Pazartesi, Ekim 19, 2015

Rogg&Nok HaberNarko-Terör Ve Bağlantıları Ölümler yine geldi, Rüşvet verildi ama İki çıkar iki fark;Bozuk saat yılda bir kere doğruyu gösterir

Saygın okurlarımız,
Bu yazımı yine sabaha karşı gün ağrımadan yine yazıyorum, önümüzdeki hafta son derece kritik geçecek. Tüm halkımız son derece dikkat etmesi gerek her olguda her gördüğü veya görmediği şeylerden şüphe duyduğunda en yakın emniyet küvetlerine haber vermesi gereken olan bir haftayı yaşayacağız. Korkmayın siz korkutmak isteyen kişilerden bilhassa siyasetçilere güvenmeyin. Fakat kendinizi ve aileniz için son derece teyakkuzda olun Doğu illerimiz dahil tüm il ve ilçelerimiz oluşacak terör tehdidi ve tehlikesin altıda güveninizi öncelikle sizlerin sağlaması gerek. Bu şerefsiz hükümete güvenmeyin size ve ailenize yalan söylüyorlar, hatta bize bile güvenmeyin siz kendinizi kendiniz korumak mecburiyetindesiniz...
Şerefsizler ile satranç oynamak ne kadar zor olduğunu burada göreceksiniz…
Bu öyle bir satranç oyunu ki; her hamle birbirini takip ederken hileler ile oyun kuruluyor...
Dikkatli olunmaz ise oyun biden bire değişime uğruyor taşlar yer değiştirildiğini dikkatli olmaz iseniz görmeniz mümkün olmuyor, sanki bir yanılsama yani el çabukluğu ile taşların yerleri değiştiriliyor, hile ile savaş oyunu teröre bağlanıp oynanıyor…
Olacak olayları ve olguları tek biz mi tahmin ediyoruz?
Yoksa bu din sömürücü hükümet her kanalı susturuldu mu?
Kimsenin ön görüsü silahlı kuvvetlerimiz dahil kalmadı mı?
Dün gece sabaha karşı size bir yazı yazmıştım o yazımda “Diyorum ya yarını dünden gördün ve bugün sabaha karşı yazıyorum, daha gün ağarmadı ama biliyorum hissediyorum dini terör ve ırkçı narko-terör sabah için planlar yapıyorlar…
İşte bu tecrübenin ve terör örgütlerini yapısını bilmekle örtüşüyor, keşke yanılmış olsaydım ve mahcup olarak sizlerin karşısında olsaydım, ama yine haklı çıktım mı acaba?
18 Ekim 2015 saat 11.00 sularında Tunceli-Pülümür karayolunda yol kontrolü yapan askerlerimize saldırı yapıldı.
Ve de bundan sonra karar sizlerin diyerek haberlerimize devam ediyoruz…
Evet,
Bir grup çalışması yapıyoruz, siyaset yapmıyoruz…
Haberleri alıp irdeliyoruz sahada çalışan arkadaşlarımız ile diyalog kurarak teyit edip haberleri sizlere ulaştırıyoruz…
Hülya Topcu Almanya kısmında bildiriyor bu haberi aşağıda verceğim: Rüşvet verildi ama İki çıkar iki fark; 'Türkiye ve Almanya'nın beklentileri farklı 'HafenCity Üniversitesi'nden Türkiye uzmanı Dr. Yaşar Aydın'a göre Almanya Başbakanı, ziyaretiyle Erdoğan'ın konumunu güçlendirdi, algılama haberi verdi…
Bunu yanında muhalefetle görüşmeyerek demokratik müeyyideleri ulusal çıkarlara feda etti.
Haberi de bu haberimin içinde okumanızı arzu ediyorum çünkü benim ön gördüğüm şeylerin belirtisi satır aralarında olarak gizli mesaj olarak veriliyor…
Dün Sabah karşı bunları olacağını bildirmiştim bir ön görü olarak bunu yazmıştım; ve de saat 11:00 oldu bu ön görüm geçekleşti keşke yanılsaydım...
TSK saat 15:00: BASIN AÇIKLAMASI
TARİH: 18 Ekim 2015
SAAT: 15:00
NO: BA-83 / 15

Ne demiştim "daha gün ağarmadı ama biliyorum hissediyorum dini terör ve ırkçı narko-terör sabah için planlar yapıyorlar…"
Tunceli/Merkez Alacık bölgesinde yürütülen operasyonda; 18 Ekim 2015 saat 11.00 sularında Tunceli-Pülümür karayolunda yol kontrolü yapan unsurlarımızın geçişi esnasında, Bölücü Terör Örgütü mensubu teröristlerce önceden yola döşenen el yapımı patlayıcının patlatılması sonucunda iki kahraman silah arkadaşımız şehit olmuş, iki kahraman silah arkadaşımız ise yaralanmıştır. Yaralılar derhal helikopter ile hastaneye tahliye edilerek tedavilerine başlanmıştır.
Bizleri derin bir üzüntüye boğan bu menfur ve alçakça gerçekleştirilen saldırıda hayatlarını kaybeden kahraman şehitlerimize Allah’tan rahmet, değerli ailelerine, yakınlarına, Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarımıza ve Yüce Milletimize başsağlığı ve sabır, saldırıda yaralanan kahraman personelimize acil şifalar temenni ediyoruz.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
Saat 08:28 TSK açıklama yaptı... Biz bunu saldırıyı duyduktan sonra yaklaşık 45 dakika sonra ilk açıklamayı vererek olayı takip etmeye başladık ama hiçbir açıklama 15: 00 kadar gelmedi. Bu arda yine dünkü yazımda belirttiğim gibi ” Kapılardan Sızan ışıklardan size yani Türk halkına bazı haberleri vermeye bazı medya grupları uğraşıyor…
ayrıntıya burada girmeyeceğiz fakat Ankara katliamı ile ilgili hedef saptırmak amacı ile bazı tutuklamalar oldu bazılar serbest bırakıldı yine ben dün sabaha karşı yazdığım yazıda şunlar dikkat çekmiştim;
Almanya gibi diğer ülkelerin ve bizim ele geçirildiğinden emin olduğumu MİT gibi istihbarat elemanları niye Ankara katliamından önce ve 3 hafta ve sonrasında tam bir teyakkuz durumunda bulundurulan büyükelçilikleri yolu ile bu katliamın olacağını biliyorlar mıydı?


Müttefik ülkeler niye bu katliamın sorumluluğunu almıyor?


Bu katliam bizim iç sorunumuz mu?
Bu olgular olurken biz ise 13:44 " Modern kölelerin köle olmak için insan tacirleri tarafından önerilen yeni adresi Slovenya..." bu yazıyı arkadaşlarımız yazdı ve beklemeye başladık yazıyı yazmadan önce terör mühendislerinden bir misafir İstanbul’a saldır olayının olduğu saatlerde geldi tüm medya ona yoğunlaştı henüz resmi bir açıklama yoktu bu terör mühendisti alandan karşılandı ve yalaka ile görüşmeye gitti, tüm medya onun peşinde gidiyordu yolda kaza oldu haberi geldi, biraz konvoy durdu, kazanın oluş zamanı ile bağlantılı bir süreç başladı, bu arada haber yalakaya ulaştırıldı...
Saatler saaatleri kovalıyordu, Terörist mühendislerinin bolca bulunduğu Avrupa’dan gelerek Çalışma ziyareti kapsamında Türkiye’ye gelen sabaha karşı yorum yaptığım terör mühendislerinden bir Almanya Başbakanı Angela Merkel, Dolmabahçe’deki baş yalakalık ofisindeki Baş yalaka Ahmet Davuloğlu ile AB tarafından siyasi rüşvet vermek için bir araya geldi. Haberleri gündeme düştü…
Suriye’de süren savaş ve bunun sonucunda yaşanan AB kolunun desteği ile Batı ve doğu komite savaş komisyonunun yaptığı senaryo neticesinde insan tüccarlarının yardımı ile modern köle yapılacak insanların Terör mühendislerin AB kolunu yanlış Fizibilite çalışmaları neticesi kendilerinin yarattığı krizi Merkel’in gündeminde ilk sırada bulunuyordu.
Kendi partisi tarafından da ateş altında tutulan bu terör mühendisti olanlardan biri olan Merkel bu göstermelik ziyaretle Avrupa Birliği ile Türkiye arasında sözde müzakereleri süren köle krizi ile ilgili anlaşmayı tamamlamak istiyor gibi görünüyordu.
Merkel il sözde ana gündem maddesini Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ve kendilerini yarattığı yaşanan modern kölei krizi oluştururken, düzenlenen göstermelik ortak basın toplantısında Davuloğlu Alman Şansölye ile çok kapsamlı konuları ele aldıklarını söyledi. Haberleri algılam oarak verildi…
Ama kendisi ilk defa Dolmabahçe sarayına geldiği biliniyordu ve bu bilgisizliğini şu soru ile perçinledi. Bir yere turist olarak gidilse bile önceden bu gidilecek yer hakkında araştırma yapılır, bilgisiz terör mühendisti ise “Atatürk’ün son günlerinin geçtiği yer mi?” diye bir soru sorduğu belirtildi. Bizim yalaka ise “Burası eskiden Hizmetçilerin kullandığı alan” dediği söylendi, aslında doğruyu söyledi çünkü ancak Atatürk’ün yanında Hizmetçi olabileceğini aktarmış oluyor, derler ya “bozuk saat yılda bir kere doğruyu gösterir” iki hizmetçi bir arada Dolmabahçe sarayına konuştu…
Baş yalaka Ahmet Davuloğlu, “Geri Kabul Anlaşması, göçün yasal ve düzenli olması için bir çerçeve çizer ancak Geri Kabul Anlaşmasının olabilmesi için aynı zamanda da Türk vatandaşlarına Schengen uygulamasının başlaması lazım. 2017 için planladığımız bu konuyu 2016 içinde gerçekleştirmek için tabii tek başına Almanya değil, AB ile birlikte, ciddi bir çalışma yürütüyoruz. Ümit ederiz ki 2016 Temmuzu itibarıyla hem Geri Kabul Anlaşması hem de Schengen vize uygulaması aynı anda devreye girer.” Siyasi rüşvet almak için sözde bu şeklinde konuştu. Algılama haberleri de verildi. Fakat kapalı kapılar ardında konuşulanlar ilerde dikkatli davranırsak meydan çıkacaktır, niye Ankara değil de İstanbul’a geldi sabaha karşı yazdığım yazıda “Misafirimiz kendilerinin kendi istihbarat güçlerini kullanarak organize ettikleri narko-terör PKK örgütü ve yukardaki söz ettiğimiz laboratuvar ortamında hazırladıkları dini sömüren terör örgütü İŞID ile gizli veya açık bağlatılanlarından ne kadarı Almanya üzerinden organize edildi bunlardan haberi var mı bizim misafirimizin?” diye soru sormuştum, şu soruyu da sormuştum “Almanya gibi diğer ülkelerin ve bizim ele geçirildiğinden emin olduğumu MİT gibi istihbarat elemanları niye Ankara katliamından önce ve 3 hafta ve sonrasında tam bir teyakkuz durumunda bulundurulan büyükelçilikleri yolu ile bu katliamın olacağını biliyorlar mıydı? ” acaba bu sorularla ilişki kurla bilir mi diye de soruyorum?
Bu terör mühendislerinden bir ve bu gün misafir olan bayan Başbakan Angela Merkel ise Türkiye-AB ilişkileri dahil pek çok konuyu göstermelik olarak arka kapılarda verilen ve alına rüşvetlerin belirlenmemesi için bu ilişkilerin göstermelik olarak ele aldıklarını söyleyerek, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde 17. fasıl olan ekonomik ve parasal politikaların müzakerelere açılmasını istediklerini kaydetti.
Merkel toplantı sonrası Asıl baş hain olan reis ile Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkünde bir araya geldi.
İşte o ham haber…

İste bunun detayını yine Almanya’dan Hülya Topcu Alman politikası olgusu ve algılama haberi olarak şöyle verdi; Almanya Başbakanı Angela Merkel Türkiye'yi ziyaret ederek önce Başbakan Ahmet Davutoğlu, ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la biraraya geldi. Merkel'in ziyaretinde, mülteci krizi, Türkiye-AB ilişkileri, Türk vatandaşlarına vize muafiyeti sağlanması ve Ortadoğu'daki gelişmeler ön plana çıktı. Almanya'da Sol Parti ve Yeşiller, Merkel'in ziyaretini 1 Kasım seçimlerinin hemen öncesine denk gelmesi nedeniyle eleştirdi. Hamburg HafenCity Üniversitesi'nden siyaset bilimci, Türkiye ve göç uzmanı Dr. Yaşar Aydın, Merkel'in Türkiye ziyaretiyle ilgili olarak sorularını yanıtladı.
Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Türkiye Başbakanı Davutoğlu'nun verdiği mesajları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Dr. Yaşar Aydın: Bence farklı beklentiler söz konusu. Merkel'in hedefi, Almanya'ya mülteci akınını durdurmak. Bunun için de Türkiye ile işbirliğine ihtiyacı var. Bu bağlamda mültecilerin Türkiye'ye girişlerinin zorlaştırmasını istiyor. Çünkü Türkiye hala açık sınır siyaseti uygulamaya devam ediyor. Suriye vatandaşlarına, birçok Arap ülkesine vize uygulamıyor. Şimdi Merkel'in beklentisi, Türkiye'nin girişleri ve çıkışları sınırlandırması. Türkiye'nin ise beklentisi çok farklı. Türkiye mülteciler konusunda külfetin azaltılmasını istiyor. Türkiye'de 2 milyondan fazla Suriyeli var ve ‘Bu külfet sadece benim omuzlarımda, paylaşmamız gerekir' diyor. Bir de Türkiye bu konuyu bir fırsat olarak değerlendirip, AB konusunda kendisine bir perspektif sunulması, AB zirvelerine katılmayı ve yeni fasılların açılmasını istiyor. Yani Türk hükümeti seçimlerden önce vatandaşlara şu mesajı vermek istiyor: AB ile ilişkiler düzelecek. Bölgeye de Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin düzeleceği mesajını vermek istiyor. Çünkü Türkiye Avrupa Birliği'ne girme perspektifi olan bir Türkiye'nin, o bölgede çok farklı olanaklara sahip olacağını biliyor. Türkiye son yıllarda zarar gören prestijini düzeltmeye çalışıyor. Merkel ve Davutoğlu'nun amaçları çok farklı. Hükümet iç politikada sıkışmış durumda. Kürt meselesinde çözüm, sonuç vermedi. Dış politikada çok ciddi problemler var, başarısızlık söz konusu. Türk hükümeti Merkel'le bir anlaşmaya vararak, bu durumu telafi etmeyi istiyor.”
Merkel, Türkiye'nin AB ile mülteci planı konusunda uzlaşma sağlamasının hemen ardından Türkiye'yi ziyaret etti. Alman medyasında, ‘Merkel Türkiye'nin verdiği sözlerin ne kadar güvenilir olduğunu yerinde öğrenmek istedi' şeklinde yorumlar yapıldı. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu yorumları?
- Dr. Yaşar Aydın: Almanya ve Türkiye arasında yıllardır süren bir güven krizi var. Polemikler oldu. Bu, Gezi süreciyle su yüzüne çıktı. Siyasi konularda anlaşmazlıklar var. Almanya'da 3 milyona yakın Türkiyelinin olması ve bu insanların Alman hükümetinden farklı beklentilerinin olması, Türk-Alman ilişkilerini zorlaştırıyor. Örneğin Yeşiller Partisi'ne oy veren Türkiyeliler, antidemokratik uygulamalar olduğunda Alman hükümetinin Türkiye'ye daha sert eleştiriler yöneltmesini bekliyor. Diğer taraftan muhafazakar bir seçmen grubu var. Onların beklentileri farklı. Yani Merkel'in Türkiye'ye yönelik politikası sadece dış politika değil, aynı zamada içe dönük de bir politika. İçeride belirli gruplara da mesajlar vermek zorunda. Bu da Türkiye-Almanya ilişkilerini daha da çetrefilli bir hale getiriyor.
Merkel Türkiye'de seçimlere kısa bir süre kala ziyaretini gerçekleştirdi. Almanya'da özellikle Sol Parti ve Yeşiller Merkel'in ziyaretini eleştirdi. Yeşiller eş Başkanı Cem Özdemir, ziyareti “Erdoğan'a seçim yardımı” şeklinde nitelendirdi. Nasıl değerlendiriyorsunuz bu eleştirileri?
- Dr. Yaşar Aydın: Seçim yardımı olmasa da ziyaret, Erdoğan'ın pozisyonunu güçlendirmiş oldu. Sonuçta seçim öncesi Erdoğan'la görüşüyorsunuz ve Cumhurbaşkanı tartışmaların odak noktasında. Türkiye'de "Yürütmenin başı kim? Erdoğan'ın yetkileri ne?" tartışmaları var. Çünkü yetkilerini aşan bir Cumhurbaşkanı söz konusu. Ve böyle bir Cumhurbaşkanını ziyaret ediyorsunuz. Şunu biliyoruz ki, dış ziyaretler her zaman prestij sağlar. Bu nedenle Merkel'e yöneltilen eleştirilerde biraz haklılık payı var.
Muhalefet partilerinden CHP ve HDP, Merkel'in kendileriyle görüşmemesini eleştirdi. Haklı mı bu eleştiriler?
- Dr. Yaşar Aydın: Evet eleştirilecek bir nokta bu. Bu durum Merkel'in ziyaretinin, hedefini elde etmeye yönelik olduğunu gösteriyor. Merkel Davutoğlu ve Erdoğan'la görüşmelerinin iyi geçmesi için muhalefetle görüşmeyerek bir taviz vermiş oldu. Bu durum Alman dış politikası açısından bir sorun teşkil ediyor. Çünkü Almanya Türkiye'deki antidemokratikleşmeyi epey eleştirdi. Şimdi kendi çıkarları söz konusu olunca bundan geri adım atmasını, Erdoğan'la görüşmesini, bir hayli problemli buluyorum. Muhalefetle de görüşmesi gerekirdi. En azından ana muhalefetle görüşmesi gerekirdi. Çünkü Türkiye parlamenter bir sisteme sahip ve bu sistemde ana muhalefetin özel, kurumsal bir yeri de var. Muhalefetle görüşmesinde 'seçimlerin adil bir ortamda yapılmasını ve seçim sonuçlarının kabul edilmesini bekliyoruz' deseydi, daha inandırıcı olurdu. Demokratik müeyyideleri, ulusal çıkarlara feda etmiş bir politikacı haline geldi. Bundan sonra Türkiye'ye yapacağı eleştiriler yara aldı. Türkiye'yi eleştirirse biri çıkıp, ‘Siz kendi çıkarlarınız söz konusu olunca bütün bunları bir kenara ittiniz ve sadece Başbakan ve Cumhurbaşkanı ile görüştünüz' diyebilir. Merkel Başbakan, partisi hükümette olmasaydı, CDU Genel Başkanı olarak çıkıp, örneğin ‘AKP'yi destekliyoruz' diyebilirdi. Ancak hükümetteyken gerçekleştirdi bu ziyareti.”
Derleme ve haber analisti: Cessur Demirali Gürsu
Rogg & Nok ANTİ-TERRORİSM Araştırma Grubu

Hiç yorum yok: