Pazar, Aralık 25, 2011

2000-2011 ve devamında ben hiç susmadım ki !! -87- " DÜNYA ÜZERİNDEKİ GİZLİ UYUŞTURUCU TRAFİĞİ "

2010
DÜNYA ÜZERİNDEKİ GİZLİ UYUŞTURUCU TRAFİĞİ

Mossad kontrollü uyuşturucu trafiği ve kokain baronları...

1-E. Kopp İsviçre eski Adalet Bakanı

2-Noriega, eski Panama Diktatörü

3-Uyuşturucu üçgeninin generali Kuhn

4-5-6 Medellin Karteli'nin üç ünlü ismi: Carlos Lehder, Pablo Escobar, Jorge Ocha

Yediot Aharonot gazetesi 1989 Nisan'ından itibaren İsrail askerlerinin Medellin Kokain Karteli'nin hizmetinde olduğunu doğruluyor. Ama Şamir Hükümeti bu kişilerin çalışmalarını engellemek için hiçbir girişimde bulunmadı.
1988, Ağustos başında Amerikan televizyonu NBC, İsrailli askerlerin Medellin Karteli'nin baronlarını eğittiğini ve silahlandırdığını söyledi. Bu kartel, kokain dönüşümünün ve dağılımının ABD'ye gidişini kontrol ediyor. İsrail basını bu haberleri baştan savıcı şekilde ele alıyor. Örneğin 30 Ağustos 1988 sayılı Jerusalem Post, Kolombiya bağlantısından çok basitçe bahsediyor.

Aldo Moro'nun öldürülmeden önce Kızıl Tugaylar tarafından çekilen fotoğrafı. Fotoğrafta da görüldüğü gibi Kızıl Tugayların amblemi birçok terör örgütünde olduğu gibi 5 köşeli yıldız.
Olay daha büyük boyutlardadır. Puerto Boyacio'da Acdegam isimli bir Köylü ve Çiftçi Birliği kurulmasını bizzat Medellin Karteli teşvik eder. Bu grup Escobar ve Jose Gonzalo Rodriguez tarafından finanse edilen gerçek bir özel ordudur. Kolombiya ordusuyla çok yakın ilişki içindedir. Zaten bu ordu da Kartel'in içine kadar işlemiş. Ayrıca B2 gibi gizli servislerle de bağlantılı. Bu ordunun görevi silah zoruyla halka, özellikle coca üreticilerine boyun eğdirmek. Acdegam'ın askerleri, yani 'Sicarios'lar çok iyi silahlandırılmışlar. Onlar Kolombiya'daki katliamların çoğundan sorumlular.

Devlet içinde devlet olan vurucu timi oluşturuyorlar. Medelin tarafından kurulan bir partiyi de oluşturan yine onlar, bu partinin adı ise Morena (Mouvement de Renovation Nationale)
Gonzalo Rodriguez Gocha'nın milisleri Orta Amerika ve Kolombiya'da yerleşmiş pek çok İsrailli grup gibi aynı tip ihtiyaçları karşılıyorlardı. Bu görevlerin sosyal amacı 'Private Security Training' şirketinde tüm açıklığıyla dünyaya tanıtılıyordu.

Bu şirketlerden bir tanesinin yöneticisi Albay Yair Klein'dı. 1987'de Kolombiya hükümeti onu Hod Hahanit'in sosyal servisine göreve çağırmıştı. Ama olay sonuçlanmadan Yair Klein başka bir İsrailli albayla karşılaşır. Mario Shoshani... Bu kişi Adnan Kaşıkçı'ya, Gaith Pharan'a ve Akram Ojjeh'e çok yakındı. Kaynaklarımıza göre Shashani, Latin ve Orta Amerika'da operasyon yapmak isteyenlerin mutlaka geçmesi gereken bir durak. Onunla ortak çalışan kişiler ise Bissah Ben Or, Mika Harari, General Ze'evi ve Amiram Nir (Lübnanlı Yahudi iş adamı).
Shashani vatandaşı Albay Klein'i, Kolombiya hükümetinin servisinde kalmaktansa, ACDEGAM adlı milis formasyon okulunu yönetmek için ikna etti.

Aldo Moro, Moshe Dayan ile yaptığı bir görüşme esnasında.
Antrenman kampı Puerto Boyacio yakınlarında Fantaisie adalarında yapıldı. 9 haftalık çalışma 3 bölümden oluşuyordu. Yair Klein, ABD'deki nakit 800.000 doları alıyordu. Bu çıkarma Kolombiya ordusundan Albay Luis Boharquez tarafından desteklenmişti. Eğitmenler arasında İsrailliler, Almanlar, İngilizler ve Güney Afrikalılar vardı.

Medellin Karteli'nin milislerini silahlandırmak için İsrailliler aracı oluyorlardı. Bu yönde Miami çift taraflı bir pompa görevini görüyor: Orta ve Güney Amerika'ya giden silahlar buradan yola çıkıyor: narkodolarlar en son buraya ulaşıyor. Örneğin 1989 Temmuzun'da Miami gümrükçüleri Medellin'e giden 3 silah konvoyunu durdururlar. Konvoyda 2 Kolombiyalı, 1 İsrailli, David Kanduiti vardır.
Bush hükümetinin Medellin Kartelin'e savaş açması üzerine, kamuoyuna yansıyan Fantaisie adası olayı sebebiyle, İsrail basını hükümetine hesap sordu. Şamir, İsraillilerin bu tip şaibeli olaylara katıldığına dair haberler duymanın üzücü olduğunu söyledi, İsrail hükümetinin dünyanın dört bir yanındaki olaylardan sorumlu tutulamayacağını ekledi. Ama İsrail'de yayınlanan Yediot Aharonot gazetesinin Kolombiya'ya gönderdiği özel temsilci (27 Ağustos 1989), Kolombiya gizli servislerinin 1989 Nisanı'nda İsrail hükümetine bir rapor gönderdiğini yazdı. Bu raporda İsrail askeri gruplarının uyuşturucu baronlarının servisinde çalıştığı konusunda hükümeti uyarıyordu. Aharonot, Şamir hükümetinin bu hareketi durdurmak için hiçbir çalışma yapmadığını da ekliyor.

8 Eylül 1989'da İsrail Radyosu Yair Klein'ı 'izinsiz Know-How ihracatı' yapmakla suçlar. Klein eğer suçlanırsa ülkesinin çok üst düzey sorumluları hakkında başlarına iş açacak açıklamalar yapmaktan çekinmeyeceğini söyler. Yediot Aharonot ve Hadashot gazeteleri Klein'ın söyleyeceği şeylerin gerçek anlamıyla bir bomba olduğunu yazarlar.
Yair Klein, kendisinin sadece Mario Shoshani'nin yardımcısı olduğunu söyler. Onun Fantaisie adasındaki tüm olaylardan sorumlu olduğunu da söyler. Ayrıca, Shoshani'nin arkasında İsrail'in en ön plandaki insanlarının saklandığını bildirir.

Londralı kaynaklara göre İsrail bağlantısının içindeki önemli kişilerden biri Şamir'in partisi Likud'un Knesset'teki milletvekili, eski askeri güvenlik sorumlusu Yehovshova Saguy'du. Saguy'un Kolombiya'da silah satışında uzmanlaşmış bir şirketi vardı.
70'lerin başından beri İsrail Orta ve Latin Amerika'daki birçok orduya, teknik ve güvenlik açıdan, gerillalara karşı savaşta yardım etti. Silah yardımları düzenli olarak yapılıyordu. Bunların büyük bölümü 1982'de Beyrut'ta Filistinlilerden alınan silahlardı.

26 Ağustos 1989 tarihli Hadashot gazetesine göre Kolombiya'daki 20 İsrailli şirketten sadece 6 tanesinin yönetim yetkisi vardı:
ISDS: İstihbarat-Anket, Leo Wagelser yönetiyor.

Katlab: Yosef Lenjosky yönetiyor.
Unknown: Abraham Shafaratz

Chaiden: Sholomo Koris

Atlas: Moshe Basr (Mokky)

Altıncı şirketi yönetenin adı bilinmiyor. Yair Klein'ın adı ise geçmiyor.

Tüm bu olaylar İsrail hükümetinin ticari ününü etkilemiyor. Medellin milisleri olayı patladığı sırada, Israel Aircraft Industries Kolombiya'ya 13 avcı uçağı (Kfir) satmıştı. Kontrat 6 Ekim 1988'de İsrail'de Kolombiya Savunma Bakanı General Rafael Molina tarafından imzalanır. 5 gün sonra Şili'ye 12 Kfir satılır. Bu satışları İsrail'in aşırı sağ partisi Moedet'in lideri Rhovam Ze'evi sağlamıştır. Bu ikisinin ortak özelliği Latin Amerika'da karanlık işlere bulaşmış olmalarıdır." (Arabies, Ekim 1991, Le mensuel du monde Arabe et de la Francophonie)
Doğudan gelen uyuşturucu tacirleri bu Kaos ortamından pay almak istiyordu, ilerde bununu adı Narko-Terör diye anılacak yeni bir oluşum başlıyordu ve terörizmimle narkotik ( uyuşturucu) birlikte bilinecekti, bu yüzden PKK’nın güçlenmesi şarttı, uyuşturucu geçiş yoları ancak böyle güvence altına alınabilirdi.

Bütün bunları yöneten küresel güçlere bağlı istihbarat ajanları ve Aktörler ülkenin her yerine konuşlanmıştı, şimdiki zaman diliminde olduğu gibi…
Geçmişini unutan bir millet geleceği kuramaz…

İşte bu gün bize bunu yaptırıyorlar hem yakın hem de uzak geçmişimizi unutturmaya çalışıyorlar, Ülkemiz her zaman böyle oyunlara muhatap olacaktır ve bunu hâlâ biz umursamıyoruz…
1970-1980 yıllarında İstihbaratta çalışacak kişiler özenle seçiliyordu, bu kişiler yönlendirilebilecek ve ilerde bazı operasyonlarda ön saflara veya stratejik bölgelerde görev yaptırılacak olması kişi bazında önemli bir faktördü. Bunları yetiştiren kişiler doldurma bilgilerle eğitilmiş milliyetçi geçler arasından seçiliyordu. Diğer tarafta ezilmiş halkı temsil eden sosyalist eğilim gençler içinde plan ve projeler vardı, bularda genç ve kanı kaynayan kişilerdi devamlı bunlar her zaman tahrik ediliyor ve Türkiye’nin kitlesel psikolojik tablosu ortaya çıkıyordu, ilerde bu psikolojik tabloya göre senaryolar güncellenecekti, olaylar onlar üzerinden yürütülüyordu…

Mağdur ve mağduriyet politikaları 1970-1980 yıllarında deneme süreci içinde değişik biçimlerde denendi, günümüzde bu Türban olarak önümüze çıkmaktadır…
Yukarıda belirttiğim gibi 1970-1980 yılları arasın oluşumlarını tamamlayan umursanmayan gizli örgütler ile devlet içinde devlet olmaya kalkışanlar dar bakış açılarıyla devlete hâkim olmaya çalışıyorlardı.

İşte 1970-1980 yıllarında dış istihbaratlar Kürt ve Kürtçülük tanımını yaymaya da özen gösteriyordu, din ve dinci kesim ise yine yer altında çalışmalarına devam ediyor ve dış istihbaratlardan gelen talimatlar doğrultusunda hareket ediyorlardı, yukarda değindim gibi seçilen ve seçilmek üzere olanların başında Fethullah Gülen ve cemaat üyeleri vardı, bu kesim kendini çok iyi kamufle ediyordu, sonradan okullar ve eğim kurumları bile açacak ve halkın sempatisini kazanacaktı, ileriki dönemlerde tüm cemaat üyeleri belli bir program içinde devletin her bölümüne özellikle stratejik ve ekonomik, eğitim bölümlerine sızacaktı ve kendini hiç belli etmeden gelen emirleri uygulayacaktı, bunu da din kisvesi altında yapacak fakat kendini belli etmeyecekti…
Bölünme operasyonunda Fethullah Gülen ve cemaatine çok ihtiyaç duyulacaktı, bunun yanında Almanya’da faaliyet göstermesi gerekliydi çünkü çok sayıda Türk göçmeni Almanya’da bulunuyordu ve Türkiye’ye döviz akışı bu ülkeden oluyordu ekonomik yönden bu akışı kesmek veya başka yönlere kaydırmak gerekiyordu. Böylelikle Türkiye’yi ilerde ekonomik yönden dar boğaza sokulabilirdi. Bunun yanı sıra Türkiye’deki ılımlı İslam topluluğunu yaratan Fethullah Gülen ve cemaatine taraftar kazandırmak için ters ve düz istihbarat olguları senaryo içinde senaryo yazmaya başladılar. Bu olgular daha sonradan AKP iktidara gelmeden ve geldikten sonra kamuoyunun iyi bildiği Cemalettin Kaplan tarikatının yaptığı hareketler ve sonuçlarına göre senaryo güncellenecekti. Birde yukarda belitliğim son derece önemli bir para potansiyeli olan Alman Türklerinin paraları çok büyük ekonomik boyutları vardı. Bu paraları ikiye bölmek ve yeterli bir miktarını silahlı eğiti yapan PKK ya belli bir miktarını Türkiye’deki siyasi oluşumun eline vermek gerekirdi. Bunu yasal yönden legal yolar ile yapmak içinde yine iyi bilenen Deniz feneri oluşumu 1970-1980 yıllarda senaryoya konulmuştu sahnelenmek için Türkiye’de din kökenli bir partinin iktidara gelmesi bekleniyordu. Oluşum her yönü ile doğru gidiyor ve beklemekten başka bir olgu 1975-1980 döneminde yoktu ve olgunun doğru yürümesi için her türlü ekonomik sosyal yönden Türkiye’nin sıkıştırılması gerekliydi ve buda yapılmıyordu…

12-09-1980 olmuştu olgular tamam şimdi oluşumlar onaylanmalıydı…
Devlet ise sağ veya sol görüşlü kişilerden,   birilerini seçtirilmek için yapılan yanlış siyasetler yüzünden zorunlu olarak dış istihbaratlarla bağlı bir emniyet istihbarat teşkilatı organize etti…
Bu oluşumun geleceği gestapo oluşumu olması için hazırlanıyor, günümüzde görüldüğü gibi dinleme ve sebepsiz veya uydurma sebeplerle habise atılan ve çıktığında veya sonrasında kendin öldürdü diye yayın yapmaya zorlanan medya gurupları hazırlıkları 1970-2000 li yıllarda yapılmıştı milenyuma giren Türkiye’nin durumu bu idi…

Yukarıda belirttiğim seçme olan kişiler şu anda bile faal durumda, istihbarat örgütlerinin kullandığı ve zamanı gelince faaliyete geçmeli emrini bekleyen yetiştirilmiş milliyetçi kesim olan gençle şu anda baba ve anne olarak aramızda…
Tarih tekerrürden ibarettir, işte bende iki önceki yazdığım yazıda bulunan bir bölümü size tekraren yazacağım…

İllaki iyi şey kopya edilmez kopya olan şeyler teknoloji ile görünmez yapılabilinir, işte bakış açınızla bu olayı görebilirsiniz.

NAZİLER günlerden bir gün bir papazı almaya gelirler, o papaz o günlerde ünlü sözlerini söylemiştir:

Önce Yahudileri götürdüler, sesimi çıkarmadım, “Ben Yahudi değildim” . 
Arkasından aydınları götürdüler,  sesimi çıkarmadım, “Aydın değildim”.

Sonra muhalefeti götürdüler, sesimi çıkarmadım, “Muhalefet değildim”.
Peşinden Çingeneleri götürdüler, sesimi çıkarmadım,“Çingene de değildim”.

Peş peşe demokratları, sosyalistleri, liberalleri götürdüler, sesimi çıkarmadım, “Çünkü hiçbiri değildim”.

En sonunda beni götürmeye geldiklerinde etrafıma bakındım, gördüm ki;  “ses çıkartacak kimse kalmamıştı...''
İşte faşizm böyle geldi benim canım memleketime….

Beyin fırtınası bu olmalı…

Ben Cessur Demirali Gürsu, siz sizi, sayın sayınları, saygın sagınları görüyor musunuz?
Bu toz dumanda bilmiyorum ama ben Cessur Demirali Gürsu olarak  olguyu böyle görüyorum ve de susmuyorum…
Saygılar…

Rogg & Nok Genel Yayın Yönetmeni 

Cessur Demirali Gürsu   

Hiç yorum yok: