Pazartesi, Ağustos 20, 2012

H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A (İnanıyorum)


H. M. Y. S. M. V. B. S. B V. M. K. A.


Birinci Bölüm, ikinci Kısım, Yedinci Anlatım, Sözcük Sayısı 1593


Halk Olma Olgusu Ve İsyan Kokusu


(İnanıyorum)





Saygın okurlarım,


Dikkat dikkat ve bir daha dikkat…


Türkiye nereye gidiyor fark edin, düşünün, hissedin ve önlem alın…


Olgular benim yazdığım biçimde istemesem de oluşuyor, ben uyarıyorum, okuyan okuyor okumayan uyuyor…


13 Ağustos 2012 Pazartesi saat 8:30


Benim haber kanalımda benim imzam ile çıkan yazıda 9 Ağustos 2012 Perşembe günü saat 8 sıralarında İzmir Foça’da bir askeri araca saldırı yapıldı, haberini irdelerken hafta başından veya olaydan sonra olacaklar hakkındaki ön görümde şunu dile getirmiştim ve belirtmiştim…

Ön görü olarak 3 veya 7 gün zarfında yedi başlı yılanın bir başka başı bir yerde yine yukarda belirttiğim hücrelere bağlı terör eylem veya terörist eylemlerde daha süreli olabileceğinden şüphe duyuyorum…


13 Ağustos 2012 Pazartesi saat 19:00 suları…


CHP Milletvekili Hüseyin Aygün kaçırıldı veya olgu öyle gösterilmek istendi irdeleyelim…


Fotoğrafa ilk bakışta:


İşveren, iş üreten ve çalışanlarla ile üretime katılmayan kişilerle birlikte konuşan veya konuşmayan düşünen hayvanlar dediğim vatandaşlarla seçilmiş olan bir düşüne hayvan kısaca milletlin vekili sıfatı ile görüşmek amacıyla sabah saatlerinde Tunceli'nin Ovacık İlçesi'ne gider.


Buraya kadar gel bir Fotoğrafa batık şimdi yavaş yavaş geriye çekilip Fotoğrafa bakış açımızı açıyı genişleterek bakalım:


Tunceli'nin Ovacık İlçesinde birde bulunan terör örgütlerine yardım eden dış ve Türkiye’de kurumlaşan istihbarat olanakları son derece iyi çalışan PKK terör örgütü mevcuttur…


Bu hücresel istihbarat örgütü henüz tam manası ile çökertilemediğini CHP Milletvekili Hüseyin Aygün herhalde söylenmedi veya değişik yollardan ima edildi, bakın ne iyi niyetle olaylara Fotoğrafa bakış açımızdan yaklaşıyoruz…


Açımızı sabit tutarak Fotoğrafa bakışımıza devam edelim:


Olgumuz şimdiye kadar iyi niyetle devam ediyor ya ama bizim CHP Milletvekili Hüseyin Aygün bunu uyarıları umursamadı çünkü o büyük bir milletlin milletvekili idi, CHP’ye son derece bağlı bir milletvekili idi ve her yer girip çıkabilirdi o nedenle Tunceli'nin Ovacık İlçesi'ne gitmişti…


Açımızı genişletmek için biraz daha geriden Fotoğrafa bakalım:


O zaman diliminde ve olaydan yaklaşık sonraki 20-38 saat içinde bakın Fotoğrafta neler oldu…


·         Haklı olarak korkmadığı hükümetin yanında olduğunu bizim CHP Milletvekili Hüseyin Aygün zanenneti ve inanarak bu istihbarat olanakları Türkiye’den kuvvetsiz olduğuna hepimiz gibi oda inanmıştı…


·         Kaşısın da küçümsediği veya küçümsediğimiz PKK örgütü vardı bu şerefsiz örgüt bizim CHP Milletvekili Hüseyin Akgün’e bir şey yapmazdı veya yapamazdı zaten sonraki beyanlarında bunu doğrulayıcı bir söz söyledi “ARKADAŞLAR” dedi…


O arkadaşlar yani şerefsiz PKK militanları  neler yaptılar ülkeyi nasıl meşgul edip asıl olgudan bizi uzaklaştırdılar Açımızı sabit tutarak Fotoğrafa dikkatli bakalım:


Yukarıdaki 20-38 saat zarfında ki olguyu fotoğrafa görüş açımızı genişleterek bunu analiz edebiliriz…


 CHP Milletvekili Hüseyin Aygün'ün yolu dönüşte saat 19.00 sularında Ovacık karayolunun otuz beşinci kilometresinde ilk baştaki söylemlere göre iki kişilik PKK'lı denilen ve düşüne hayvan profiline uyan terörist grup olarak tabir edilen insan veya onlara yardım ve yataklık eden hücre elamanları tabir ettiğim varlıklar tarafından yolu kesilerek kaçırılmıştır veya öyle düşünmemiz sağlanmıştır.


14 Ağustos 2012 yalnız son olgudan yaklaşık 20-38 saat sora..


CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün, kaçırıldığı yere çok yakın bir mesafede bulunan Torunoba köyü yakınlarında yukarıdaki ve gene önceki yazımda bol bol bahsi geçen hücre elemanları tarafından serbest bırakıldı.


Fotoğrafa dikkatli ve artık mantıklı bakmanın zamanıdır:


Bu hücre elemanları CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün oradan geçeceğini nasıl haber aldılar, bu tesadüf ise de “ bırak “ emrini kimden aldılar, bu arkadaşımız yani CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün bir asker, bir subay veya bir güvenlik gücüne bağlı bir kişi olsaydı böylemi bırakıldı?


İnanmıyorum ama demokratik hukuk devletinde yaşıyorsak, Bu soruyu da sormak benim ve şehit yakınlarının hakkı…


Yoksa bu hüre elemanları TBMM ne saygı duyuyorlar da bu Millete saygı duymuyorlar mı?


Saygı duymalarının nedeni sayın denilen kişiler için mi geçerli?


Bu soruları cevaplarını da halkımız ve ben bekliyorum…


Cevap verecek yürekte olduklarına da inanmıyorum buna rağmen yazıyorum…


Bu 20-38 saat içinde Türkiye’nin ilk patisi ve milletvekili kaçırılan veya öyle gösterilen CHP TBMM acil toplantıya çağırdı, BDP ordaydı MHP ve AKP yoktu sora toplantı yapacak milletvekilleri sayısı az olduğundan yasalar gereği tartışmalar sonucu meclis oturumu kapatıldı tabii ki bunu tüm medya organları bir başarı gibi sundular…


Evet,


Başarılı bir operasyonun sonucu bu olabilir mi?


İnanın midem bulandı…


Bu partilerin birbirine sözde konuşarak, kısaca tabir doğru ise laf atarak, kadınları hamam kavgası veya mahalle kavgası biçiminde, söz diyaloglarını ve atışmalarını tabii ki reytingler artı en hoşa giden kareler medya tarafından yayınladı.


Halk bunları dinleyince kapalı kapılar ardında olan olayları ve görüşmeleri  unutup hangi tarafın galip geleceğini düşünmeye başladı.


İşte bizler ulaşamaz dediğimiz, küçümsediğimiz dış istihbarat olgusu bunu yapmayı da başardı,  her çıkan başka bir şey söylüyordu, yorumlar birbirine giriyor, reytingler artış gösteriyordu, haber kanalları yarış içinde kimin ne söylediğini yetiştiriyordu, doğru söylevler bile dinlenmiyordu…


Bu arada hüre elemanlarına talimatlar veriliyordu…


Bu talimatlar nasıl verildiği kimsenin umurunda bile değildi...


Neyse CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün birilerinin talimatı ile serbest bırakıldı, o birileri kimdi ve bu 48 saate ve son saatler yakın milletin vekili bırakılmadan önceki 7 saate nasıl, kimlere tarafından talimatlar nasıl ulaştırıldı?


Asıl çözülmesi gereken soru bu…


15 Ağustos 20012 iftardan önce


Bizim MİT devreye girmişti ve 15 Ağustos 20012 tarihinde bizim MİT’in sözcüsü sayı denilen düşüne hayvan H.F topladığı belgeleri yine sayın denilen daha büyük düşünen hayvan olan R. T.  E. İftardan önce getirip gösterdi.


Bu gösteri nedense herkesin bilgisi dahilinde belgeler gösterildi, belgelerden zaten büyük düşünen hayvan olan R.T.E’nın bilgisi veya tahmini olduğuna eminim, bence bunları bıyık altından güler dinlemiştir.  Hani bir zaman diliminde konuşmasında şehitlere kelle terörist başına sayın diyen bir kişi böyle davranır zannederim, gömlek değiştirir gibi fikir değiştiren ve kendi fikirleri olmayan kişi bir adamsa, bu adam yedisinde neyse yetmişinde de odur derim…


MHP ve AKP Aynı oyunun içinde rol almasa da ters, yüz denilen politikalar yapmaları için aynı taraf tarafından yönetildiği aşikârdır. A.G’ün Cumhurbaşkanı seçerken takındıkları tavırları ile şimdiki tavırları aynı burada da yazarım, MHP sözcüleri ve lideri sayın denilen düşünen hayvan D.B’de bir adamsa, bu adam yedisinde neyse yetmişinde de odur derim…


Yine bu arada Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün CHP lideri K.K tarafından Ankara’ya çağrıldığı fakat  Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün o gün itibarı ile  Ankara’ya gitmeyeceği haber kanallarına düştü buda milletin vekilinin sayın denilen Hüseyin Aygün’ün istifa söylentilerinin artmasına sebep olmuştu…


Bir ulus kendi seçtiği milletvekilini şerefsiz PKK terör örgütüne kaçırtıyorsa ve onu koruyamıyorsa ben artık bir şey yazamam demek ki bizler halk olma olgusunu unutmuşuz…


Sayın denilen Hüseyin Aygün ile sayın denilen K.K’nun arasındaki bu gerginlik o gün itibarı ile kaçırıldığı veya öyle göstermelik kaçırma olgusu ve söyleyemeyeceği bazı şeylerin olduğu için olabilir diye iyi niyetle düşünebilirim sizlerde öyle veya böyle artık olguları düşündüğünüzden de eminim…


O gün itibarı ile Tabii ki bu konuda senaryo yazmak kolaydı ama bilinen bir şey vardı oda milletin vekilinin söylendiği gibi ise iki PKK lı tarafından esir alınıp bir yerlere götürülmesi. 


Bir milletin vekilini iki PKK lı götürürse 1082 tam donanımlı PKK militanları tüm Milletin seçtiği vekilleri istedikleri zaman istedikleri yerde kaçırıp propaganda yapıp burunları bile kanamadan geri getirip bırakabilirler demektir…


Zaten şerefsizler 15 Ağustos 2012 tarihinden sonra terörist eylemlerin yaygınlaşıp artacağını söylemişlerdi…


18 Ağustos 2012 Van’da terörist eylem oldu…


Son 20 senede Türkiye ne hale düştü, fotoğrafa bakın ve benim gördüklerimi sizlerde geniş açıdan bakarsanız göreceksiniz…


 Aklıma başka sorularda geliyor…


Geçmiş zamanda bir dış işleri bakanı yine Çankaya’da oturuyordu bir basın toplantısında tüm basın mensupları ajan gibi bir şey söylemişti, bende ajan olamayan ajanın tanımaz diyordum.  Şimdi ki zamanda bu beyefendi dediğimiz sözde sayın düşünen hayvan, Cumhurbaşkanı olarak tek noterlik yapıyor ve bolca fotoğraf çekiyor, çektiriyor, yukarıda belirttiğim üzere son 20 senedir Türkiye’nin düştüğü durumu göreniniz var mı? 


Bunu inanın merak ediyorum…


Şimdi ki zamanda devletin en büyüğü olan düşünen hayvan tabir ettiğim Sayın denilen A. G tespitleri doğrultusunda bende bazı aklıma takılan soruları sizlere soracağım dostlarım…


Türkiye’de gazetecilik yapmanın veya medya mensubu olmanın kriterleri nedir?


Haberi verirken yorum yapmamak mı, haber verirken yorum yaparken taraf tutmak mı?


Haberin içindeki olayları görüp onları halka yansıtmamak mı, yansıtırken alınan talimatları yerli yerine koyarak bazı kişi ve guruplara bunları aktarmak mı?


Haberci olup olanları görmeden patronların dediği biçimde, para kazanmak için o haberi evirip çevirip patronların istediği biçimde yansıtmak mı, haberci veya habercilik yapmak yoksa o haberi başka ülkelerin yararına kullanmak için onların basın organlarına vermek mi?..


Yukarıdaki sorulara siz cevap verin…


Şimdi ki zamanda ve daha sonraki zamanlarda en önemlisi tirajı artan ve ödül alacak gazeteler ve medya gurupların size gösterdiği fotoğraflara geniş açıdan bakın…


O fotoğrafla da kendinizi görebilecek misiniz? Size ne gösteriliyor ne saklanıyor dikkatli dikkatli bakınız…


Ödül verdiğiniz gazetecilere iyi ve dikkatli bakınız kimle niye neden ödül veriyor?


Medya ve popüler yazar olgusuna evet, bu konudaki fotoğraflara geniş açıdan bakmanızı tavsiye ederim ve bunu iyi tespit ediniz…


Bu soruları ben Cessur Demirali Gürsu soruyorum ama ilerde sizde bunları soracaksınız,  9 Ağustos 2012 Perşembe günü saat 8 sıralarında İzmir Foça’da bir askeri araca saldırı yapıldı.” haberinden sonra o ödül alan tirajları milyonlarca olan internette haberlerine yorum üzerine yorum alan gazete, haber kaynaklarına bakınız.


Ben baktım…


Yazarları içinde halkı uyaranları ben görmedim.


İnternet geniş bir kitleye hizmet veriyor, ben hatam olursa ve  geniş sanal ortamda ben atlamış olabilirim halkı uyaran varsa özür dilerim…


Geçin uyarmayı hepsi sizin paralarınızla zengin oluyor, ben hatalarımla sevaplarımla bunu gördüm ve de geçekten çok ama çok üzüldüm.


Sizler ve saygın halkım nasıl bir duruma sürüklenmişsiniz, acımıyorum çünkü bunu sebebi acınacak duruma sizi sokanların sonraki durumlarını görüyorum, onlara sizden vaazla acıyorum, sizler bu olguları fark ettiğiniz zaman işte o zaman onları düşünüyorum.


Şöyle ki benden başka  3 veya 7 gün zarfında terör eylem veya terörist eylemlerde daha süreli olabilecek “ diye uyaran kimseyi görmedim gören varsa korkmadan bana yorum yazın eyer popüler yazar yazıları var ise bende gelecek hafta sizlerle bu yazarları tartışmaya açarım…


Evet,


Korkmadan utanmadan ben yazıyorum dostlarım, bir canım var oda bu halka feda olsun…


Karar yüce Türk halkınındır, halk olma olgusuna ulaşan tüm halkımız bu kararı gün geçtikçe önce kendi kendilerine daha sonra onlara söyleyecektir, ben buna inanıyorum…

Saygılar…

Cessur Demirali Gürsu

20.08.2012





Yedinci Anlatım sonu


İkinci Kısım devam edecektir


Birinci Bölüm Devam Edecektir

Hiç yorum yok: