Savaş, Barış (1)
Cessur Demirali Gürsu
Dışarıda fakat fikir Suçlusu
|
Saygın
okurlarım,
Bazı kesimler ve
kurumlar bana kızabilir, bu normal bir davranış biçimidir…
Bilinen veya öngörülen
olayları yazmam, bazı olguları bozmuş veya yavaşlatıp güncellemeye sebep
olmuştur, şu andan sonra ne yaparsanız yapınız, Türkiye’de analiz yapan grupları susturamazsınız,
engel olmak için önce Türklüğü daha sonra şerefli olmanız gerek. Sizden kendine
sayın dedirten siyasetçilerden hep bir adım ilerde olacağız. Ben ve bizler sizler
gibi üç adım atıp bir adım geri gitmeyiz, kısaca bu satranç oyunu mehter
takımını yürüyüşüne benzemez, bu oyun bir vatan borcudur…
Ben mümkün
olduğunca duyduklarımı ve gördüklerimi elimden geldiğince sizlerle
paylaşıyorum, yalnız bende her bir düşünen hayvan gibi insanım, insanları diğer
canlılardan ayıran özelliği duyguları ve düşünme kabiliyetleridir…
Bu olgu
çerçevesinde bugün size bir hikâye aktaracağım…
Hikâye olgumuzla
bağlı olarak vatanımızda yapılan olguların ana hatlarını bölüm bölüm vermeye çalışacağız, bu çalışmada tabii ki sizlerin görüş ve düşüncelerinizde olacaktır...
Çekinmeden genel ahlak kurallarına uyarak yazının altındaki yorum yerine görüş ve düşüncelerinizi yazabilirsiniz...
Çekinmeden genel ahlak kurallarına uyarak yazının altındaki yorum yerine görüş ve düşüncelerinizi yazabilirsiniz...
Olumlu veya olumsuz düşünceleriniz bizi daha iyi ve doğruya götürecektir...
Şu anda siyaset üstü yayın yapıyoruz her siyaset gurubunun insanca davranıp yorum kabiliyetleri var ise, tarafsız siyasi olgunluğa ulaşmış kişilerin yorumlarını alabiliriz...
Fikir ve düşünce paylaştıkça önem taşır...
Bu olguda kalarak bölümleri takip etmenizi
öneririm…
Hikâyede geçmişe
bakarak bu günü belki geniş açı ile baktığınızda görebilirsiniz.
Her zaman yazdığım
olgular gibi “ben size balık vermiyorum, balık tumanın yöntemlerini
gösteriyorum”…
Aşağıda
anlatacağım hikâyenin geçek olup olmadığına sizler karar vereceksiniz…
Unutmamak
gerekir ki hikâyeler gerçek hayattan esinlenerek oluşur…
Bu iki kardeşin hikâyesidir…
Savaş ve Barış’ın
iki kardeşti…
Anlatılan rivayete göre bu kardeşler özel
hayatlarında devamlı birbirleri ile kavga ederlermiş…
Hikâyemiz 1978
yılında Türkiye’de bir büyük şehirde başlıyor…
1978 yılında
Türkiye’de o kozmopolitten şehirde bir çocuk doğar…
Adını o zamanki
şartlara uygun olarak da annesi, babası “Savaş” koyarlar…
Geçmişteki o
zaman tünelini içine girdiğimizde, Türkiye’de gömdüklerimiz şunlardı; tüm
gençler gençliklerin baharında ölüyor ve 20 yaşına varmadan genelde sokak kavgalarında,
ideolojik yönden ikiye, üçe, hatta aralarında fikir yönünden daha fazla olarak fraksiyonlara
bölünmüş veya dış güçlerin gençler içlerine soktuğu geçler gibi davranıp farkında
olmadan yönlendirmesi altında faaliyet gösterip bölündürülmüş gençleri
görüyoruz…
Bu gençlerin kimi
bu ideolojiyi ve bölüngü olgusunu bilimsel yönden fikir ve düşünce bazında
götürmek isterken…
Gençlerin fikir
tartışmasından ve fikir üretmesinden rahatsız olan kişiler kontrolleri atındaki
bu potansiyel gücü, kontrol altında tutmak için ve de bu fikirlerini
düşüncelerini konuşarak gençlerin kendi aralarında sorunlar hallede
bileceklerinden rahatsız olan kişilerde o zaman diliminde her zam olacakları
şekilde vardı.
Bunların adı ne
olursa oldun tek bir söz ile anılılar bunlar dış odaklar olarak bilmek kâfidir,
işte bu dış odaklar olguların oluşumlarını analiz edip düşünce şu sonuca
vardılar; ölüm fikrin yükleme bu
yanlışlığı fikir alış verişi ile gençlerin çözebileceğini fark ederek önlem
almaya başladıkları o zaman diliminde görülüyordu…
Bu önlemlerin
sebebi ise yapılan operasyonların bir
gün kendilerine karşı dönebileceğinden korkan dış odaklar tekraren kontrolü almak
istediler. Çünkü kontrolsüz güç güç olmamakla birlikte fikir ile beslenirse
karşı olumsuz düşüncelerde su üzerine çıkar diye planlarında revizyona geçtiler,
kısaca günün şatlarına göre güncelleme yaparak senaryolarını geliştirdiler…
Saygılar…
Bölüm Sonu…
Rogg & Nok
Genel yayın Yönetmeni
Cessur Demirali
GÜRSU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder