Cessur Demirali Gürsu Dışarıda fakat fikir Suçlusu |
Saygın okurlarım,
Eskilere dönecek olursak 27 Mayıs 1960 tarihinde yapılan ve Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleşmiş ilk askerî darbe unutulmuş, sivil darbenin genel provası niteliğinde 27 Mayıs 2013 tarihinde iş makinelerinin parka girmesinin ardından bu haberin sosyal medya aracılığıyla kısa sürede yayılması sonucunda bazı aktivitelerin parka gidip çalışmaları durdurmaya çalışmasına halifenin polis orantısız müdahalede bulunmuştu…
Halifenin Polisin tarafından müdahaleleri sırasında protestolara katılmayan vatandaşlara saldırılması, biber gazı tüfeklerini kullanarak insanları yaralamak veya öldürmek üzere çok yoğun bir şekilde hedef gözettirilerek kullanılması, bu silahları kapalı mekanlara ya da konutlara atması, çeşitli dükkanlara ve evlere mahkeme kararı olmadan zorla girmesi benim çalıştığım eski medya organlarında ve yandaş olmayan ulusal kanallarda yer almıştı...
Olaylar hafifliğince benim çalıştığım medya gurubu gibi bazı bu olaylardan nemalanan guruplar çeşitli nedenlerle olumlu veya olumsuz yönde o zamanki arşiv değerindeki haberleri ya bilinçli yada biliçsiz olarak sildiler, ben dahil bazı arkadaşlarım bu bilinçsiz veya bilinçli davranışa karşı durdular görevlerimizden ayrıldık…
Bunu yanında Ayrıca birçok ilde polis ile birlikte Halifenin kurduğu ortamda ve de dış istihbaratlar ile beslenen ve böylelikle hareket ederek göstericilere çivili sopalar ile saldıran siviller ortaya çıkmıştı, daha sonra bu kişilerden bir kısmının sivil polis olduğu dair haberler verildi…
Yaşları müsait olan benim gibi Eskileri yaşayanlar; 1 Mayıs 1977 Taksim
katliamını bilirler ona benzer olgularda bu kişiler veya onları babaları, ağabeyleri,
anneleri, ablaları ortaya çıkmıştır, yine derin güçler o zamanki şartlarda
anımsanan katliamın olması için yardımcı güç olarak çalışmışlardı…
O nedenle ileriye bakmak için önce arkamızda bıraktığımız olguları
bilmemiz gerek diye yazıyorum çünkü o zamanlar teknoloji şimdiki gibi ileri bir vaziyette değildi…
Her şey saklanabiliyordu ama şu anda bakmasını bilene her şey açık ve
net görülüyor…
İşte bizlerin görmesini engellemeye çalışanlar, bu olgu içinde operasyonlarını
yapıyorlar, sanal hukuk davaları bu yönde gelişiyor…
Diğer yandan Ayrıca, bu kişilerin polis ile birlikte yakaladıkları,
kişilere işkence yaptıkları iddiaları benim tarafımdan ve yandaş olmayan
medyada tarafından o zaman içinde yazılmıştı….
Polisin müdahaleler sırasında kask numaralarını çeşitli yöntemler ile
kapattığını da gözlemlenmiştim, bu gözlemlerim zarfında bu kişilerin özel
eğitim alan guruplara mensup olduğunu yine gözlemlerim sırasında fark etmiştim
fakat bunları ispat edemedim, buda benim kusurum…
Bunu yanında Atatürk’ün şu sözünü de unutmamakta fayda var “Hiçbir
mazeret başarının yerin tutamaz” işte ben mazeret üretmiyorum yalnız
gördüklerimi ve gösterdiklerimle sizlere ulaşıyorum, fikir ve düşünce
üretmeyi ve üretenlerin düşüncelerini
paylaşmayı seviyorum…
Çünkü ben halkımı seviyorum…
Bölüm sonu…
Saygılar…
Rogg & Nok Genel Yayın Yönetmeni...
Cessur
Demirali Gürsu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder