Çarşamba, Ekim 10, 2012

Telekomünikasyon Yazı detayı


Saygın okurlarım.,
Şu anda savaş rüzgârları ülkemizde eserken önceden bunu savaş projesi hazırlığını ve bunu dış istihbarat servislerince desteklendiğini görmekteyiz…
Görüntüyü birkaç açıdan görmek faydalı olacaktır ve kendimizi hazırlamamız gerekir…
Açılar fazlalaşınca görmek ve analiz etmekte zorlaşır…
Örnek olarak kişisel bilgiler Telekomünikasyon yolu ile tüm şirketlere dağıtılıyor, bu bilgiler tüm dış ve iç istihbarat servislerine servis ediliyor, kimsede bunu umursamıyor…
Bende başıma gelmeseydi belki umursamazdım, bu yazıyı da  yazmazdım, şimdi tüm deliller ışığında  anlatacağım, bu olguya tesadüfen ve onların yaptığı bir yanlışlıkla şahit oldum…
Dikkati olalım…
Geçtiğimiz ilkbahar başında kart ekstralarım gözden geçirirken bir olgu dikkatimi çekti…
Sorumlu bir vatandaş olarak çalıştığım bankaya bir dilekçe yazdıktan sonra kendi çabalarımla benden habersiz para kesinti yapan şirketten parayı geri almıştım…
Önce fazla umursamadım çünkü paramı geri almıştım fakat alırken…
ASSISTPLUS şirketine ulaştım ve orada görüştüğüm yetkili “sakın bankaya dilekçe vermeyin yoksa bizim şirketimiz kötü puan alır ben sizin paralarınızı iade edeceğim” dedi…
Biraz düşündükten sonra sorumlu bir vatandaş olarak bankaya haber verdim…
İki gün sonra 498.00 TL. Param 497.00 TL. Olarak hesabıma geçirildi, 1 lira benden havale parası kesilmiş…
Ben dilekçemde bankadan günlük faiz istemiştim ama benden havale parası kesilmişti…
Kesiti ufak bir meblağ ama mide bulandırdı…
Benim gibi kaç müşteriden bu para kesiliyor diye düşündüm…
01-06-2012 tarihinde bankama bir başka yine habersizce para kesildiği hakkında itiraz dilekçesi yazmıştım…
İkinci dilekçe sonucu ise 20.6.2012 tarihinde 20 gün sonra bana mesaj ile ulaştırıldı…
“Bankamıza ilettiğiniz itiraz işleme alınmıştır, kartınız geçici ödeme yansıtılmıştır belge temin edildiği takdirde tarafınıza bilgi verilecektir” böyle bir mesaj banka tarafından telefonuma  çekildi.
Bu mesajdan bir gün sonra beni yine ASSISTPLUS dan aradılar “biz size parayı yolladık niye banka bizden para talep ediyor” dediler…
Bende “Bana gönderdiğiniz paranın dekontunu bankaya gönderin” dedim.
Daha başıma gelecek varmış…
Bu seferde GLOBAL ASSİST devamlı beni aranmaya başlandım her telefon ya toplantıda iken yada iş görüşmesi yaparken geliyordu…
Önce nazikçe “Ben hiçbir sigorta şirketi ile çalışmak istemiyorum beni bir daha aramayın” demem rağmen bu şirket 15 Ocaktan bu yana devamlı arıyordular ve rahatsız edecek biçimde davranıyorlardı…
Geçtiğimiz ay içinde bana dini kitaplar satmak içinde yine bu benim gizili numaradan arandım…
Bunu üzerine ufak çapta araştırma yaptım, bu araştırmamı derinleştirince inanılmaz bilgilere ulaştım…
23.06.2012 tarihinde bir kere daha arandım, bir beyefendi tarafından arandım…
Bu beyefendiye “Bu sunulan hizmeti istemediğimi” bildirdim, fakat o beyefendi beni defalarca üst üsse aradı bende 155 bu numarayı ihbar ettim…
Sonuç tabii ki sıfırdı hiçbir gelişme olmadı…
29.06.2012 tarihinde GLOBAL ASSİST Genel müdürlüğünden aradığını söyleyen bir bayan aradı…
Karşımdaki bir bayan olduğu için yine nazikçe aynı şekilde konuşarak “bu hizmeti istemediğimi” söyledim…
23.06.2012 tarihinde yine aynı şirketten aradığını söyleyen bir beyefendiye aynı şekilde bu cümleyi söylemiştim…
O hanımefendiye şunu sordum “telefonumu nereden buldunuz bu telefon gizlidir” dedim, karşı taraf cevap veremedi…
Daha önce arandığımda yine bir bayana bu soruyu sormuştum oda bana OYAK sigortadan beni aramıştı, kendisinin söylediği bir cümleyi hatırladım, “ Tüm Bankalardan çeşitli yerlerden kişisel telefonları alıyoruz” demişti…
Yine 28.06.2012 tarihinde özel bir sağlık merkezine gittim, oradaki işlemlerde özellikle gizli telefon numaramı verdim, 29.06.2012 tarihinde beni başka bir şirket aradı, onlara da aynı soruyu sordum…
Eczanelerden ve hastanelerden referans olarak benden habersiz telefon numaram o şirkete verildiğini öğrendim…
Bunun üzerine Aklım iyice karışmıştı…
Kimin verdiği gizli tutuluyor veremeyiz diyorlardı fakat benden “260.00 lira karşılığı sigorta yapacağını” söylüyorlardı…
03.07.2012 tarihinde yine beni CNO iletişim merkezi Yapı Kredi Bankası sigortadan aradığını belirten “Enes” bey diye biri “0532 7551262” nolu telefondan 10:40 da aradı…
Durumu onda izah ettim ve telefonda kart numaramı vermeyeceğimi söyledim, arkadan ARAS KARGO beni aradı kartımdan para çekileceğini söyledi ve benden onay istedi…
Daha sonra gerçekten geri dönüş yaptığımda ARAS kargo olarak cevap verdiler…
Olayı anlattığım zaman içinde kısaca ARAS kargo şirketine “ONAY VE KART NUMARAMI VEMEDİĞİMİ” söyledim…
Kart numaramı vermeyeceğimi beyan ederken karşı tarafın bana söylediğine göre benim konuşmalarım kayıt altına alınıyormuş, burada bir parantez koyalım ve düşünelim “bu kayıt altına alına konuşmalar nereye kimlere dinletiyor” buda şüphe duyulacak bir olgu…
Yukarıdaki olgunun olduğu zaman birkaç dakika daha sonra yine beni “Enes” bey aradı hakaretli bir konuşmadan sonra telefonu mecburen kapadım…
O kişi bir daha beni aramadı…
09.07.2012 tarihinde yine bir toplantı esnasında 0216 470 75 74 nolu telefondan 13:09 da müşteri temsilcim olduğunu söyleyen bir kişi adının “Murat“olduğunu belirterek yine kart numaramı kendisi söyleyerek beni “ sigorta“ emek istediğini söyledi.
Bende “Murat” beyefendiye onunu üzerine “Kart numaram sizin elinize nasıl geçti” diye sordum “Murat” Beyefendi bana “Düzenli alışveriş yaptığınız için düzenli olarak bu kart numaraları sistemimize düşüyor ” dedi. Bende “hayır istemiyorum” diyerek telefonu kapadım…
Saat 13:31 de telefonumda görülen telefonu şüphelendiğimden ötürü ben aradım ama cevap veren yoktu.
Zaman ilerliyordu Temmuz aydan sonrada devamlı aranıyordum…
06-10-2012 cumartesi saat 15:31’de 0850 480 29 29 dan bir kere daha arandım arayan bayan “Sizi Akbank aracılığı ile arıyorum önceden sigortanı varmış devamını yapmak için TC kimlik numaranızı veriniz” dedi bende “Telefonda bu bilgiyi sizinle paylaşamam” denim ses tonu biden bire sinirlendi “o zaman kredi katınızı elinize alın numarayı teyit edeceğim” dedi, bende “bunu sizinle paylaşamam fakat Akbank aracığı ile arıyorsanız orada benim tüm bilgilerim mevcut dedim” …
O hanımefendi Israrla ve benim kapadığım ve de 13.03.2012 tarihinde bana bir telefon geldi pazarlama yapan SFG REKLAMCILIK İSTANBUL firması bana istemediğim halde ürün gönderip söylemediğim kredi kartımdan 399.00 lira çekti daha sonra 29.05.2012 tarihinde yine benim isteğim dışında yine kartımdan iki defa 249.00 + 249.00 = 498.00 lira sigorta amaçlı ASSISTPLUS İSTANBUL firması para çekti…
Ben hemen önce SFG REKLAMCILIK İSTANBUL için 21-03-2012 tarihinde bankaya itiraz dilekçesi gönderdim daha sonra ASSISTPLUS İSTANBUL için de 01-06-2012 bankama dilekçeyi yolladım; 29.05.2012 tarihinde yapmadığım bir alışverişi dönem internet şubesinde dönem içi işlemlerimde görmüş bulunuyorum bu nedenle 31-05-2012 tarihinde sonu … biten nolu kartımı telefon bankacılığı yardımı ile bloke ettirdim, ve bu kart numarasını bana okuyarak “doğrumu” dedi, ben yine “bunu sizinle paylaşamam yalnız beni şube arar ise görüşe bilirim” dedim, oda bana “şube siz niye arasın işleri güçleri yok ta sizimi arayacaklar ben müşteri temsilcisiyim bana talimat verildi” dedi, ben ısrarla “Sizin müşteri temsilcisi olduğunuzu nereden bile bilirim beni şube müdürü arasın” diyince telefon yüzüme kapatıldı…
06-10-2012 tarihinde 15:45 de yine 155 bu numarayı dolandırıcı olabilir diye ihbar ettim, çıkan memur “Bir daha arasa bu telefonu açmayı kazara açarsanız şikayet ettiğiniz söyleyip kapatın ben şimdi bunu asayiş şubeye bildiriyorum” dedi…
Yine iyi niyetimle 06-10-2012 15:57 Akbank 444 25 25 müşteri temsilciliğini aradım…
Bu temsilcilikte çıkan bayana telefon numarasını vererek “bu telefondan sizin numaranız mı? Bir sigorta şirketi beni devamlı arıyor ve kart numaramı istiyor dedim” oda “bizim aradığımız numara 444 25 25 şeklide görülür biz siz aramadık” dedi, bende “bunu biliyorum sizin bir yaptırımınız olabilir mi?” . Diye sordum, karşı taraf “hayır bizim bir yaptırımımız olamaz bunlar dolandırıcı” dedi, ben o an şuna inandım yine yalnız kalmıştım yine iyi niyetim kurbanı oluyordum yinede, “siz bu yetkililerinize bildirin ve kullanıcılarınızı uyarı” dedim…
İki gün sonra 08-10-2012 tarihinde 14:43 de ben 0850 480 29 29 numaradan tekraren arandım karşımdaki hanım AKBANK tarafından arandığımı söyledi, benim TC numaramı okuyarak ve de 1 yıl öce ki adresimi vererek teyit etmemi istedi bende “Ben telefonda hiçbir şeyi teyit etmiyorum, eğer siz AKBANK tarafından arıyorsanız benim kişisel bilgilerim orda, oradan alabilirsiniz” dedim, o bayanda “pekalâ oradan alırız dedi ve telefonu kapattı…
AKBANK 444 25 25 nolu telefonu bir kere daha aradım çünkü kime güveneceğimi bilmiyor ve şüpheye düşüyordum…
Akbank telefon şubesinde bu sefer Serkan bey ile 15:50 de görüştüm, durumu anlattım “ben bunları yazacağım” dedim oda “bu numarayı inceleriz” dedi biraz telefonda beklendikten sonra 06-08-2012 tarihinde görüşmemin aksine “bu numarayı araştırıp size geri dönüş yaparız” dedi. Acil olduğunu söylemem rağmen 09-10-2012 16:23 tarihe kadar bir dönüş olmadı…
Evet,
Bu bunu neye benzetiyorum biliyor musunuz?
Aynı Bermuda şeytan üçgenine benzetiyorum…
Dolandırıcılar ve istihbarat bir köşede…
Bankalar bir köşede…
Polis bir köşede…
Ve de tam bunun ortasında buluna ben…
Şunu unutuyorlar ben şeytanın pabucunu ters giydiririm..
Polise 155 arayıp ihbar etmeme rağmen 2 gün arayla beni tekraren bu numaradan aradılar…
Polisten tarafından geri dönüş olmadı, yalız banka tarafından bana 9-10-20012 Saat 16:23’de, 08-10-2012’de 444 25 25 Akbank telefon şubesinde görüştüğüm Serkan bey bana dönüş yaptı ve dedi ki “bu telefon ile bizim hiçbir alakamız yok, bunlar dolandırıcı olabilir, kart ve kişisel bingilerinizi vermeyin” dedi buna rağmen ben bankadan şunu beklerdim benim gibi olanları uyarmalarını beklerdim ama böyle olmadığını da gördüm, kişiye özel bir mesaj uyarısı gelmedi, banka reklam mesajını hep çekerken ve bunların parasını bizlerden istemediğimiz hâlde mesaj ücreti olarak alırken niye böyle bir durumda uyarı mesajını kullanıcılarına çekmez, buda düşündürücü bir olgudur, yazılacak ve çok söylenecek söz var ama terbiyem müsaade etmiyor, şüphelerimde haklı olduğumu düşünüyorum saygın okuyucularım…
11.10.2012 tarihinde yine 0532 755 12 62 telefondan bir hanımefendi beni arayarak “CNO merkezinden aradığımı” söyleyerek “Akbank tarafından arandığımı” söyledi ben ise bu bilgileri yerel bir internet sitesi olan www.güncelmersin.com adresine 10-10-2012 saat 00:15:45 yazmıştım…
Artık bir şeyler olur diye düşünmüştüm, yazıma son baktığımda 1357 kişinin bunu okuduğunu gördüm ama yine umursamazlık ön planda gidiyordu…
Bende yazı yine internet yolu ile www.Akbank.com adresinden Akbank a bu olayı bildirdim, sonradan 16 :26 da nolu 444 25 25 telefonu arayarak şikayetimin ulaşıp ulaşmadığını sordum, “evet ulaşmış” dediler, hani konuşmalarımız kayıt altına alınıyor sözünü hatırlayarak “Lütfen o şikayet formunu ban okur musunuz dedim, karşımdaki hanımefendi formu okudu…
Evet, yazdığım gibi elerine ulaşmıştı ben onun üzerine “ bu konuda ne yapacaksınız” diye sordum “en kısa zamanda size geri dönüş yapılacaktır” cevabını aldım…
Bu belgeler ışığında ben bir siyasi yazarım olgular, demek ki ev adresime kadar tüm bilgileri banka hayır dese bile bir yoldan şirketlere dağıtılıyor…
İster inanın ister pas geçin sistemde bir açık var dostlar, ilerde bu açık başımıza bela olabilir benden uyarması…
Bu şirketlerin bağlı olduğu diğer şirketler bence araştırılmalı çünkü bu olgu Telekomünikasyon yolu ile ülkemize girmiştir herkesin adres ve kişisel bilgilerine kadar her sağlık sorunu şirketlere artık veriliyor, veya bizler çok akıllı olduğumuzdan diyorum ama inanmayın çok enayiyiz, bunlara kanıp bilgilerimiz onlara telefonda veriyoruz…
Bu bilgiler dosyalanıp sistemlere giriyor sonra bu sistemdeki kişiler araştırılıyor enayi olanlar veya istihbarat tarafından bulunması istene kişiler kolaylıkla bulunuyor her türlü bilgi ve belge bulunuyor…
Daha sonra bu bilgile beli bir sisteme yüklenip istendiği zaman bu kişilere ulaşım sağlanıyor…
Bunun karşılığında veren ve alanlar arasında dönen para trafiğini siz düşünün, daha sonrada istihbaratı kimlere verildiğini isterseniz araştırın, önünüze çıkacaklardan siz bile korkarsınız…
Bu anlattığım olaylar gerçek kurgu değil dostlarım…
Doğrusunu isterseniz bu şerefsizlerin yaratığı para ve istihbarat trafiğinde de hata yaparak bana çarptılar…
Şunu da bilin ki; bu trafikte kişisel bilgilerin alınması istihbarat olgusunda çok kolaydır yılladır ülkemizde bu tür istihbarat alınıyor…
Düşünün bir hastaneye gitmeniz veya eczaneden ilaç almanız veya gizli olsa bile telefonlarınız çalıştığınız kurum veya kuruluşlara vermeniz demek tüm kişisel hayati bilgilerinizi istihbarata vermeniz demektir…
İşte sizlere anlatmak istediğim olay ve olgu bu…
Bu olguyu ben tesadüfle onların hata yapmaları ile çözdüm…
Şu anda tüm Türkiye’nin kişisel bilgileri iç ve dış istihbaratın elinde, bunlara dolandırıcı diyorlar, inanmıyorum fakat dolandırıcı bile olsalar en kolay haber alınacak kişiler dolandırıcı olan kişilerdir zaten istihbarat bu yönde bilgi toplar, bunlar son derece inandırıcı konuşurlar, bu konuşmaları sayesinde insanları kolayca ağları altına alırlar…
Bunlar bilgileri rahatlıkla aldıkları ortamda bozup istedikleri gibi kullanabilirler, bunlar teknolojiyi takip eden kişilerden seçilir…
Bu bilgile karşılıklı olarak çok rahat satılırlar…
Bu hayati bilgileri alanlar ise bu bilgileri kulamla amaçları sorgulana bilir…
Bizimkiler hâlâ önlem almadılar….
Araştırmalarıma göre önlem alınsa bile geç kaldık…
Bu benim başımdan geçen ufak bir olaydı ben bunları yazdım ya yazamayan kişilerden düşünün istihbarat olmasa bile ne kadar para alındı…
Şimdiki yukarıda anlattığım olgu üzerine soruların arasında cevapları bulmak kolay cevaplar sorularda saklı artık bunu da sizler bulun…
Kişisel bilgileri bulanlar hangi amaç için topladılar?
Bu bilgileri onlara kimler ne amaçla verdiler ve veriyorlar?
Bu bilgileri bunlar kimlere ne amaçla verildi ve bu bilgiler nasıl kullanılıyor veya gelecek zaman diliminde de nasıl kullanılacak?
Saygılar…
Rogg & Nok Genel Yayın Yönetmeni…
Cessur Demirali Gürsu

Hiç yorum yok: