Salı, Eylül 24, 2013

Planlı Yasa Uygulamaları: (Bölüm -21-)


Cessur Demirali Gürsu
Dışarıda fakat fikir Suçlusu

Savaş, Barış (10)

Saygın okurlarım,

Bazı olgular vardır ki zaman içine yayılır, bazıları zaman içinde unutulur. Bazı operasyonlar ise bilinçsiz olarak hedef saptırmak olarak bilinçli yapılır, buradaki ince çizgiyi bilmeden medya bu psikolojik operasyonların üzerine gider.

Son olarak 1453 operasyonları bunları işaret ederek örnek teşkil etmektedir

At gözlüğü tarak baktığımızda soyut olarak halifelik sistemini halkın beynine yayan görünmez güçler ama görünür güçler tarafından yapıldığını kendi anlayışımızla söyleyebiliriz, bu bir yede dorudan gördüğümüz somut olgudur…

Fakat madalyonun arka tarafını görmemizde gerekir.

Planlı yasal olgular kullanılarak yasal statü ile yapılan, organize edilen hedef saptırmak için kullanılan örgütler sanal ortamda toplanırlar. Bunlar bir grupta bulunmazlar ayrı ayrı gruplarda bu kişiler bulunurlar, bu kişileri ayırmak çok zordur, çünkü kendilerini çok güzel gizlenmiş, her olguda değişik zamanlarda değişik ortamlarda, tek eden yönetilen, kökü tohumlardır. Bunları ağaç dallarına benzetmek gerekir, bu ağaç dalları kötü tohum vererek, ortamı gereksiz yere işkâl ederek kendilerini göstermeden amaçlarına ulaşırlar…

Alınan bir mesajla bir önceden bilgileri verilen değişik gruplardaki anlamsız ama anlamı olan resimler ile tüm önceden organize edilmiş bu kişiler ortaya çıkarılır. Fakat bunları bilinçsizce yapılmış birkaç kişinin işi olduğu söylense de, yine de arka kapılar ardında planlı bir organizasyonu olduğu olasılık içinde unutulmamalıdır
Gelelim yıllar öncesindeki hikâyemize…

Geçtiğimiz günlerde 12 Eylül olgusu tekrar gündeme gelmişti, sonraki günlerde somut olarak 1453 grubu ve faaliyetleri gündeme geldi bunu oturup tarafsız olarak düşünmemiz gerek…

Hikâyemiz 1978-1980 arasında geçiyor,  Demokrasiye, Sosyalizme, Komünist sisteme inanan, Kemalist sistemi savunan, milliyetçi faşizmi ön planda tutan, Emperyalizmi, küresel ekonomik sistemi tartışmaya açan, bu tartışmaları yapan benim dostum ve yoldaşım olan arkadaşlar, şimdini olgun oluşumda gördüğüm dostlarımız, tanıdıklarım. Belki biraz yaşça büyük delikanlı kesimi. Bu fikir ve diğer yapılan olumu veya olumsuz eylemleri “döneklik” yapan olarak gördüğümüz veya kendilerini ve yetiştirdikleri gençleri Siyaset dışında uğraş veren, bu uğraşlar sonucu siyasetle uğraşmayan, siyasete soğuk bakmalarını yıllar içinde adede eden ( apolitik ) biçimde yetiştiren kesim.  Hayattın koşturması içinde unuttuğumuz veya hatırlamaktan çekindiğimiz hikâyemiz olarak da görebilme şansımız var…

 İşte bu bizim 1960-1980 yılları arasındaki gençliğin üzücü ve düşündürücü hikayemizdir..
Hepimiz bu hikâyenin bir bölümünde bulunuyoruz…

İstemesek de,  istesek de; evet, olumlu veya olumsuz olarak hepimiz ortak olarak bu hikâyenin içindeyiz.

O zamanki gençler,  genç oldukları çağlarda; bazı dostlarımızı silahlı mücadeleyi seçmek zorunda dış istihbarat olgusu içinde bıraktılar, bunun sonucunda fikir ve düşünce ile başlayan bu akım yine dış ülkeleri istihbarat yolu ile yaptıkları operasyonlar çerçevesinde silahlı mücadele içine girdi…

Yine kullanılan gençler olmuştu, suskun ama sinirli isyana dönük bir halk ortaya çıkarıldı ve o zaman diliminde bu soğuk savaş yıllarında 12 Eylül darbesi dış istihbarat tarafından önerildiği şekilde yapıldığı olasılıklar içinde bulunduğu hikâyemizde belirtilen oluşumlardan biri olarak göze çarpıyor…

Silah ticareti o yıllarda Türkiye’de tavan yapmıştı. Bu oluşumdan rant elde eden kişilerin sayısı tam olarak bilinmiyordu.  Olasılık dâhilinde çoğu şimdinin ünlü iş adamları oldukları da hikâyemizde belirtilen başka bir gösterge olarak gösteriliyor. Kanlı para sonraları adam olarak görünen, adamları şirketleri ve mevkileri sayesinde şimdileri sayın olarak tanımamız için operasyonlar o zaman diliminde yapıyordu, daha sonraları bular Narko-terör olgusu içinde örgütlere maddi olarak yardım edecek kişiler olması yine olasılıklar içinde hikâyemizde görülüyor…

Yakın tarihimizdeki; Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı ve daha önceki cinayetlerinin ardındaki olgular bu yapı içindeki somut olaylar karışmış ama ispat edilemeyen kişi ve kurdukları gruplar olduğu, şimdiki zaman dilimindeki dini sömüren oluşumunu baş aktörleri oldukları ve o kişiler ile dış ve iç istihbaratın senaryoları sonucu değişik versiyonlar halinde oluştuğu yine olasılıklar dâhilinde görüldüğü öne hikâyemizde öne sürülüyor.

Kısaca her olgu birbirini tamamlayan dizi psikolojik yönden istihbarat olanakları ile yapılan senaryolardan oluştuğunu bilmemizi hikâyemizde vurgulanıyor…

O zaman diliminde potansiyel gücü olan gerçeklik yine genç kuşaktı..

Bunun yazılmış bir hikâye olduğunu söylemek zorundayım, çünkü yapılan işlemler istihbarat olgusu içinde çok gizli ve gizli kapılar ardında saklanan operasyonların hikâyesidir bu…

Daha önceden yazdığım gibi hikâyeler zaman içinde kendi ideolojik ortamında her kesim için geçerli olarak siyasi yönden abartılır veya olmuş gibi aktarılır, bu hikâyeler geçek hayattan alınmış hikâyelerdir. 

Bu hikâyeye inanıp inanmak sizlere kalmıştır…

Yukarıdaki paragrafta belirtiğim gibi hikâyeler geçek hayattan esinlenerek yazılır, hikâyeler ne kadar gereceğe yakın olursa, olayları kendi bakış açımızdan, en önemlisi geniş açıdan bakmamızı sağlar.

Saygılar…

Bölüm Sonu…

Rogg & Nok Genel yayın Yönetmeni

Cessur Demirali GÜRSU 

Hiç yorum yok: