şükretmek lazım…

Fakat yine söylüyorum bu yine  sayın denilen Başbakanımız Recep Tayip Erdoğan dershanelerin kapatılacağını söylemesi bana inandırıcı gelmiyor bu hedef saptırmak amacıyla yapılmış bir senaryodur, ben yılardır bu filimi görüyorum, değişik versiyonunu  her zaman böyle yapan senaristler Türkiye’yi yönetiyorlar…

Bir dil bilmek bir insan demektir, yalnız bu benim dün gördüğüm olgu, böylesi biraz tuhafıma gitti cumhurbaşkanlığının yanında trafikte giderken önümdeki servisin arka camında   SCHOOL BUS yazıyordu…

Eee, haklı servis şoförü, maliye bakanımız İngiliz vatandaşı, başbakan terör örgütü ile müzakere ediyor, Kurulan hedef saptırma olayına dahil olan sayın denilen ve hukuk adamı titri olan Başbakan yardımcısı Bülent Arınç akıl tutulmasının oyunculuğunu oynuyor, eski arkadaşı  Cumhurbaşkanımızı İngiltere oyunu ile başımıza geldi…

YUSUF YANÇ' ın aşağıdaki şiirini ben çok seviyorum arkadaşlar…

ARIYORUM

Karaman oğlu Mehmet Beyi arıyorum.
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayımlamıştı;
Bu günden sonra  divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste, meydanda,
Türkçeden başka dil konuşulmaya diye,
Hatırlayanınız var mı?
Dolanın yurdun dört bir yanını,
Çarşıyı, pazarı, köyü, şehri
Fermana uyanınız var mı?
Nutkum tutuldu, şaşırdım, merak ettim,
Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,
Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?
Tanıtımın demo, sunucunun spiker,
Gösteri adamının showman, radyo sunucusunun discjokey,
Hanım ağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?
Dükkanın store, bakkalın market, torbasının poşet,
Mağazanın süper, hiper, gross
Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?
İlan tahtasının billboard, sayı tabelasının skorboard,
Bilgi akışının brifing, bildirgenin deklarasyon,
Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?
Bırakın eli, özün bile  seyrek uğradığı,
Beldelerin girişinde welcome,
Çıkışında good-bye okuyanınız var mı?
Korumanın, muhafızın body-guard,
Sanat ve meslek pirlerinin duayen,
İtibarın,  saygınlığın  prestij  olduğunu  bileniniz var mı?
Seki'nin, alanın platform, merkezin center,
Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,
Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?
İş hanımızı  plaza, bedestenimizi galleria,
Sergi yerlerimizi center room, show room,
Büyük şehirlerimizi , mega kent diye gezeniniz var mı?
Yol üstü lokantamızın fast-food,
Yemek çeşitlerimizin mönü olduğu yerlerde,
Hesabını, adisyon diye ödeyeniniz var mı?
İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,
Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,
Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?
Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,
Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya,
Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmağa sponsorluk diyeniniz var mı?
Mesireyi, kır gezintisini picnic,
Bilgisayarı computer, hava yastığını air-bag,
Pekalayı, olur'u okey diye söyleyeniniz var mı?
Çarpıcı, önemli haberler flash haber,
Yaşa, varol sevinçleri oley  oley
Yıldızları star diye seyredeniniz var mı?
Vırvırık dağının tepesindeki köyde,
Cafe-show levhasının altında,
Acının da acısı, neskaaaave içeniniz var mı?
Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,
Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,
Özün, el diline özendiğine içi yananınız var mı?
Masallarımızı, tekerlemelerimizi,
Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik.
Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?
Karaman oğlu Mehmet Bey'i arıyorum,
Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?
Bir ferman yayınlamıştı...
Hayal meyal hatırlayıp da sahip çıkanınız var mı?


YUSUF YANÇ

Türk gibi başlayıp İngiliz gibi Türkiye’yi bitirecekler…

Saygılar..

Cessur Demirali Gürsu

Hiç yorum yok: