Cumartesi, Ağustos 23, 2014

Planlı Yasa Uygulamaları: (Bölüm -6-)

Cessur Demirali Gürsu
Dışarıda fakat fikir Suçlusu

Saygın okurlarım,

İlk bölümde belirtiğim gibi Önümüze bakmadan arkamızı kontrol etmeliyiz…

Bu bizim olgumuz olmalıdır, arkamızda bıraktığımız olgular yaptıklarımızı gösterir…

Bizi ileriye götürecek oluşumları at gözlüğü takmadan görmemize yarayan olguları görmemiz için tarafsız objektif bakmak yeterlidir…

Bakış açımızı geniş tutmaya yarayan bu olgular; bir bütünlük olaylarında oluşan olguları olarak görmeliyiz…

Geniş açıdan baktığımızda önümüzdeki fotoğrafı daha net görebiliriz…
Tarih, bir saniye gerimizde kalan olaylar zinciridir…

Tarihini bilmeyen tarih yapamaz ve de yazamaz…
Tarih, yasal veya sosyal anlamda işte bu bütünlük olgularında olmuş bir bütündür…

Bu bütünü bilmeden veya gizi kapılar ardında yapılan tarihe damga vurmak, o tarihi tahrip etmektir…

Günümüzde yasal olarak gördüğümüz olgular veya olacak gizli veya yasal görünür olaylar zincirine dikkat etmez isek bu tahribatı yazar olan bizler bile farkında olmadan artırabiliriz, bu olgu içinde farkında olmadan tahribatı yapanlara yardımcı bile olabiliriz…

Bu olgu çerçevesinde size bazı gördüğüm olguları daha önce yazdım…

Sağlıklı bir insan beyni gördüklerini ve duyduklarını analiz eder…

Bu analizlerin sonucu bazı sonuçlar elde eder…

Bu sonuçları paylaşmak ve fikir yürütmek, bu analizlerin ortak noktasını oluşturur…

Bazı kişiler karşı görüşte olan kişilerin fikrini ve analizlerini, düşünce yapısını beğenmeyebilir ama okudukça o karşı durdukları fikir ve düşüncelerden ders alabilir…

Bizler düşen hayvanlarız, bu düşünceyi de paylaşmayan olabilir, buda normal bir yaşam tarzının göstergesi olarak kabul edilebilir, işte yasalar ve uygulayan kişiler bu normallik normalini kabul etmemeye eğimli olabilir…

Evet,

Hayvansal içgüdümüz, insanı doğasında olan bir duygu bütünüdür…

Düşünün; düşüncelerden oluşan bir bütünü “tek ben” duygusu ön plana çıkmaz mı?

Diğer yandan duygu ve düşünceleri ve de fikirleri beğenmemekte haklı olmamız düşünmemiz ve analiz etmememiz geren bütün pir parçası olarak göre bilir miyiz?

Yukarıda belirttiğim olgu çerçevesinde bütünlüğün parçası olan o kişilerin kişiliklerine göre davranabiliriz, he ne olursa olsun karşımızdaki kişiye önce insan olarak bakmamız gerekir,  fikirlerine saygı duymamız onun fikrini kabul etiğimizi göstermez çünkü fikir fikirle yenilir…

Bu yenmek demek; Başarılı oldum, tek ben bu işi biliyorum, demek olmamalıdır…

Bu duygular yönetim ve yönetilme de kullanılırsa; bazı yazılarımda şöyle yazmıştım:

Yönetmek:

Özellikle bir sistemi, bir ülkeyi yönetmek; ESTETİK, BİLGİ, SEVGİ, SAYGI ve YETENEK gerektiren zor bir sanattır. 


Özellikle siyasi dengeleri; bu olağanüstü değerler üzerine kurmak, çok daha zor ancak, politik açıdan mutlak olması gereken bir olgudur.

Söz konusu temel özellikler olmaz   ise; politik yıkımlara, sosyolojik patlamalara, ekonomik problemlere ve dış etkilere zemin hazırlayan zincirleme oluşumlar başlatılmasına yarar.

Bunları başında ise yasal ve hukuksal boyutta tahribatlar yapılmasına ön ayak olur… 
Ben ve bünyesinde görev yaptığım yayın kurumu olarak yasala ne kadar engelleyici bir olguya gitse de elimizden geldiğince yine de uyarmak zorundayız.
Açık istihbarat ve gizli istihbarat servisleri;  bu servisler ne ad verilirse verilsin yurdumuzda faaliyet gösteren bu oluşumlar bir geçektir, ve bütünlük içinde bizlere psikolojik baskı yapmak için her türlü olanağı kullanıyorlar…
Bu oluşumlara ve de kişilere bağlı çalışan tüm kurum ve kuruluşların Türkiye'ye bakış açıları;  bu ESTETİK, BİLGİ, SEVGİ, SAYGI ve de kişilerin YETENEK kavramları üzerinde yoğunlaşıyor.
Bu kavramları örneklerle açıklarsak, örnek olarak:
Bir insanda ESTETİK yok ise; dışarıdan doktor getirse bile ruhundaki ESTETİK kavramını değiştiremez.
Bir insanda BİLGİ kavramı yok ise; 20 tane okul bitirse bile, dışarıya bağımlı olur ve onların uşaklığına soyunur...
Bir insanda SEVGİ kavramı yok ise; o insan kendini, yalnız kendini sever, aynaya bakmadan kendini öven, sanki dünyanın hâkimi kendisiymiş gibi davranan, herkesi kullanmayı amaç edinir…
Kendini tanımayan, kısaca bir terimle açıklamak gerekirse "Kendine Müslüman" olan o kişi sevgisiz bir kişidir ama kendin önemli göstermeye devam ettiği de çoğu zaman görünmez ve çok sevilir…
Bir insanda SAYGI kavramı yok veya gelişmemiş bir zihniyetin kavramlarını taşıyorsa; en yüksek mertebede  olursa olsun devlet ve siyasi terbiyesi oluşumu olmadığı da gözlenir.
Bu saygıyı göstermeyenlere ancak bizim gibi tarafsız çalışan araştırmacıları terbiye ölçüsünde yorum yaparak gerçekleri gösterir, buda övünülecek bir konu değildir, bu bütünlük içinde bilgilendirmenin göstergesidir...
Bir insanda YETENEK yok ise; bu göreceli bir kavramdır anlamı ise değişik biçimlerde açıklanır…
Yetenek; Yalnız argo konuşarak veya halk dilinde konuştum diyerek yetenekler ispat edilemez bunlar hataları kapamak için yapılmış kamuflaj söylemleridir....
Bir başka yönden bakacak olursak; “ben yetenekliyim “ diyerek;  halkın dini duygularını kendi amaçları için, yasaları etkilemek için, kısaca halkı birbirine düşürmek için yapılan tüm eylem ve davranışlar da yetenek sayılmaz… 
Bu konuda daha söylenecek ve yazılacak çok şey vardır, kısaca Yetenek olgusuna sarılarak ve sözde fikre saygı olgu içinde kişiler  ve yandaşları görüle bilinir..
Bunu yalnız konuşmak ile ispat edemez...
23.08.2013 tarihi (bu gün) ile ben bir göreve gidiyordum sabah saatlerinde biraz İnternet'te baktım bir arkadaşım…
Sabahın getirdikleri diyebileceğim bir bilgi gönderdi bili yazısı aynen şöyle;
Sabahın getirdikleri
Sayın Gürsu,

Dün Sayın Başbakan, katıldığı bir tv programında gözyaşlarına engel olamamış...

Bu zaten alışıldık bir durum. İlginç olan ise, bu olaydan yaklaşık 15 saat önce, yönettiğim bir facebook sayfasında, "Başbakan ağlayacak" başlığıyla, Başbakan'ın Mısır için ağlayacağını yazmış olmam...

Bu benim gözümde bir sahtekarlığın belgelenmesidir. Bunun, sizler için de bir haber değeri taşıyacağını düşünerek şahsınıza iletmek istedim. Paylaşımların linkleri aşağıdadır.
Eğer vaktinizi gereksiz yere aldı isem, affınıza sığınıyorum.


Saygılar,

Cemal Ayan

Sabahın getirdikleri ve olgumuzun devamı  Davranış ve yaptıklarınız sizin yetenekli veya yeteneksiz bir sahtekâr, adi, kötü bir değimle söyleyecek olursak “şerefsiz” bir yönetici olduğunuz ortaya çıkarır.
Bu olgudan olan ve hâlâ kendine yetenekliyim diye lanse eden bir kişi ancak hitap konusunda yalan, riya konularında, bir bakıma halkı ayaklandırma konusunda, tam olmasa da biraz yeteneği var denir. “  
Saygılarımla…

Bölüm sonu..

Rogg & Nok Genel Yayın Yönetmeni…


Cessur Demirali GÜRSU

Hiç yorum yok: