Salı, Şubat 12, 2013

Halifenin Gizli Ordusu -6-


Saygın okurlarım,
Dün Ankara’da;
İlimiz genelinde Uyuşturucu ve Uyarıcı madde ticareti yapan şahıslara yönelik, Müdürlüğümüz Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü görevlilerimizce yapılan operasyonlar neticesinde (16) şüpheli yakalanarak gözaltına alınmıştır. Yakalanan şüphelilerin üzerlerinde, eşyalarında, ikametlerinde ve araçlarında yapılan aramalarda;
-171.000 gram kubar esrar maddesi,  
-891 adet Captagon hap ele geçirilmiştir.
Yakalanan şüpheliler hakkında "Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Ticareti Yapmak, Nakletmek, Temin Etmek, Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak" suçlarından düzenlenen soruşturma evrakı ile birlikte Adli Makamlara sevk edilmiş, (12) şüpheli çıkartıldığı mahkemece tutuklanmış, (4) şüpheli mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmıştır.
Evet,
Dün başkente halifenin gizli ordusuna rağmen Zorluklar içinde görev yapmaya çalışan Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü böyle bir operasyona damga vurdu, öncelikle işini yapanları tebrik etmek gerek…
Bunun yanında 171.000 gram kubar esrar, 891 adet Captagon hap halifenin bulunduğu ve de yönetimin sağladığı başkente nasıl gediği sorgulanmak gerekir, bu operasyon kime veya kimlere mesaj olarak verilmektedir…
Bilindiği gibi dün okullar açıldı, 5 haftadır ben bu uyuşturucu konusunda yazı yazıyorum ve de son yazımı internete girdiğim saatlerde bu operasyon oluyordu, o operasyon olurken ben şu cümleleri yazımın arasında belirttim,  “AB'de 2011'de 514 ton reçine esrar, 146 ton bitki esrar yakalandı. Yaş aralığı 15-24'e düştüğünde esrar kullananların sayısı ise 18 milyon oldu.”…
Yine bunu yanında da, ” Europol'a göre Avrupa'da 15-64 yaşları arasında esrar denediği ya da kullandığı tahmin edilen 80 milyon 500 bin kişi bulunuyor”.
“ Reçine esrar yakalayan İspanya ve Fransa'nın ardından üçüncü sırada halifenin yönetimi altındaki Türkiye yer aldı, göstermelik dememin nedenine gelince; bu oranlar yakalanmayanlar ile uyuşmuyordu, ne kadar yakalansa o kadarı ve 5 katı denetimsiz olarak Transfer edilip Türkiye’de ve dünyada yaş ufalarak olanlara satılıyor, küresel kullanım artıyor…” diye 2011 yılı verilerini aktarmıştım…
Evet,
Ne kadar yakalansa o kadarı ve 5 katı denetimsiz olarak Transfer edilip Halifenin yönettiği Türkiye’de ve dünyada, çocuk yaşta bulunanlara bile satılıyor, daha sonra bu çocuklar Narko-terör olgusu içinde hem içici hem de satıcı olarak kullanılıyor, daha sonra biraz büyüce terörist Vampirlerin elinde çoğu zaman canlı bomba olarak kullanılıyor ve de   küresel kullanım artıyor…
Geçen hafta Cumartesi günü Altındağ Tiyatrosuna gittim, çok güzel bir eseri seyrettikten sonra biraz yürüdüm, Ankara’yı bilenler bildiğiniz gibi orada bir Hapishane var oranın çevresinde uyuşturucu satanları gördüm daha sonra yol çevirme yapan polislerle karşılaştım, yakında operasyonu geleceği beli idi…
İçimden şunu geçirdim bu gün veya yarın büyük bir operasyon Ankara’da olacak, olacak ama nasıl olacak? 
Diye düşünmüştüm, dün başarılı sayılacak bir operasyon oldu…
Pekâlâ, bunu ben fark ettim ya bu işi yapanlar nasıl bunu fark etmediler…
Nasıl 171.000 gram kubar esrar, 891 adet Captagon hap ele geçirildi ve de , (12) şüpheli nasıl yakalandı?
Tatbiki yakalanmalarına sevindim ama bu “bile bile lades” gibi geldi bana…
 Bu başarını arkasında kimler var?
Benim sorduğum görülen işini hakkıyla yapan Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü elemanlarını sormuyorum bu “bile bile lades” olgusunu kim plandı veya artık bu iş korkusuzca yapılıyor da benim mi haberim yok?
Bakın, şüphe duymak benim görevim, ve yapılan işlemleri at gölüğü takmadan görüyorum, çerçevenin bir bölümüne bakarak karar vermiyorum…
Her zaman her yede bilhassa bizler ve çocuklarımız için canını dişine takan Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü elmanlarına sonsuz sevgim ve saygım vardır,   ne olursa olsun iyi bir operasyondu bu, şimdi bu operasyon her ne surette oldu ise oldu olmasaydı neler olurdu onları biraz yazacağım…
Önce Bazı uyuşturucu maddeleri tanıtmak istiyorum, çünkü bu olgu böyle daha iyi anlaşılacağına eminim
Kötü Kullanım (maddenin veya ilacın görevi dışında yetkisiz kullanma) : Bir ilaç veya maddenin tedavi dışı amaçla ve tedavi kuralları dışında kullanılmasının dertlenmemesi.
Alışkanlık (ilaç kullanımını psikolojik bağımlılık yaparak kullanımını huy haline getirmek) : Doğal veya sentetik ilaç yada sentetik maddeyi sürekli kullanma isteği, psişik bağımlılık yapar.
Tutkunluk (İptila, fiziksel oluşumu bakımından) : Doğal veya sentetik maddelerin sıklıkla kullanılmasına bağlı zaman zaman yada sürekli olan bir zehirlenme olgusunu beraberinde getiri. Maddenin alınması önüne geçilmez bir gereksinim ve zorunluluktur. İnsanı bu olgu için yani bu tür maddeleri almak ve bulmak için vücudu sonu ölüm bile olsa direnç gösterir. İşte Bu yüzden kullanılması gereken miktarlar giderek ölüme kadar artar. Bu maddelerin daha sonra kullanılmadığında yoksunluk belirtileri patolojik ve psikolojik olarak ortaya çıkar. Hem psişik hem de fiziksel bağımlılık artık oluşmuştur. Her ne şekilde olursa olsun maddenin elde edilmesi yönüne bu bağımlı olan kişi her şeyi yapar. Zararlı etkileri hem kişiyi, hem de toplumu yıkımlara uğratır işte Narko-terör olgusu burada ortay çıkar, artık bağımlıya her türlü iş yaptırtılabilir, halifenin gizli ordusu bu olguyu yoldaşı olan vampir başı ile çok iyi organize olarak son 12 yılda yapmış ve buda başarılı olmuştur…
Bu tür maddeleri kullananların madde yoksunluk Belirtileri kısaca şöyledir: Alışkanlık sonucu tutku yapan madde alındığı zaman kaybolan bir dizi psişik nörovejatatif ve fizik klinik belirtiler topluluğu yoksunluğun belirtisidir.
Direnç Artımı (Hoşgörü, tolerans) : Doğal veya sentetik bir maddenin sık tekrarlanan kullanımından sonra o maddeye uyum ve dayanıklılık kazanılır ve daha çoğu istenir veya kullanılan madde değiştirilerek daha kuvvetli madde alım yoluna gidilir. Böylece aynı miktarda kullanıma karşı farmakodinamik etkinin giderek azalması, farmakodonamik etkiyi belirli bir düzeyde tutmak için maddenin miktarının giderek arttırılması zorunluluğudur. Bu zorunluluğu yapmayan bağımlı bu olgu çerçevesinde işte kullandığı maddenin bulunması için ekonomik yönden yıkıma ve olgumuz gereği belirttiğim Narko-terör olgusunu içine düşer ve bu Narko-terör olgusu insanı ölünce ancak bırakır… 
Bir başka yönden direnç Aktarımı : Bir maddeye olan bağımlılıkta ortaya çıkan direncin o maddeye benzeyen güçlü bir diğerinde de kullanımını sağlamaktır. Bilinen olgu alkoloitlerde anesteziklere, trankilizanlara, barbituratlara karşı görülen dayanıklılık ya da az etkilenme şeklinde görülür.
Alkaloit: Bileşimlerinde azot, karbon, hidrojen bulunduran ve çoğunlukla bitki hücrelerinde rastlanan acı lezzetli bazik özellikli organik bileşiklere Alkaloit denir. Bazılarının bileşimlerinde oksijen de bulunur. Bu bakımdan alkaloitler, bileşimlerinde oksijen bulunduran ve bulundurmayanlar olmak üzere ikiye ayrılırlar. Alkaloitler zehirli olduklarından insan ve hayvanlar için tehlikelidirler. Ancak bu maddeler dozajları ayarlanarak, tıpta tedavi amaçlı olarak kullanılmaktadır. Morfin, kodein, papaverin, nikotin, kinin, striknin, koniin, atropin, kokain, akonitin, alkaloitlerden bazılarıdır. Çay yapraklarında ve kahve tohumlarında kafein alkaloiti, kınakına ağacı kabuklarında kinin, karabüken tohumlarında strikninin, baldıran tohumlarında koniin, güzelavratotu yaprak ve meyvelerinde atropin, Erythroxylum coca yapraklarında kokain, kurtboğaz bitkisinin rizom veya köklerinde akonitin alkaloitleri bulunmaktadır.
İşte bu tür maddelerin kullanımı sonucu Narko-terör olgusu içinde yer alır, bu tür yazılar sıkıcı gelebilir, fakat bunları bilmek demek bilmek demekten daha iyidir, bilinçli olarak bunları bilir isek bilinçli olarak korunmayı da bilir ve geç neslimize bunları kötü alışkanlık olduğunu anlatabiliriz, bilinçsiz olursak bu Narko-terör olgusu içinde bulunan halifenin gizli ordusuna karşı duramayız…
Emniyet güçlerimiz bunları yakalamak için işini yapan kişiler ve kurumlar ne yaparsa yapsın bizler bilinçli olarak onların yaptığı operasyonları takip etmeliyiz…
Çünkü tek başına bırakılan veya yardım verilmeyen Emniyet güçlerimiz bu zorlukların altında ezilmektedir…
Bunu fırsat bilen Halifenin gizli ordusuna bağlı kişiler eskiden olduğu gibi günümüzde yurdun her tarafında hizmet veren Narkotik Suçlarla Mücadele birimlerim içine sızmaktadır ve bu sızıntılar bir nokta önlense bile yine de sızıntılar olmaktadır, bunu sorumlusu da, Halifenin uyguladığı politik yaklaşımlardır…
Saygılar…
Genel Yayın Yönetmeni
Cessur Demirali GÜRSU 

Hiç yorum yok: