Çarşamba, Ağustos 27, 2014

Planlı Yasa Uygulamaları: (Bölüm -8-)

Cessur Demirali Gürsu
Dışarıda fakat fikir Suçlusu


Saygın okurlarım,

Hayattaki her oluşan olaya veya toplumsal olaylara, kişilerin bakış açısı farklılık gösterir, öncelikle bu farlılıklara saygı göstermemiz gerekir…

Farklılıklarımız toplum olgusu beraberinde gösteren en büyük oluşumdur...

Toplum bilinci saygı ve sevgiden ileri gelir; saygı birbirinin fikrine, düşüncesine ne kadar sabır gösterdiğimizle doğru orantılıdır, dünyanın bakış açısı bu olgu üzerinde yoğunlaşır...

Kimimiz açıyı daraltarak, kimimiz geniş açıdan olayları analiz ederiz…

Bazı olgularda tek bakış açısı yeterli olmaz…

Olaylara bakış açımız ile fikirlere ve düşüncelere verdiğimiz açı ile orantı olarak yaptığımız analizlerde bizleri doğru yola götürür…

Dünyada Türkiye’de oluşan şimdiki Planlı yasal uygulamalarına bu gözle bakıyor ve bu olgunu dünya literatüründe  bir tez olacağı ön görülüyor…

Fikirlerin doğrusu yanlışı tartışılır fakat yasa oluşumu tartışılır mı?

Yaşadığımız dünyada yasaların standarttı var mıdır?

Bu yasalar orman kanunları olan yasalarla bağlantısı olup yasaların ana prensibini mini oluşturur?

Güçlü olan kazansın diye mi yasalar yapılır?

Herkese tarafsızca uygulama yapan yasalar yürürlükteki yasalar ile uyum halinde uygulanıyor mu?

Uyulması gereken kuralları kimler yapar?

Kuralar ve kuramlar içinde yasa yapıcı ve yasa koruyucunu görevi nedir?

Yasalar tüm insanlık içimi yapılır, yoksa seçilmiş insan veya insan topluğu için mi yapılır?

Yasların kendine özgü etik kuralları var mıdır?

Mantık ve yasa aynı seviyede gitmeli midir?

Yasları insan yapıyorsa insan yasa konusunda yorum yapabilir mi?

Yorum yapacak kişiler ve kurumlar yasa ve kurallarına kayıtsız şartsız uymalı mı, yoksa kendi düşünceleri doğrultusunda yorum yapa bilir mi?

Yasa düzenleyicisi karar verirken bağımsız ve tarafsız olarak davran bilir mi?

Evet,

Aslında cevaplar sorularda saklıdır, cevapları herkes kendi düşünce yapısına göre ya soruları çoğaltır, ya da mantıklı cevap verir, bu arayış içinde olan insan kendi fikrince kural ve kuramlar hakkında sorularla da mesaj verebilir, bu mesajları algılamak aslında analizin ve kurumsal tezin başlangıcıdır…    

Bu ön görülen tez konusunu bir bölümüne sizlerle birlikte biraz irdeleyelim…

Bir yandan da İstihbarat yönünden de bu tez ve kuramlar yardımcı tez konusu olarak gelecekte dünya standartlarında önümüzde bulabileceğimiz ölçülerde yine planlı yasal uygulamalar biçiminde de görme olasılığımız da yüksektir…

Dünyada Türkiye’yi bu şimdiki zamandaki planlı yasal olgusu ile tanıyor…

Pis kokular yayıldıkça, bu kokuları anımsamak ve eskiden duyulan kokular arasındaki bağ kurmak içinde yorumlara yapa biliriz…

Bu yorumlar başladığı zaman bilgi kirliliği beraberinde başlar…

Artık yasa yasa değildir…

Bu uygulanan yasalar bir önceki yapılmış senaryonun versiyonu ve hayata geçişi olarak görülür…

Senaryolar hayattan ve hayatın içinde olan olası olgular çerçevesinde oluşum sağladığı bilinmesine raman bu senaryolar defalarca sahneye konur, hayata geçirilir, bu senaryolar hayata geçtikçe filim gibi herkes seyirci olarak bu oluşuma önce bakar, daha sonra yasalar hakkında yorum yapar…

Normal bir davranış biçimi olarak bu yorumlar halka yansıtılır…

Bu yorumlardan feyiz alan kişiler yasaları ve kuramları irdelerler ve uygulamadaki yasaları etkilemek için çaba gösterirler...

Genel bakışta; yasal yorum ile oluşmamalıdır, kanıtlar ve destekleyecek belgelerin açık olarak somut bir biçimde mahkemeye verilmesi gerekir…

Şimdiki gibi soyut delilerle mahkûmiyet kararları verilmemelidir diye düşünenler susturulmamalıdır ki doğru karar mekanizmaları çalışabilsin diye de düşünebiliriz…

Yasalar; yasa yapıcılar, yasa uygulayıcılar ile uyumlu çalışması gerekir kuramı yüksek bir ölçüde doğru olarak yüksek bir ölçekte görebiliriz…

Bu gördüğümüz yasal oluşumlar ve ilerde önlem alınmaz isek hep göreceğimiz sanal davanın birer önceden görülen göstergesi olarak da düşünebiliriz…

Belli senaristler tarafında uygulamaya konulan senaryoda bir numaralı senaryo çerçevesinde oluşan aktör ve aktristeler; düşünce yapımızda önümüze çıkabilir…

Bu aktör ve aktristeler kimdir, ne iş yapar, hangi oluşum parçası olarak karşımızda hayatımızda olan olguda görünürler?

İşte yapay, yapısal, planlı yasal uygulamalarda senaristin seçtiği oyuncular;   senaristin baş aktörleri olarak şimdiki zamanda gözlenen hâkim ve savcılar ve de savunma avukatları olduklarını da görebiliriz…

Ek olarak yine senaristin seçtiği ve öne sürdüğü; kullanılan ve haberleri olmadan bu senaryoya dâhil edilen görsel aktörler ise tutuklu sanıklar ve halk olarak çoğu zamanda görebiliriz…

Senaristin başarısı bu aktörleri ne kadar iyi organize ettiği ile bağlı olarak görülür…

Diğer yandan senaristin bu filminin reklam çekimleri de uygun sahneleri bulmakla da uğraşır; bu için senarist uygun gördüğü senaryodaki görülen çarpıcı görüntüleri  yayınlar,  bu görüntüler reklam amaçlı olup senaryonun tamamını kapsamaz…

Bu ölçülerde senaryolara yorum yapan ve okuyucu, seyirci kitlesine hâkim olan,  kısaca her kesimden halka aktaran kişileri kontrol etmesi filimin geleceği için gerekir. Çünkü kontrolsüz güç güç deyidir…

Bunu için yandaş veya özgür basın değimiz medya mensupları figüran olarak senaryolaştırılmış ve hayata geçen olguda öne sürülen planlanmış yasal senaryo içinde isteyerek veya istemsiz olarak senarist tarafından yer aldırılır…

Türkiye şartlarında bu uygulamalar olurken bazı kanıtlar yok edilir, bazı kanıtlar ise milli güvenlik açısından olduğu söylenerek belgeler ortaya konmaz...

Gizli tanık denilen kişiler senaryoya dahil edilir ve de bunlar üzerinden nasıl alındığı belli olmayan ifadelerle sanıklara ve tanığı can güvenliği ön plana atılarak nereden geldiği muhtelif olan suçlamalar ile sanık ve yakınlarına mahkumiyet hakim tarafından kararlı bir karalama kampanyası olarak Türkiye şartlarında karar verilir…

Gerçek hayatta sorular; bu belgeler nasıl alındı, kim verdi, nerede oluştu sorularına gizlilik bakımından cevap verilmez, yalnız körü körüne yasalara güvenilmesi terkininde bulunulur…

Bu çerçevede etrafa yayılan kokuları takip ederek bazı oluşumlar hakkında bilgi sahibi olabiliriz, kısaca “ateş olmayan yerden duman çıkmaz “ biçiminde de algılanabilecek bir oluşum sanal olarak yaratılır…

Pekâlâ, bunları kim hazırladı veya bu yukarıda görülen tez doğrumu?

Evet,

Bu tezin doğruluğu tartışma konusudur…

Tartışmak için ise fikir ve düşünce özgürlüğü bir toplumu oluştura yapıda olmalıdır….

Bu özgürlükler ne kadar engellenirse;  o kadar doğru sonuçlar elde edilemez….

Saygılarımla

Bölüm sonu

Rogg & Nok Genel Yayın Yönetmeni


Cessur Demirali Gürsu











     


Hiç yorum yok: